Son 2 yılın En Yüksek Artışı

Borsa İstanbul mart ayında yatırımcısına yaklaşık yüzde 10 kazandırarak, son 2 yılın en yüksek aylık yükselişini gerçekleştirdi.

Borsa İstanbul 100 (BIST 100) endeksi mart ayında yüzde 9,83 yükselerek, 2015 yılında ara verdiği mart aylarındaki güçlü yükseliş geleneğini sürdürdü. Geçen ay, 2014 yılının mart ayından bu yana en hızlı yükselişini kaydeden BIST 100 endeksinin mart ayı performanslarına bakıldığında 2009 yılından bu yana sadece 2015 yılında değer kaybettiği görülüyor. 

BIST 100 endeksi mart ayındaki yükselişiyle birlikte yıl başından bu yana yatırımcısına ortalama yüzde 15,8 kazandırmış oldu. 2015 yılında diğer gelişen ülke borsaları ile birlikte satış baskısı altında kalan Borsa İstanbul Pay Piyasası, 2016 yılında Merkez Bankalarının genişlemeci politikalarını devam ettireceği beklentilerinin artması ile pozitif seyir izliyor. 

BIST 100 endeksi 2015 yılının tamamında yüzde 16,3 geriledikten sonra, bu yılın ilk çeyreğinde yüzde 16’ya yakın artarak önceki yılki kayıplarının neredeyse tamamını da telafi etmiş oldu.

Nisan ayları performansına bakıldığında ise BIST 100 endeksinin son 3 yılda yatırımcısını sevindirdiği görülüyor. Analistler, yılın ilk çeyreğindeki hızlı yükselişin ardından orta vadeli trend açısından önemli direnç konumunda olan 84.000 ve 85.000 seviyelerine yaklaşıldığını, dolayısıyla kar satışlarının etkisini artırabileceğine dikkati çekerek, buna karşın pozitif görünümün devam edeceği beklentilerinin ağır bastığını dile getiriyor.

"Merkez Bankaları 5'te 5 yaptı"

Turkish Yatırım Araştırma Bölüm Başkanı Baki Atılal, Merkez Bankalarının aktifliği ve piyasa destekleyicisi tutumlarının devam etmesinin etkisiyle çok cazip seviyelere gerileyen gelişmekte olan ülke borsalarının tamamında ciddi artışlar kaydedildiğini belirterek, piyasalar için en önemli 5 Merkez Bankasının, yılın ilk çeyreğinde piyasayı destekleyici adım ve açıklamaları ile 5'te 5 yaptığını kaydetti.

Atılal, Çin Merkez Bankasının (PBoC) yuanla ilgili rahatlatıcı açıklamalarının, Avrupa Merkez Bankasının (ECB) mevduat faizini eksi 0,40’a çekerken varlık alımlarını 80 milyar euroya çıkarmasının, Japonya Merkez Bankasının (BoJ) negatif faize geçmesinin ve nihayetinde ABD Merkez Bankasının (Fed) 'faiz artırımı olacak mı olmayacak mı?' stresini mart toplantısında hafifletmesinin küresel piyasalarda risk iştahını artırdığının altını çizdi.

Risk iştahının artmasının, betası yüksek olan Türkiye’yi de olumlu etkilediğine değinen Atılal, yurt içinde ise TCMB’nin mart toplantısında faiz koridorunun üst bandında 25 baz puanlık bir indirime gittiğini bunun da niyeti göstermesi açısından son derece önemli olduğunu dile getirdi. 

Atılal, TCMB’nin piyasaya verdiği mesajı “kredilerin makul bir hızda artmasını istiyorum” olarak anladığını ve enflasyonun önümüzdeki aylarda düşüşüne devam etmesiyle bu adımların devamını beklediğini söyledi. 

Nisan ayında yurt içinde ana gündemin TCMB Başkanı Erdem Başçı’nın görevine devam edip etmeyeceği ve ayın sonlarına doğru gelmeye başlayacak olan 2016 birinci çeyrek mali tablo sonuçlarının olacağını kaydeden Atılal, kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s’in 8 Nisan’daki Türkiye değerlendirmesinde ise herhangi bir değişiklik beklemediğini ifade etti. 

Atılal nisan ayına ilişkin değerlendirmesini şöyle sürdürdü: 

“Dolar/TL’nin 2,78- 2,86 bandında, gösterge tahvil faizinin 9,75 - 10,40 bandında ve BIST-100 endeksinin de yükseliş trendinde hareket ederek 84,000 seviyelerini hedeflemesini makul karşılarken, geri çekilmelerde ise 80,500 seviyesinin stop-loss (zarar kes) olarak kullanılmasının uygun olacağını düşünmekteyim.”

Piyasanın önündeki riskler

 

Destek Menkul Değerler Araştırma Müdür Yardımcısı Adnan Çekcen de endekste hızlı yükselişin ardından soluklanma söz konusu olsa da 87.000 ve 88.000 seviyelerinin gündemde olduğunu ifade etti.

Yılın ilk çeyreği TL varlıkları açısından oldukça pozitif geçtiğini belirten Çekcen, iç piyasadaki güvenlik endişelerine rağmen BIST 100 endeksinin daha çok dış piyasadaki pozitif gelişmeleri fiyatladığını kaydetti. 

Çekcen, küresel ekonomide büyük Merkez Bankalarının bol likidite politikalarına hız kazandırmasının borsanın itici gücü olduğuna değinerek, para politikasına ilişki adımların diğer gelişmekte olan ülke piyasalarında olduğu gibi TL varlıklarında da pozitif karşılandığını ifade etti. 

Nisan ayında, yurt içinde TCMB başkanlığına dair belirsizliğin söz konusu olduğunu belirten Çekcen değerlendirmesine şöyle devam etti: 

“Aynı zamanda Fed iyimserliği fiyatlansa da haziranda faiz artırımına gitme ihtimali sıfır değil. Bu iki risk dışında endeksin önünde olumsuz fiyatlanabilecek bir gelişme olmazsa son 1 yılın düşen trendini yukarı kıran endekste 87.000 - 88.000’lerin önü açılabilir. Eğer ikinci çeyrekte Fed’in haziranda faiz artırım ihtimali masadan kalkarsa endekste yeni zirveler gündeme gelebilir.” 

BG HABER MERKEZİ