Bu makale Tuba Aydın Çakmak’ın “Mysia Bölgesi’nde Kybele Kültü” adlı yüksek lisans tezinden üretilmiştir
Prof. Dr.Korkmaz Meral.. Atatürk Üniversitesi, Edebiyat Fakültesi, Arkeoloji Bölümü, Erzurum/TÜRKİYE,
Tuba Aydın Çakmak..Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Arkeoloji Anabilim Dalı, Klasik Arkeoloji Bilim Dalı,
Anadolu tarih öncesi çağlardan günümüze kadar birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Pek çok medeniyetin izlerini her anlamda taşıyan Anadolu coğrafyası arkeoloji dünyasının daima ilgi odağı olmuştur. Mysia Bölgesi de geçirmiş olduğu tarihsel süreçler, antik kentler ve eserlerle incelemeye değer bir coğrafyadır. Kybele, Anadolu uygarlıkları açısından kendine has özelliklere sahip olması ve farklı kültürleri etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Ana tanrıça kültü, Anadolu’dan başlayarak bu coğrafyadan geçen tüm uygarlıkları etkilemiştir. “Yaratıcılığı, bereketi, cinselliği, doğumu, çocuk büyütmeyi ve gelişme döngüsünü temsil eden analık simgesi ya da tanrıça” olarak tanımlanan, Ana tanrıça Kybele’ye en eski çağlardan itibaren Anadolu’nun hemen hemen her yöresinde rastlamak mümkündür. Anadolu’nun birçok yerinde kutsal alanı bulunan, tapınım gören Tanrıça Kybele’nin Anadolu’daki belli başlı kült merkezlerinden birisi de Mysia bölgesidir.
Bu çalışmada da Tanrıça Kybele’nin Mysia Bölgesi’ndeki varlığı araştırılıp, Pergamon, Daskyleion, Miletopolis, Kyzikos, Zeytinliada ve Eğridere’de elde edilen epigrafik buluntular, yapı kalıntıları, heykeller, heykelcikler, tapınım alanları, adak levhaları vb. bulgular ile Anadolu’nun en önemli ve en eski tanrıçası olan Kybele’ye özgü tapınımın izleri ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır.
Eski çağlarda adı bilinmeyen Ana tanrıça, mağara resimlerinde, daha sonra Çayönü, Çatalhöyük, Hacılar da dünyanın ilk kurulmuş kentlerinde, pişmiş topraktan yapılmış küçük şişman yontulara “Ana tanrıça” adı verilip, böyle ifade edilmiştir (Tuncer, 1999: 147; Özmen, 2016: 382) (Resim 1). MÖ 2000’e yaklaştıkça yazının Anadolu’ya gelmesiyle Ana tanrıçanın adı da yazılı tabletler üzerinde Kubaba, Kumpapa, Kupapa gibi çeşitli adlarla görülmeye başlanır (Tuncer, 1999: 148). Çeşitli değişimlere uğrayarak en yaygın biçimine Phrygler zamanında ulaşır. Kübele ya da Kybele olur (Tuncer, 1999: 148). Romalılar
t arafından Magna Mater (Ulu Ana) adıyla İtalya’ya götürülerek, bütün Avrupa’da bu adlasaygı görür (Tuncer, 1999: 149).
Ana tanrıça Kybele’nin tapımının ortaya çıktığı bölge, Orta Anadolu’daki Phrygia bölgesidir (Erhat, 2003: 183-187; Meral, 2017: 35). Kültün temelleri Phrygia’da atılmış bu bölgeden Anadolu’ya yayılmış ve Batı Anadolu kentlerinde kabul görmüş, oradan Kıta Yunanistan, İtalya, Sicilya ve Marsilya kıyılarına kadar ilerlemiş, hatta Kuzey Afrika kıyılarında da kendine dinsel bir yer edinmiştir (Erhat, 2003: 183 vd.). Kybele’nin tasvirleri genellikle bir tahtta oturur biçimdedir (Albayrak, 2007: 144; Meral, 2017: 35). Çoğunlukla iki yanında aslanlar, elinde tef ve başında bir taç ile tasvir edilmektedir. Ana tanrıça betimlerinin yanında bir de erkek figürü bulunmaktadır ve bu olasılıkla Attis’dir. Tanrıçayla birlikte tapınım gören sevgilisi veya oğlu olarak ifade edilen Attis, mevsimlerin değişimini ve dönüşümünü simgeleyen bir bitki tanrısıdır (Erhat, 2003:183) (Resim 2).
Anadolu’nun birçok yerinde kutsal alanı bulunan, tapınım gören Tanrıça Kybele’nin Anadolu’daki belli başlı kült merkezlerinden birisi de Mysia Bölgesi’dir1 (Resim 3).
Pergamon
Mysia Bölgesi kentlerinden Pergamon 2(Pergamon, Mysia’da Elaia körfezine yakın bir yerde denize dökülen Kaitos (Kestel) ve Kaikos (Bakırçay) nehirlerinin birleştiği yerin üst tarafındaki tepe üzerinde kurulmuş eski bir uygarlık merkezidir., Kybele tapımının en yoğun olduğu kentlerden biridir (Üreten, 2003: 25). Ana tanrıça kültünün örneklerine Pergamon ve çevresinde krallık döneminden binlerce yıl önceki prehistorik kültür evresinden itibaren rastlanmıştır (Güngör, 2005: 25).
Kentin her kesiminde Meter’i betimleyen çok sayıda taş ve terakota heykelcik
bulunmuştur (Roller, 2004: 204, 7). Pergamon heykelciklerinden iki tanesi tanrıçayı başında
kule biçiminde yüksek bir taçla gösterir (Roller, 2004: 204-205, Res. 56). Heykelciklerin bir
kısmında tanrıça tahtında otururken, elinde tympanon ile gösterilir ve bazı durumlarda da
Kybele’ye aslanlar eşlik etmektedir (Patacı, 2007: 31, 43). Meter ayrıca Pergamon’daki Büyük
Sunak’ta, bir aslanın üzerine oturmuş olarak görülür (Roller, 2004: 205). Yine Pergamon’da
yukarı kente açılan kapının yanında insan boyutunda bir Kybele heykeli (MÖ 2. yüzyıl) ele
geçmiştir (Naumann, 1983: 249, No 554, Lev. 41; Roller, 2004: 205, Res. 55).
Pergamon’da tanrıçanın etkili varlığı, hem kent içinde, hem de civardaki dağlarda
bulunan iki açıkhava tapınağında hissedilir (Conze und Schazmann, 1911; Nohlen und Radt,
1978). Mamurtkale bunlardan büyük olanıdır. Anadolu’nun Büyük Ana tanrıçasının sınır
tanımayan tapınım alanlarındandır (Conze und Schazmann, 1911: 5-36). Mamurtkale kentin
30 km güneybatısında yer alır (Roller, 2004: 206). Strabon’un Meter’in Pergamon’daki en
önemli kutsal alanı dediği yerdir ve burada tanrıçaya Meter Aspordene adıyla tapınılmıştır
(Strabon, 2005: XIII.2.6). Aspordene adını Pergamon civarındaki Aspordenon Dağı’ndan
aldığı anlaşılmaktadır (Üreten, 2006: 212). Aspordenon Dağı (Yund Dağı), hakkında Strabon
şunları yazmaktadır (Strabon, 2005: XIII.2.6; Taşkın, 1997: 101): “…o halde Pergamon
çevresindeki kayalık ve çıplak Aspordenon Dağı’na da ‘Asporenon’ dememiz gerekir. Bu dağın
tepesinde Tanrılar Anası Asporene’ye ait bir tapınak vardır…”
Mamurtkale’de Meter Aspordene’nin tapınım gördüğü üç epigrafik buluntu ile de
belgelenmektedir. İlki arşitrav parçası üzerindeki tek satırlık yazıttır (Conze und Schazmann,
1911: 21). Tapınağın tanrıçaya ait olduğunu arşitravda yer alan, “ΦιΙλεταιρος Ατταλου
Μητρι Θεων”, “Attalos’un oğlu Philetairos (bunu) tanrıların anasına (adadı)” yazıtı ile
anlamaktayız (Resim 4). Burada bulunan çok sayıdaki terrakotta heykelcik de (Conze und
Schazmann, 1911: 40, Taf. XI-XIII), dağ tapınağının halk tarafından kullanıldığını gösteren
kanıtlardır (Roller, 2004: 206-207; Ful, 2008: 134). Diğer epigrafik buluntu ise bronz bir heykel
kaidesindeki yazıttır. Yazıtta, Antiokhos’in bronzdan bir heykelini tanrıçanın tapınağına
adadığını belgelemektedir (Conze und Schazmann, 1911: 38; Ohlemutz, 1940: 178; Üreten,
2011: 99). Son epigrafik buluntu da Rahibe Metreis’in Kral I. Attalos Soteros’a şükranlarını
sunduğu üç satırlık yazıttır (Conze und Schazmann, 1911: 6-7; Ohlemutz, 1940: 178; Üreten,
2003: 40). Mamurtkale’de flüt çalgıcısının tasvir edildiği, üst kısmında ATTIN kelimesinin
yazılı olduğu kap parçası Kybele’nin her şeyi olan Attis’in de külte dâhil edildiğini
göstermesi açısından önemlidir (Conze und Schazmann, 1911: 41, Taf. XlII, No 4; Ohlemutz,
1940: 179; Roller, 2004: 209-210) (Resim 5).
Mamurtkale’de bir tapınağın ve sunağın olduğu bilinmektedir (Resim 6). Philetairos bu
sunak ve tapınağın etrafını surla çevirerek kutsal bir alan oluşturmuştur (Roller, 2004: 206;
Ateş, 2013: 140). Kutsal alan Strabon’un da anlattığı gibi, MÖ 3. yüzyılın başlarında
Attaloslar hanedanlığının kurucusu Philetairos tarafından granit taşından büyük kesme
kütle taşlardan harçsız olarak inşa ettirilmiştir (Conze und Schazzman, 1911: 4; Radt, 1988:
274). Dor düzeninde olan Meter Tapınağı (Radt, 1988: 274) bilim insanları tarafından mimari
bakımdan Pergamon kentinin ayakta kalan en eski kutsal yeri olan Athena Tapınağı’na
benzetilmektedir ve tapınaktan günümüze sadece kalıntılar kalmıştır (Conze und
Schazmann, 1911: 20; Ohlemutz, 1940: 19; Radt, 2002: 157 vd.). Bugün yosunlarla kaplı
pembe andezit taştan yapılmış eski tapınak Kybele’nin kutsal evi olarak tanınmaktadır
(Taşkın, 1997: 103). Philetairos’dan sonraki bir dönemde büyük bir onarımdan geçmiştir
(Üreten, 2003: 39). Tapınakta bulunan tanrıçaya ait kült tasvirleri çoğu kez ayakta, başında
surlu bir taç (polos), giyimli, iki saç örgüsü yüzünün iki yanından aşağı sarkmış, elinde
tympanum veya patara, dizlerinde bir aslan veya iki yanında birer aslan şeklinde
gösterilmiştir (Conze und Schazmann, 1911: 40, Taf. XI-XII).
Pergamon’daki diğer kutsal alan Kapıkaya Kybele Kutsal Alanı’dır (Radt, 1988: 272-274;
Taşkın, 1997: 84). Kent dışında, Pergamon’a yaklaşık 5 km uzaklıkta kuzeybatı yönünde
(Naumann, 1983: 248. Bkz. Nohlen und Radt, 1978; Meriç, 2007: 72) (Pindasos) Kozak
Dağları’nda bulunmaktadır (Ateş, 2013: 142). Günümüzde çok sayıda çamla kaplı yüksek bir
tepede yer almaktadır (Nohlen und Radt, 1978: Taf. 1). Tahtında oturan aslanlı tanrıçayı
gösteren terakota buluntular ve üzerine Μητρ[‘ι] Θεων yazısı kazınmış bir kap buranın bir
Meter kutsal alanı olduğunu kesinleştirir (Roller, 2004: 208). Mamurtkale’den daha basit,
önünde bir pınar ile kaya çıkıntısı olan küçük bir mağaradır (Resim 7). Kayaya bir merdiven
sunak ile birkaç niş oyulmuştur, ayrıca mağaranın içinde de basamaklar ve nişler bulunur.
Kybele’yi betimleyen çok sayıda terrakotta heykelcik ele geçmiştir (Nohlen und Radt, 1978:
Taf. 25-27; Patacı, 2007: 31, Şek. 70-71). Kutsal Alan da, MÖ 3. yüzyıldan MÖ 1. yüzyıl
sonuna kadar Kybele tapınımı devam etmiştir (Roller, 2004: 208).
Meter’e ait kent içinde de iki tapınağın olduğu söz konusudur. Kent tapınaklarından ilki
Pergamon akropolünde olmalıdır (Ohlemutz, 1940: 190–191; Üreten, 2003: 41). Kazı alanında
bulunan dört yazıt göstermektedir (Üreten, 2003: 42). Bunlardan biri küçük bir heykel
altlığıdır. Yazıtta Ana tanrıça Meter Basileia sıfatıyla birlikte açık bir şekilde ifade edilmiştir
(Üreten, 2003: 42). Tanrıça Meter diğer üç yazıtta da Basileia sıfatıyla geçmektedir. Bu üç yazıt MÖ 1. yüzyılın ortalarında tanrıçanın kurumsallaşmış külte sahip olduğundan ve bir
tapınağının bulunduğundan söz etmektedir (Üreten, 2003: 42).
Kent içindeki ikinci tapınağı hakkındaki bilgimiz Varro’nun tanrıça kültünün Küçük
Asya’dan Roma’ya taşınması ile ilgili verdiği bilgilere dayanmaktadır (Üreten, 2003: 43, Dn.
106). Varro’ya göre kutsal kara taş Pessinus Tapınağı’ndan (Metroon) değil Pergamon
surlarının yakınındaki Büyük Kybele Tapınağı’ndan (Megalesion) (Malay, 1992: 39; Radt,
2002: 246) alınarak Roma’ya götürülmüştür (Üreten, 2003: 43, Dn. 107; Ohlemutz, 1940: 183;
Radt, 2002: 246; Taşkın, 1997: 87; Ateş, 2013: 142). Varro’nun açıklamasında Pergamon
yakınlarındaki tapınağın adı Megalesion olarak ifade edilmektedir. Fakat Pergamon’da
nerede bulunduğu tespit edilememiştir.
Pergamon’daki özel adak sunularından burada, Meter’in bireysel düzeyde ilgi gördüğü
saptanmıştır (Roller, 2004: 318). Ayrıca 2006-2011 yılları arasında yüzey araştırmaları
gerçekleştirilmiş ve kentin 10 km kuzeyinde de Molla Mustafa Tepesi üzerinde yeni bir
Kybele Kutsal alanı keşfedilmiştir (Ateş, 2013: 143-144). Doğal bir görüntüye sahip tepede
göze çarpan ilk buluntu, adak heykelciği yerleştirmek için, düzleştirilmiş bir kaya yüzeyine
açılmış düzgünce bir niştir. Belirgin mimari kalıntı olmamasına rağmen, yoğun bir şekilde
Kybele’yi betimleyen terrakotta baş parçaları, Tympanon (tef), aslanlara ait parçalar
bulunmuştur (Ateş, 2013: 145).
Daskyleion
Daskyleion 3, Kybele tapımının olduğu kentlerden bir diğeridir (Ful, 2008: 37). Daskyleion’da henüz tam bir planı olmayan MÖ 8. yüzyıl sonuna tarihlenen, 1.20 m genişliğinde taş temel ve kerpiç duvara sahip bir Kybele tapınağının sadece tahrip olmuş temelleri ortaya çıkarılmıştır (Çevirici, 1998: 77, Dn. 79; Bakır, 2004: 59) (Resim 8). Tapınak alanında 0.25 cm yüksekliğinde kireçtaşından, tapınak modeli türünün en erken örneklerinden biri olan bir Kybele tapınak modeli ele geçmiştir (Çevirici, 1998: 81, Dn. 96, Lev. 24; Bakır, 2003: 1; Bakır, 2004: 59, Res. 10). Bu tapınak modeli ile Daskyleion’da bir Kybele tapınağının varlığı açıklık kazanmıştır. Ayrıca tapınak alanında andezit taşından düzgün ince plakalarla alt yüzeyi ve yan duvarları oluşturulmuş, üstü yine aynı plaka taşlarla düzenli olarak kapatılmış bir kült kanalı taurobolium(?) bulunmuştur (Bakır, 2004: 59-60, Res. 11) (Resim 9).
Kybele tapınak alanında, tapınak modelinin bulunduğu yerin 6 m güneyinde ana kayanın 0.70 cm derinlikte düzgün olmayan küçük bir çukur (bothros) halinde oyulmuştur. Bu çukurun içinden ele geçen eşyalar Kybele kültü ile bağlantılıdır (Çevirici, 1998: 77; Bakır, 2004: 60). Tapınağa yapılan eski kutsal sunuların, yenilerine yer açmak için toplandıkları şeklinde yorumlanmıştır (Bakır, 2004: 60). Sol elinde tympanon tutan, başında kısa polosu olan ve MÖ 5. yüzyıla tarihlenen pişmiş toprak heykelciğinde bu yöreden bulunmuş olması Kybele kültünün yüzyıllar boyunca bölgedeki varlığını kanıtlaması açısından önemlidir
(Bakır, 2004: 60, Res. 14).
Daskyleion’da Kybele kültünün varlığını kanıtlayan çok sayıda heykelcik ele geçmiştir. Bu örneklerden birinde tanrıçanın yüksek bir başlığı bulunmakta ve sol elinde tympanon tutarken betimlenmiştir (Çevirici, 1998: 54-55, Lev. 2). Tanrıçaya eşlik eden aslan betimleri de Daskyleion terakotalarında karşımıza çıkmaktadır.
Miletopolis
Kybele Miletopolis (4 :Miletopolis, bugünkü Mustafakemalpaşa (eski adı ile Kirmasti) İlçesinin 5 km kuzeybatısında, yeni İzmir-Bursa karayolunun kenarında bulunmaktadır. de de en çok saygı görmüş tanrılar arasında yer almaktadır (Şahin, 2000: 2). Miletopolis’ten Kybele’ye ait çok sayıda adak levhası ele geçmiştir. Bu adak levhalarının sayısı özellikle Roma Çağı’nda artmıştır (Şahin, 2000: 92). Genelde naiskos şekli verilmiş, tanrıça cepheden tahtta oturur şekilde işlenmiş, başında polos, solunda tympanon ve sağ yanında da genel olarak bir sunak durmaktadır. Bazı örneklerde ise her iki yanında birer aslan vardır (Şahin, 2000: 92, Bkz. Lev. XC LK 1, Lev. XCI LK 2, LK 3). Farklı olarak tanrıça bir örnekte de Attis ile birlikte yan yana betimlenmiştir (Şahin, 2000: 92, Lev. XCI LK2). Şahin, LK 5, LK 7, LK 8, LK 9 ve LK 10 (Şahin, 2000: Bkz. Lev. XCII, Lev. XCIII, XCIV ve XCV) olarak adlandırdığı Kybele adak levhalarının aynı elden çıkmışçasına benzer oluşunu,
bunların aynı atölye kökenli oldukları ve böylece de Miletopolis civarında Kybele için bir
kült yerinin bulunduğu Schwertheim’ında aynı fikirde olduğunu belirtmektedir (Şahin,
2000: 92-93). Schwertheim biraz daha ileri giderek kült merkezinin Alpağut ve Bük Köy
yakınlarında bir yerde olduğunu ileri sürmektedir (Schwertheim, 1985: 77; Şahin, 2000: 93).
Kybele, serbest yontuların yanı sıra kabartmalarda da betimlenmiştir (Şahin, 2000: 93).
Miletopolis’ten Kybele’nin işlendiği 11 adak levhası günümüze ulaşmıştır (Şahin, 2000: 93.
Bkz. LK 1-11). Attis kültünün varlığını gösteren adak levhaları da vardır. Attis de bazı
örneklerde tanrıçaya eşlik etmektedir (Şahin, 2000: 92 vd.).
Kyzikos
Anadolu’da tanrıçaya özgü tapınımın ilk yazılı izlerine Kyzikos’ta rastlamaktayız
(Çapar, 1979b: 191; Kölemenoğlu, 2001: 62; Üreten, 2004: 186; Motor, 2010: 120; Akın ve
Özkan, 2016: 75). Strabon ve Apollonius Rhodius’ta geçen kayıtlara göre (Strabo, 1903: I.2.38;
Apollonius, 1912: 1078-1152), Rhea olarak isimlendirilen ve tahtı Dindymos’da gösterilen
tanrılar anasının bu kentteki tapınımı ilk kez Argonautlar tarafından kurulmuştur (Strabon,
I.2.38; Schwertheim, 1978: 831; Çapar, 1979b: 191). Strabon, Dindymos dağında Dindymene
için Argonautlar tarafından yapılan bir tapınağın olduğunu belirtmektedir (Strabon, 2005:
XII.8.11; Koçhan, 2011: 41). Kapıdağ Yarımadası’nda bulunan Dindymos Dağı’ndaki tapınak
için Marquardt ise ilkel bir yapı ya da sadece bir mağara olarak bahsetmektedir (Marquardt,
1836: 106; Öztürk, 1994: 13).
Herodotos’da Kyzikosluları MÖ 6. yüzyılda tanrılar anası şerefine senelik bir festival
düzenlediklerini bildirmekte ve Anakharsis adındaki bir kahramanın bu kentteki Ana
tanrıça bayramlarına katıldığını anlatmaktadır (Çapar, 1979a: 185; Çapar, 1979b: 191;
Herodotos, 1991: 4.76; Roller, 2004: 160; Koçhan, 2011: 119; Özkan, 2016: 660). Arkeolojik
buluntular da Herodotos’un verdiği bilgileri doğrulamaktadır. Kyzikos’ta bir grup mermer
sütun bulunmuştur (Vermaseren, 1977: 29). Sütunların her biri üzerinde Attis tasvir
edilmiştir ve burada Anakharsis, Attis gibi betimlenmiş olmalıdır (Vermaseren, 1977: 29).
Ayrıca ele geçen sikkelerle de kültün varlığı desteklenmektedir. Neredeyse her Bithynia ve
Mysia kenti, sikkelerinin arka yüzlerinde Kybele ve oğlu tasvirini kullanmışlardır
(Schwertheim, 1978: 830). Ayrıca Kyzikos’un ilk sikkelerinde Kybele’ye eşlik eden aslan
görülür (Öztürk, 2008: 371; Koçhan, 2011: 41).
Kybele Kyzikos’ta sadece Meter Dindymene (5:5 Ana tanrıça Kybele, Kyzikos ve çevresinde farklı isimler altında tapınım görmüştür. Bu isimlerden çoğu onunbölgesel önemini ve özelliğini ifade etmektedir. Karakteristik olarak önceleri yazıtlarda “Kybele” olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları ise “anne” anlamına gelen Meter ve yerel sıfatı ile tapınım görmeye başlamıştır.6 Heykeller ilk önce ağaçtan, sonra madenden ve taştan yapılmıştır. Efesos’ta Artemis’in, Naksos’ta da
Dionysos’un Kyzikos’taki Dindymene’ninki gibi üzüm kütüğünden birer heykelinin yapıldığı biliniyor.)
(Hasluck 1910: 214; Motz, 1997: 106;
Ertüzün, 1999: 56; Bremmer, 2004: 551; Roller, 2004: 197,202; Ful, 2008: 133; Koçhan, 2011. 41)
olarak değil, Lobrine (Marquardt, 1836: 96; Showerman, 1901: 232; Hasluck, 1910: 219; Çapar,
1979b: 191; Öztürk, 1994: 13; Ertüzün, 1999: 56; Öztürk, 2008: 371; Ful, 2008: 133, Dn. 768;
Koçhan, 2011: 41), Kotiane (Hasluck, 1910: 218; Çapar, 1979b: 191; Öztürk, 1994: 13; Öztürk,
2008: 371; Koçhan, 2011: 41), Plakiane (Marquardt, 1836: 96; Hasluck, 1910: 216; Çapar, 1979b:
191; Öztürk, 1994: 13; Ertüzün, 1999: 56; Koçhan, 2011: 41), Adresteia (Hasluck, 1910: 220;
Öztürk, 2008: 371; Ful, 2008: 133) gibi değişik isimlerle de anılmıştır (Hasluck, 1910: 214-222;
Vermaseren, 1977: 28; Çapar, 1979b: 191; Ertüzün, 1999: 56; Ful, 2008: 133; Koçhan, 2011: 41).
Kyzikos’taki Meter Dindymene kültünün kuruluşu, İason’la Argonautlara dayandırılır
(Showerman, 1901: 235; Hasluck, 1910: 214-222; Roller, 2004: 202). Apollonios tarafından
Argonautika’da anlatılmıştır (Apollonius, 1912: 1092-1152; Roller, 2004: 202). Destan da şu
şekilde geçmektedir:
“Argonautlar on iki gün süren rüzgâr yüzünden denize açılamazlar. Gemilerini alıp
Thrakikos limanına götürürler. Oradan Dindimon dağına çıkarlar. Dindymene’ye yakarırlar.
Onun adına muhteşem bir tapınak yaparlar ve bağ kütüğüne işledikleri bir timsalini de
tanrıçaya armağan ederler6
(Grimal, 1997: 89; Ertüzün, 1991: 11; Graves, 2010: 776).
Dindymene hiddetinin yatıştığını gösteren bir kaynak yaratır ve onlara uygun bir rüzgâr
gönderir (Ertüzün, 1999: 11; Graves, 2010: 776).”
Bu bize Kyzikos’un kuzeyindeki dağlık kesimde bir kutsal alan olduğunu
göstermektedir. Fırtınalı bir havada bir yapı inşa etmeleri olanaksızdır. Bu sebepten dolayı
bir açıkhava tapınağı olduğu kabul edilebilir (Koçhan, 2004: 425). Metroon’da Attis kabartmalarının, Kybele heykelinin bulunması buranın Kybele ile bağlantılı olduğunu
göstermektedir (Koçhan, 2011: 119). Çünkü böyle önemli bir tanrıçaya tapınmak için kent
içinde basit bir yapının inşa edildiği düşünülemez. Bu nedenle de Metroon olarak
adlandırılan yapı Kybele’ye ait olmalıdır (Öztürk, 1994: 13; Ertüzün, 1999: 56; Koçhan, 2011:
41). Önceleri Dindymos dağında bir tapınma yeri olduğu sonraları kent içinde Metroon’da
tapınıldığı söylenebilir (Koçhan, 2011: 42).
Kyzikos’ta tanrıçaya kurban sunma sahnelerinin betimlendiği yazıtlı adak kabartmaları
oldukça fazladır (Schwertheim, 1978: 809-26, No IIA ve B; Roller, 2004: 202-203, Res. 54).
Ayrıca tanrıçaya kurban sunma sahnelerinin betimlendiği yazıtlı adak kabartmalarından
oluşan yazıtlı taşlarda ele geçmiştir (Schwertheim, 1978: 809-826; Ful, 2008: 137, Kat. No: 181-
182). Kyzikos’ta bulunan MÖ 1. yüzyıl ile MS 2. yüzyıla tarihlenen bir dizi adak kabartması
ve yazıt, Kyzikos yöresi sakinlerinin bireysel sunularını belgelemektedir (Schwertheim, 1978:
809-27; Roller, 2004: 318). Yine Kyzikos’ta Soterides adında biri tarafından adanmış olan
yazıtlı bir kabartmada da (MÖ 1. yüzyıl) Soterides, tanrıçadan bir deniz savaşında esir düşen
arkadaşını kurtarmasını istemektedir (Roller, 2004: 318, Res. 76).
Kyzikos’ta Kybele ile birlikte Attis’e de tapınıldığını gösteren kanıtlar vardır. Bunlardan
birisi İstanbul Arkeoloji Müzeleri’nde bir direğe dayanmış kanatlı Attis karyatididir (PicardMacridy-Bey, 1921: 451, Fig. 8; Ertüzün, 1999: 58, Res. 2). Ayrıca Bandırma Müzesi’ndeki
Attis’i de örnek verebiliriz. Buna benzeyen bir Attis karyatitinin baş kısmının parçası da
Kyzikos’taki Aşağıyapıcı köyünde bulunmuştur (Ertüzün, 1999: 58, Res. 3). Vaktiyle aynı
yerde bulunmaları ve belki de bir Kybele tapınağını süslemiş olmaları mümkündür
(Ertüzün, 1999: 59). Bu buluntular Kyzikos’ta Kybele ile beraber Attis’e de tapınıldığını
göstermektedir (Ertüzün, 1999: 60) (Resim 10)
Zeytinliada
Kapıdağ çevresine yayılmış irili ufaklı adalardan biri olan Zeytinliada’da da Kybele’nin izlerine rastlamak mümkündür. 2.15×1.21×95 cm ölçülerine sahip siyah bir taş olan Zeytinliada Baitylosu, tanrısallığın kültürel simgesi olduğu ve tapınma amacıyla dikildiği savunulmaktadır. Kybelenin tasviri olduğu düşünülen bu karataş yani Kybele Taşı (Baitylos), yöre insanının ağaçlara, kayalara ve vahşi hayvanlara tapmasının; Kybele’nin kayalık ve ormanlık bölgelerde yaşadığına inanılmasının kanıtı olarak değerlendirilmektedir (Öztürk ve Kavaz Kındığılı, 2018: 10, Res. 7).
Eğridere Kybele Açıkhava Tapınım Alanı 2010 yılında, Kapıdağ Yarımadası’nın kuzeyinde, Ormanlı-Ballıpınar arasında, Eğridere mevkiinde tespit edilmiştir. Tapınım alanı 9.20 cm uzunluğa, 4.50 cm genişliğe, mevcut zeminden yaklaşık 2 metre yüksekliğe sahiptir (Aydın, 2015: 53; Meral-Aydın, 2019, 488) (Resim 11). Düz zemin üzerindeki basamaklı tapınım alanına kuzey tarafta yer alan ve
batıdan doğuya doğru yükselen 5 basamak ile çıkılmaktadır. Bu alandan sonra uzunlukları değişkenlik gösteren güneye doğru yükselen 4 basamak daha yer almaktadır (Aydın, 2015: 54; Meral ve Aydın: 2019, 488). Basamaklı sunaklar Kybele’nin en sık rastlanan kült anıtları arasındadır (Roller, 2004: 110). Eğridere tapınım alanı da bu kutsal alanlardan biridir.
Eğridere mevkiinde, doğal kayalar ve bitki örtüsü ile kaplı bir tepenin eteğinde, deniz kenarından yaklaşık 100 m uzakta ve bugün kullanılan karayolunun hemen kenarında yer
alan basamaklı tapınım alanı denizlerle ilişkilendirilen ve kutsal alanları genellikle dağlarda kayalık alanlarda yapılmış olan Kybele’ye olan inanışın göstergesidir. Sonuç olarak, tarih öncesi dönemden günümüze kadar gelen Anadolu’nun en önemli ve en eski tanrıçası olan Kybele Anadolu uygarlıkları açısından kendine has özelliklere sahipnmolması ve farklı kültürleri etkilemesi bakımından önem taşımaktadır. Ana tanrıça kültü, Anadolu’dan başlayarak bu coğrafyadan geçen tüm uygarlıkları etkilemiştir. Geçirmişbnolduğu tarihsel süreçler, antik kentler ve eserlerle incelemeye değer bir coğrafya olan Mysia
Bölgesi’nde Pergamon, Daskyleion, Miletopolis, Kyzikos, Zeytinliada ve Eğridere’de eldenedilen epigrafik buluntular, yapı kalıntıları, heykeller, heykelcikler, tapınım alanları, adaknlevhaları gibi bulgular da bize Kybele tapınımının Mysia Bölgesi’nde de var olduğunu
göstermiştir.
Kaynakça
Akın, M. ve Özkan, E. B. (2016). Badırga Kybele’si ve Nilüfer’deki Kybele Kültü. M Şahin-S.
Sevim-D. Yavaş (Ed.), Odryses’ten Nilüfer’e Uluslararası Nilüfer Sempozyumu, (s. 71-96).
Nilüfer/Bursa: Özyurt Matbaacılık.
Albayrak, C. (2007). Anadolu’da Kybele-Attis Kültü [Basılmamış Yüksek Lisans Tezi]. Gazi
Üniversitesi.
Apollonius Rhodius (1912). The Argonautica I. New York.
Aydın, T. (2015). Mysia Bölgesi’nde Kybele Kültü [Basılmamış Yüksek Lisans Tezi]. Atatürk
Üniversitesi.
Ateş, G. (2013). Pergamon’da Ana Tanrıça Kybele. Aktüel Arkeoloji Dergisi, 31, 138-145.
Bakır, T. (2003). Daskyleion (Tyaiy Drayahya) Achaemenidische Satrapensitzt in Hellespontine
Phrygia. Anadolu / Anatolia, 25, 1-26.
Bakır, T. (2004). Daskyleion’da Phrygler. T. Korkut-H. İşkan-G. Işın (Ed.), 60. Yaşında Fahri Işık’a
Armağan. Anadolu’da Doğdu,(s. 55-67). İstanbul: Ege Yayınları.
Bremmer, J. N. (2004). Attis: A Greek God in Anatolian Pessinous and Catullan Rome.
Mnemosyne, Fourth Series, Vol. 57, Fasc. 5, Catullus 63.
Conze, Alexander und Schazmann, Paul (1911). Mamurt-Kaleh: Ein Tempel der Göttermutter unweit
Pergamon. Berlin.
Çapar, Ö. (1979a). Roma Tarihinde Magna Mater (Kybele) Tapınımı. Ankara Üniversitesi Dil TarihCoğrafya Fakültesi Dergisi, XXIX (1-4), 167-190.
Çapar, Ö. (1979b). Anadolu’da Kybele Tapınımı. Ankara Üniversitesi Dil Tarih-Coğrafya Fakültesi
Dergisi, XXIX (1-4), 191-210.
Çevirici, F. (1998). Kültler Açısından Daskyleion Terrakottaları [Basılmamış Yüksek Lisans Tezi]. Ege
Üniversitesi.
Erhat, A. (2003). Mitoloji Sözlüğü. İstanbul: Remzi Kitabevi.
Ertüzün, R. M. (1991). Erdek Kyzikos, Argonautlar ve Kharitler ile ilgili Yunanca ve İngilizce metinlerle
birlikte iki çalışma. Ankara.
Ertüzün, R. M. (1999). Kapıdağı Yarımadası ve Çevresindeki Adalar. Tarih ve Arkeolojisi Üzerinde
Araştırmalar, İstanbul: Papirüs Basım-Ozan Sanatevi.
Ful, Ş. D. (2008). Yazıtlar Işığında Mysia Bölgesi Kültleri [Basılmamış Doktora Tezi]. Atatürk
Üniversitesi.
Graves, R. (2010). Yunan Mitleri (U. Akpur, Çev.). İstanbul: Say Yayınları.
Grimal, P. (1997). Mitoloji Sözlüğü: Yunan ve Roma, (S. Tamgüç, Çev.). İstanbul: Sosyal Yayınlar.
Güngör, Y. (2005). Bergama Krallık Kültü, Bergama Belleten-14. İzmir: Çağdaş Matbaacılık.
Hasluck, F.W. (1910). Cyzicus, Cambridge: University Press.
Herodotos (1991). Herodot Tarihi, (M. Ökmen, Çev.). İstanbul: Remzi Kitabevi,.
Koçhan, N. (2004). Argonautlar Mitolojisine Göre Kyzikos Kentinin Topografik Yapısı. T. KorkutH. İşkan-G. Işın (Ed.), 60. Yaşında Fahri Işık’a Armağan, Anadolu’da Doğdu, (s. 423-426).
İstanbul: Ege Yayınları.
Koçhan, N. (2011). Kyzikos Tarihi ve Mimari Kalıntıları. Bursa: Renkvizyon Ofset Form Matbaacılık.
Kölemenoğlu, S. S. (2001). Ana Tanrıça Gerçeği. İstanbul: Arıtan Yayınevi.
Kulaçoğlu, B. (1992). Tanrılar ve Tanrıçalar. İstanbul: Kültür Bakanlığı Anıtlar ve Müzeler Genel
Müdürlüğü Yayınları.
Malay, H. (1992). Hellenistik Devirde Pergamon ve Aristonikos Ayaklanması. İzmir: Bergama
Belediyesi Kültür Yayınları.
Marquardt, J. (1836). Cyzicus und sein Gebiet, Berlin.
Meral, K. (2017). İonia Bölgesi Aslanları Heykel, Kabartma, Çörten ve Masa Ayağı. Saarbrücken:
Lambert Academic Publishing.
Meral, K. ve Aydın, T. (2019). Eğridere Açıkhava Tapınım Alanı Işığında Kapıdağı
Yarımadası’nda Kybele Kültü. V. Keleş-H. Kasapoğlu-H. E. Ergürer-E. Çelikbaş-A.
Yılmaz (Ed.), Cevat Başaran’a 60. Yaş Armağanı, (s. 487-502). Ankara: Bilgin Kültür
Sanat Yayınevi.
Meriç, A. E. (2007). Metropolis Ana Tanrıça Kült Mağarası [ Basılmamış Doktora Tezi]. Dokuz Eylül
Üniversitesi.
Motor, H. (2010). Bursa, Balıkesir ve Bandırma Müzelerindeki Kyzikos Sikkeleri [Basılmamış Doktora
Tezi]. Atatürk Üniversitesi.
Motz, L. (1997). The Faces of the Goddes. New York: Oxford University Press.
Naumann, F. (1983). Die İkonographie der Kybele in der Phrygischen und der Griechischen Kunst.
Tübingen: Wasmuth.
Nohlen, K. und Radt W. (1978). Kapıkaya, Ein Felsheiligtum Bei Pergamon, Altartümer von
Pergamon XII, Berlin.
Ohlemutz, E. (1940). Die Kulte und Heiligtümer der Götter in Pergamon. Würzburg.
Özkan, E. B. (2016). Antik Literatürden Örneklerle Akdeniz Dünyasında Kybele Kültü. B.
Takmer– E. N. Akdoğu Arca– N. Gökalp Özdil (Ed.), Vir Doctus Anatolicus Sencer Şahin
Anısına Yazılar, (657-681). İstanbul: Kabalcı Yayıncılık.
Özmen, S. S. (2016). Anadolu’da Ana Tanrıça Kybele Kültü. Humanitas, 4(7), 381-397.
Öztürk, N. (1994). Kyzikos’da “Metroon” Olarak Tanımlanan Yapı: “Mimarisi, Bezemeleri ve Plastik
Eserleri” [Basılmamış Yüksek Lisans Tezi], Atatürk Üniversitesi.
Öztürk, N. (2008). Kyzikos’ta Bulunan Bir Kybele Yontusu Üzerine Bazı Gözlemler. B. Can- M.
Işıklı (Ed.), Doğudan Yükselen Işık-Arkeoloji Yazıları, (s. 367-373). İstanbul: Graphis
Matbaa.
Öztürk N. ve Kavaz Kındığılı, B. (2018). Zeytinliada Meryemana Manastırı. Uluslararası Bandırma
ve Çevresi Sempozyumu UBS’18, Tam Metin Bildiriler Kitabı I: Tarih, Arkeoloji, Göç
Hareketler, Önemli Şahsiyetler, Kültür ve Folklor, Edebiyat ve Eğitim, ( s. 9-14). BandırmaBALIKESİR: Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi Yayınları.
Patacı, S. (2007). Hellenistik Dönemde Batı Anadolu’da Kybele Tapınımı [Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi]. Dokuz Eylül Üniversitesi.
Picard C. and Th Macridy-Bey (1921). Attis d’un Métrôon ( ? ) de Cyzique, BCH 45, 436-470.
Radt, W. (1988). Pergamon, Geschichte und Bauten, Funde und Erforschung einer Antiken Metropole.
Köln.
Radt, W. (2002). Pergamon: Antik Bir Kentin Tarihi ve Yapıları, (S. Tamer, Çev.). İstanbul: Yapı Kredi
Yayınları.
Roller, L. E. (2004). Ana Tanrıça’nın İzinde Anadolu Kybele Kültü, (B. Avunç, Çev.). İstanbul: Homer
Kitabevi.
Schwertheim, E. (1978). Denkmaler zur Meterverehrung in Bithynien und Mysien. E.
Schwertheim, S. Şahin ve J. Wagner (Ed), Studien zur Religion und Kultur Kleinasiens,
66/2 (s. 791-837). Brill.
Schwertheim, E. (1985). Neue Inschriften aus Miletupolis. Epigraphica Anatolica, 5, 77-89.
Showerman, G. (1901). The Great Mother of The Gods. Madison: University of Wisconsin.
Strabo (1903). Geography. H.C. Hamilton, Esq., W.Falconer, M.A. (Ed.). London.
Strabon (2005). Antik Anadolu Coğrafyası (Geographika: Kitap XII-XIII-XIV) (A. Pekman, Çev.).
İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
Şahin, M. (2000). Miletopolis Kökenli Figürlü Mezar Stelleri ve Adak Levhaları. Ankara: Türk Tarih
Kurumu Basımevi.
Taşkın, S. (1997). Mysia ve Işık İnsanları. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Tuncer, Ö. (1999). İşte Anadolu. İstanbul: Arkeoloji ve Sanat Yayınları.
Üreten, H. (2003). Neşredilmiş Yazıtlar Işığında Hellenistik Dönem’de Pergamon Kenti Tanrı ve Kültleri
[Basılmamış Doktora Tezi]. Ankara Üniversitesi.
CUJOSS – C. XLV, S. 2
188
Üreten, H. (2004). Hellenistik Dönem Pergamon Kenti Tanrı ve Kültleri. Ankara Üniversitesi Dil ve
Tarih-Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları XXII, (25), 185-214.
Üreten, H. (2006). Mamurt Kale’de Meter Aspordene Kültü. Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoğrafya Fakültesi Dergisi, 46(1), 211-222.
Üreten, H. (2011). Mamurt Kale: Philetairos ve Kent Dışı Philetairos Vakfı. E. Önen, M. Mutluer,
N. Çetin (Ed.), Uluslararası Bergama Sempozyumu/ International Bergama Symposium, 1 (s.
95-108). İzmir: Bergama Belediyesi Yayınları.
Vermaseren, M. J. (1977). Cybele and Attis: the Myth and Cult. London:.Thames and Hudson
TUBA AYDIN ÇAKMAK: MAKALE YAYIN TARİHİ 2021