Tıp Fakültesinde Sıra Beklerken..- Psikolojik Şiddet-

ULVİYE KARA AKCOŞ

PSİKOLOJİK ŞİDDET 

Tıp Fakültesi'nde muayene olmak için sıra bekliyoruz. Önümde yaklaşık yirmi kişi var. Sağa sola bakınıyorum. Yanımdaki hanımla sohbet ediyoruz.

Benzer sorunlar.

Az ileride bir kuyruk; aman Allah'ım çoğuna sıra gelmez, yarına kalır. Doktor odasına giren çıkmıyor. Neyse bu iyiye işaret. Demek ki;içeride iyi muayene ediyorlar. Bu uzun kuyrukta idrar kaçırma sorunu olanlar varmış. Camlı bölmenin arkasındaki uzun kuyruk, kaka kaçıranların kuyruğuymuş. Zor işler bunlar. Utansan da sıkılsan da mecbur kalıyorsun demek ki!

Yanımıza 18-20 yaşlarında bir genç kız geliyor. Üzerinde beyaz önlük var. Tıb fakültesinde öğrenciymiş. Dönem ödevi hazırlamak için anket yapması gerekiyormuş. (Yardımcı olabilir misiniz ?) diye soruyor. Sohbet arladaşım da benim gibi işgüzar. (Elbette!) diye atlıyoruz ikimiz birden. Nasıl olsa bize sıra, kolay kolay gelmez. Boş boş oturacağımıza hayırlı bir iş yapmış oluruz. Kızımız açıyor klasörü, başlıyor sormaya. Ben kendi adıma tutucu bir ailede yetişmedim ama, cinsel bilgilerden çok uzak kalmışım. Bizim zamanımızda bu bilgiler öyle alenen konuşulup paylaşılmazdı. Gizli kapaklı, kim kimden, doğru yanlış ne öğrenebilirse... Sorular bilmediğimiz yerlerden geliyor. Neyse ki adımızı sormuyor kızımız. Yaşımız, eğitimimiz, görücü usulüyle mi yoksa, görerek anlaşarak mı evlendik? Kaç doğum yaptık.... vs

İyi de, gittikçe konu derinleşiyor. Derinleştikçe ne kadar cahil ve pasif olduğumuz çıkıyor ortaya. Kendimizi, hayatımızı sorgulamadan edemiyoruz. Madem ki yardım sözü verdik! Doğru doğru cevap vermek gerek. Utana sıkıla cevaplıyoruz ( Bu son sorudur inşallah!) diye diye içimizden.( Ailede şiddet yaşadınız mı?) diye soruyor. (Yok, çok şükür yaşamadım.) diyorum. Arkadaşım da öyle söylüyor. Kendimizi şanslı buluyor seviniyoruz. Sohbetin ve anketin sonuna yaklaşınca hiç de öyle olmadığımızı anlıyoruz. Meğer psikolojik şiddet denen bir şey varmış. Mesela erkek eşini kendi ailesiyle birlikte oturmaya zorlarsa; bu bir psikolojik şiddetmiş. Horlayan koca eşiyle aynı yatakta uyumakta ısrarlıysa, bu da psikolojik şiddetmiş. Eve geç saatlerde geliyorsa, içki içip sulu şakalar yapıyorsa, bunları ısrarla tekrarlıyorsa, bunlar da şiddet. Kendini kötü hissetmesine sebep olan sözler, ailede tüm kararları erkeğin vermesi , iğneleyici sözler, küçük düşürme, hamileliğe zorlama, hamileliği sonlandırmak için yapılan baskı psikolojik şiddet oluyormuş! Şiddet! Şiddet! Şiddet! (AİLE İÇİ TARTIŞMALARIN DOZU VE SINIRI OLMALIYMIŞ.) Giyimine, davranışlarına, iş hayatına ,aşırı müdahele, aşırı kıskançlık da.... Haaa bir de cinselliği ilişki de en önemli sıraya koymak, doğasında romans olan kadına saygısızlık etmekmiş.

Vavvv! Meğer biz çok ciddi şiddetlere maruz kalmışız da haberimiz yokmuş.

( ŞİMDİ EVE GİDİNCE YAŞADIKLARIMIZIN ÜZERİNE BİRER BARDAK SU MU İÇELİM YANİ!)

Yüzümüz düşüyor, neşemiz kaçıyor. Ankete katıldığımız için biraz da pişman olmaya başlıyoruz. Anketörümüz akıllı kız( Durun bakalım!) diyor.( Bir de olaya ters taraftan bakın. Ailede şiddeti uygulayan sadece erkekler değildir. Bir çok evde kadın, erkeğe şiddet uygular. Nasıl mı? Daha çok kazanması için ona baskı yaparak. Sık sık ve yersiz küsüp, surat asarak. Yaptığı hiçbir işi beğenmeyip onu aşağılayarak. Anan onu dedi, ablan bunu yaptı diye vır vır ederek. Zaman zaman arkadaşlarıyla takılıp maç izlemesini, eğlenmesini engelleyerek. Gitmek istemediği yerlere birlikte gitmeye zorlayarak..... Baş ağrılarından şikayet ederek...)

Yok! Ben bu şiddet türlerine fazla girmeyeyim....

Bizim kafalar allak bullak oldu. Bu arada sıramız geldi. Birbirimize veda bile edemeden ayrıldık.

ULVİYE KARA AKCOŞ/12-09-2019 /BANDIRMA