Türkiye Yıllar Sonra Saman İthal Etti

BUNA DA ALIŞIRIZ - Cevdet Ayan'ın Kaleminden

Sekiz yıl önce Cumhuriyet tarihinde ilk defa saman ithal edildiğinde gerekçe olarak yılın kurak geçmesi ilan edilmişti. O günden bu güne saman ithalatı sıradanlaştı ve herkes alıştı. Bu günlerde tekrar gündeme geldi. İlk saman ithalatçısı olarak dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker tarihe geçmişti. Şimdiki Tarım Bakanımız Kanadalı McCansey’in Orta Doğu Ceo’su Bekir Pakdemir’li de sanırım tarımın kalan son kalelerini fethetmekle tarihe geçecek. Bugün ithal edilmeyen ürün kalmadığı gibi ithalat gerekçesi olarak ‘’Paramız var ki alıyoruz’’ diyor. Ama o parayı yandaşların dışında toplumun hiçbir kesimi göremiyor.
Her şey tohum ithalatının serbest bırakılmasıyla başladı. Verim artışı sağlanacak daha çok kazanacaksınız diye önce tohum ithalatına alıştırdılar. Sonra damızlık düve ve inek ithalatını alıştırdılar. Derken et ve süt tozuna alıştık. Listeyi uzatmak mümkün. Bugün ithal etmediğimiz hiçbir tarım ürünü kalmadı. Şimdi de saman ithalatını alıştırıyorlar.
29 Aralık tarihinde Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli TBMM bütçe görüşmelerinde elinde tablolarla şunları söylemişti. “Bu sene 7 bin 370 ton saman ihraç etmişiz. Geçen yıl 9 bin ton ithal edilmiş. Bu sene sadece 150 kilo getirilmiş. Adam ucuz bulmuş getirmiş. Gem mi vuracağız? Ne zamandan beri kapalı bir demir perde ülkesi olduk?”
Bu günlerde Bulgaristan’dan tırlarla saman ithal edildiğini görüyoruz. Tır yetmiyor devreye gemiler giriyor. İthal edilen saman miktarından çok bu olayın sıradanlığı alıştırılıyor. Tarımsal hasılada Avrupa birincisi olmakla övünen Bakanlık saman ithalatını önemsiz görüyor.
Peki, neden saman ithal ediliyor?
Malum bizde hasat döneminde ürün bolluğu yaşanıp fiyatlar düşükken tüccarlar bu ürünleri alıp bir daha ki hasata kadar saklayıp fiyat yükselince satıyor. Bizde bir dönem patateste olduğu gibi ürün depolayanlara vatan haini olarak değerlendirip depolara baskınlarla sorunu çözmeye çalışıyoruz. Türkiye’nin saman üretimi iklim ve hububat alanlarına bağlı kalarak yaklaşık 20-25 milyon ton arasında. Hayvan beslemede hiçbir besin değeri olmayan samanın şu anki kilogram fiyatı 1 TL dolayında. İthal edilen samanın maliyeti ise, gümrük vergisi sıfır olduğu için, 75 Kuruş civarında. Hal böyle olunca Bakan üreticilerimizi tüccara ezdirmiyoruz diye övünürken asıl sorun gözden kaçıyor. Asıl sorun Bulgaristan veya ithal ettiğimiz ülke samanı bizden nasıl daha ucuza malediyor? Bu soruya doğru yanıt verilmediği sürece hayvancılıkla uğraşanlar her yıl yem fiyatları değişkenliği ile karşılaşacaktır.
Bakanlığın istatistiklerine dayanılarak yapılan hesaplamalara göre Türkiye’nin kaba yem ihtiyacı 80 milyon ton dolayında. Sap-saman dahil kaba yem üretimi ise 55-60 milyon ton. Neresinden hesaplarsan hesapla 20-25 milyon tonluk bir kaba yem açığı var.
Meraların kaderine ve ranta terk edildiği, üretim maliyetleri sonucu tarlaların boş, üreticilerin işsiz kaldığı bir memlekette daha biz çok saman ithal ederiz.
Turgut Özal Anavatan Partisinin oylarıyla Cumhurbaşkanı seçildiği dönemde sosyal medya yoktu. Yurttaşlar tepkilerini farklı platformlarda ‘’Alışamadık’’ pankartıyla gösteriyordu. Hatta bir Asteğmen Turgut Özal’a ‘’Alışamadık’’ diye bir mektup yazmış mektup gazetelerde yer almıştı. O da basının karşısına çıkıp ‘’Alışırsınız, alışırsınız’’ demişti.
O günden bu güne nelere alışmadık ki.
Velhasıl bizde bu tarım politikaları varken daha çookkk başka ülkelerin çiftçilerini zengin eder, kendi yurttaşımızı çaresiz bırakırız.

CEVDET AYAN - 26-02-2020/BANDIRMA