Vur Yönetime Rahatla..

Bu sezon 1.Lig'de tutunmayı başaramayıp küme düşen Bandırmaspor 30 Mayıs'ta ertelenirse Haziran içinde  kongresini yapacak. Büyük çabalar sonunda çıkılan 1. Lig sürecinde verilen maddi manevi desteğe onca emeğe ve harcanan çuvalla  paralara rağmen kümede kalmayı başaramadık.

Doğrusu Onursal Başkan olarak Dursun Mirza'nın tüm süreci yakından takip ettiğini ve başarı için üzerine düşeni   tüm iyiniyetiyle olanakları zorlayarak yerine getirmek için samimiyetle çaba gösterdiğini görürken çekilen  sıkıntılara katlanılan kaprislere  rağmen gelecek sportif başarının zoruyla tesisleşme adına   kente kazandırabilecek artılar için verilen tüm  çabaların boşa gitmesine  hayal olmasına üzülmemek elde değil.

Tabiatıyla  gözler ve dikkatler "yönetime" çevrildi. Geçtiğimiz yıl şampiyonluk kupasını kaldırırken el üstünde tutulan yönetim bu kez yerlere serildi. 
Futbol dünyası sadece başarıya endeksli böyle bir dünya. Ben Bandırmaspor'un küme düşürülmesini doğal karşıladım. Düşürüldü çünkü Denizli'de başlayan ilk müsabakadan itibaren sahada adalet dağıtması gereken hakemlerın sonraki maçlarda da  ince ince bizi nasıl doğradığını gözlerimle izledim. Bu neden böyle bilmiyorum siyasi olabilir Bandırmasporun stad tesis olarak görsel olarak ilkelliği menfi etki yapmış olabilir vardır bir nedeni hiç bir maçta takdır hakkı bize yönelik olumlu kullanılmadı. 

Bunlar mazeret değil işte takımın gol umudu iyiniyetle emeğini yansıtan  genç Atabey'in kritik maçlarda acemice kaçırdığı saç baş yolduran pozisyonlarda mazeret değil,son maçlardaki performansla doğru hocayla doğru kadrolarla 1. Ligin en iyi 3 takımından biri iken bizden kötü takımlar ligde kaldı biz düştük. Edincik stadına bile  ışıklandırma yapan iktidarın Bandırma'yı tesisleştirme adına   bakış açısının Bandırmaspor'a destek vermesi düşünülemezdi. Evet futbolda siyasette var. Bize beş çekerken düşme hattındaki rakibimize yedekleri çıkaran il takımımızın  etik değerleri sıfırlayan derin düşüncesine rağmen,her şeye rağmen direnecekti. . Sahaya çıkan kadrolara bu perspektifte anlatılacaktı ama olamadı.

Dünyanın sonu değil.

30 Mayıs'ta başlayacak kongre sürecinde herkes yeni başkan kim yöneticiler kimler olacak  merak içinde? Yani yeni kurbanlar kim.

Başkan Erhan Elmastaş kendi işinde çok başarılı bir işadamı ve yöneticidir. Bana defalarca  bu göreve gönüllü olarak gelmediğini futbol dünyasını bilmediğini  görevi isteyen birine hemen devredebileceğini  dile getirmiştir. Kendi işinden çok Bandırmaspora mesai harcamıştır. Keza bir iki isim dışında yöneticilerde. Başkan bu durumda ilk kez yaşayacağı bir sezon başı sürecinde kendine göre yapması gerekeni yapmıştır. İşi bilene bırakmış takımı şampiyon yapan Teknik Direktörün tecrübesine güvenerek önerilen futbolcuları transfer etmiştir. Kağıt üzerinde doğru gözüken bu transferlerin pratikte skandal işler olduğunu söyleyen şampiyonlukta büyük payı olan teknik sorumlu  menejer olarak görev yüklenen Süleyman Takunyacıoğlu transferlerde kendisinin devre dışı bırakıldığı iddiasıyla  haklı gerekçesini raporlayıp istifa edip gitmiştir. Başarısız sonuçlar üstüste gelmeye başlayınca  hataların giderilmesi adına gösterilen tüm iyiniyetli çabalar da fayda etmemiştir. Feyyaz Uçar,Yusuf Şimşek hamleleri de fiyasko olmuştur.   
Ben yönetimin bu saatten sonra tamamen değişmesi gerektiği fikrine katılıyorum. Teorik olarak yönetimin  düşünsel olarak bir üst ligde daha pahalı dolayısıyla kaliteli varsayımıyla  oyuncularla ligde tutunabileceği iş dünyasına ait Aristo mantığıdır.  Ama evdeki hesap futbolda çarşıya uymuyor iki artı iki dört etmiyor.

Teknik direktörler eldeki kadroyu doğru kullanabilseydi bugün bunları yazıyor olmazdık belki.
Bu gazetede ben dahil konuyla ilgili düşüncelerini yazan arkadaşlarımızın tamamı  sezon başında yapılan hataları endişelerini  ince ayrıntısına kadar yazdı. Bu takım bu romantik kurguyla "kimseye değmeden düşer" dedi. Başımıza gelecek akıbeti  testi kırılmadan belirtirken keşke bizler yanılırız dedikleri için nerde hata yaptık kim yaptık muhabbeti  şimdi çok gereksiz bir kolaycılıkla eleştiriye gerek yok. Kısaca özetlersek şampiyon olmuş ekibiparçalayıp dağıtmak onların 1. ligde oynama rüyalarını  hakkını gaspetmenin  başlıbaşına bir AH meselesi doğurduğu çok açıktı.Parayla saadet olmadığı uyumlu anlaşmış arkadaşlık ilişkileri oturmuş bir ekibin  uyumsuz pahalı tarnsferlerden çok daha başarılı  olduğu çok açık  matematiksel olarak daha önceki yıllarda yaşanmış kanıtlanmıştı.
Futbol kulübü yöneticiliği çok nankör bir etikettir. Diğer yöneticiliklerle alakası yoktur. Noırmalde iş siyaset dünyasında Yöneticinin yeteneği beşeri ilişkilerinin adalet duygusunun mükemmel olması ,öngörülü, mesleki gelişmeleri takipçi ve sahada ikna edici , stres ve kriz anlarında soğukkanlı olmasıyla paraleldir .
Ama bunların hiçbiri futbol yöneticiliğinin başarı kriteri değildir. Mesleki diplomanız kariyeriniz ve piyasa başarınız burada sökmez.Çünkü bu camianın puştluklarını   öğreten okul yoktur.Yaşayarak öğrenirsiniz. 

İyi niyetle gecenizi gündüzünüzü ayırır kafa yorarsınız. Bu işin okulu olmadığınız için  sökmez. Bu durumda   bilenlere danışır  mesainizi verir geri  alamayacağınız paraları cebinizden harcarsınız. Çok çok önemli trübün desteği için takıma akıllıca destek vermesi gerekirken para cezası saha trübün kapattıran ,anlamsız gereksiz küfürlerle aileleriyle stada gelmek isteyenlerin önünü kesen bir kısım sorumsuz  taraftarlarla da  ayrıca teşviki mesai vermek zorunda kalırsınız.
Şimdi bu saatten sonra birsezonda neredeyse yıllarca yaşanabilecek olumlu olumsuz içerikli deneyimleri yaşayan yöneticilerin yerine yeni kurbanlar aramaya gerek yok bana göre aynı yönetim -ben yoruldum kaldıramıyorum- diyenlerin haricinde destekle devam etmeli. 
Transferler yanlışlar var doğrular da var ama aynı kritik hataların tekrar edileceğini sanmıyorum. Oyuncu geliştiren hocalar gerekli bize ki Mustafa Uğur da bu ışığı herkes gibi bende görüyorum.Ortada Banvit gibi muhteşem bir başarı öykümüz var. Banvit'in yıllar önce nasıl başladığını hatırlayın.. Banvit alt yapısından yetiştirdiği oyuncularla ayakta kaldı ve bugün   yaklaşık 300 gencimiz spor yaparken bölgede değil Türkiye de değil Avrupada küçük bir ilçe takımı olarak finale adını yazdırdı. Ama futbolda kısa vadede başarı isteği sürekli yanlış yaptırmaya devam ediyor. 
Bandırmaspor geçtiğimiz yıl gelen şampiyonlukla birlikte oluşan siyasi konsensüsün de desteğiyle beklentimiz el ele vererek alt yapılara yönelerek kurumsallaşmanın temelini atmaktı. Nitekim sezon başında bölgede amatör kulüplerde oynayan genç yeteneklerin  takip edilerek kulübe kazandırılması adına alt yapı yöneticileri hocalarıyla  özveriyle hazırlanan  projeler üretildi emek verildi planlar yapıldı sunumlar gerçekleştirildi.. Buca ve Altınordu örneği Futbol Akademisi nasıl oluşturulabilir  olurmu olmazmı  konuşulurken  Ertunç İşbay sorumluluğunda Faruk ve Mustafa Hocanın talebeleri kendi liglerinin tozunu attırırken  yerel basınımızda bile yer alamadı  motivasyonları düştü ,A takımın başarısızlığı tüm hesapları dondurdu.
Sonuç olarak alt yapılara gençlere göstermelik değil mutlaka ciddi olarak önem vereceğiz ki ; aşağıdan destek  olmadan 2000 pasolig alabilmiş taraftarın maddi desteğiyle   Bandırmaspor 2. Ligde dahi tutunamaz. Her zaman çeşmeler böyle akmaz.

Yönetim değişecek ya da yola devam edecek fark etmez kervan yürür. Ancak görev paylaşımı yapacak yönetim adına söyleyeceğim ince bir ayrıntı   var . Bugün iki yıl üst üste şampiyon olan bir Beşikta takımı var ve çok başarılı teknik direktörü Şenol Güneş biliyorsunuz.  Şenol Hoca yönetiminde hiç bir yöneticinin soyunma odasına giremediği buna asla izin vermediğini biliyormuydunuz?