YABAN ÇUKURU
Yabancıydım buralarda…
Yabancısıyım buraların…
Güneşi, dağları, ovaları; her şey bana uzak duruyor. İnsanları ayrı bir mesafede.
Bulutlar her zamankinden daha ağır bugün. Daha karanlık. Dağları aşmakta zorlanıyor; yükü epey ağır belli. Arkasında bulutsu izler bırakıyor yükselirken gökyüzüne doğru. Yağmur yüklü bulutlar. Gözyaşlarını dökmek için sabırsızlanan analar…
Görenler anlıyorlar; az sonra yağmur yağacak. Islanacak toprak. Her tarafı toprak kokusu saracak. Toprak su ile buluşacak. Az kaldı. Yağmur yağacak. Gözler kanayacak, ağlayacaklar sessizce…
Yabancıyım senin kalbine. Sığamıyorum tenime. Anlatamadığım sevgimi, toprak suya veriyor. Su gönüllere doğru akıp gidiyor usulca…
Damla damla düştükçe ellerimden
Yitirdiğimi sandığım aşkımın taneleri
Bir ümit bir yudum sevgi sevdamdan
Gözyaşı, elem, keder, hasret kaldı.
Bir yokluk, zamansızlık… Sensizlik yaşadığım. Kalbimdeki seni anarken sesimi sana duyuramadığımı biliyorum. Sana da yabancıyım. Yaban her yerde; duvarda, odalarda… Köylerde, dağlarda, meydanlarda…
Meydanlarda kaybolduk el ele; omuz omuza. Barış için çıktığımız yolda ertelendik. Ötelendik. Yabancılaştık beraberce. Gökyüzü tanıklık etti türkümüze… Bulutlar örttü üzerimizi yağmur damlalarıyla. Suya karıştık yabancı topraklarda memleketimde.
Islak gözler yağmuru bekler her an
Yıllar geçti ah vah içinde zaman
Bulup bulup yitirdiğimiz sevdadan
Bir adalet bir barış uçurduğumuz handan!
Derin çukurlar içinde kaybolduğumuz düşüncelerim. Ucu bucağı görünmeyen, kapkaranlık dipsiz bir çukur… Girişi olan çıkışı bulunamayan kara çukur. Eşi ve benzeri olmayan, benzersiz, biricik, tek… Benim… Senin…. Onun….
Memleketimin rüzgarında sevdim
Ellerinde özgürce yaşamayı
Havasında sevda masalı dinledim
Adaleti, özgürlüğü, barışı!
Derya Balcı/Erdek/29-04-2020