Yalakalık!

İnsan beynini çalışamaz duruma getiren amansız bir hastalık olan yalakalık argodan günlük dile geçen bir kelimemizdir. Göze girmek için laf taşıyan, söz götürüp getiren, ara bozan, dedikoducu, iki yüzlü, dalkavuk, arsız, onursuz ve çıkarcı kelimelerinin de içinde barındıran bir tanımdır.
Genelde bu tanımlara uyanlar olarak “Yalakalar” iş, spor, siyaset gibi toplumun önemli kesimlerinde görüntü vermeye çalışsalar da; en büyük ilgi alanları siyasettir.
Yalakalık, siyasetin içine öyle bir bulaşmıştır ki, dürüst insanlar siyasetten nefret eder durumdadır.

Şöyle bir düşünün yıllardır siyasetin içindesiniz, artık zamanı gelmiş yaşadığınız şehirinize hizmet etmek adına başkan adayı yada belediye başkanı olmak istiyorsunuz, işte şimdi yandınız etrafınız bir anda yalakalar tarafından sarılacak, kafanız allak bullak olacak henüz daha başkanlık koltuğuna oturmadan size başkanım diye hitap edenler maddi manevi sizinleyiz diyenler, elinizi cebinize attırmayanlar, seçmeninizle sohbetler ederken üç metre arkanızda esas duruşta bekleyenler çayınızı kahvenizi, yediğinizi içtiğinizi ayağınıza getirmek için sıraya girenlerle 7/24 yolunuzu gözleyenler de işin bonusu…

Peki, acaba yalakaların bu yoğun ilgisi destek verdikleri adaylarını çok mu sevdiklerinden tabi ki hayır. Bunların tek dertleri menfaat sağlamak gelecekleri için beyinlerinde ki projelerini uygulamaktır. Bakın böyle tipler yaşamları boyunca yanlış ata oynamayı hiç sevmezler ve kolay kolay kaybetmezler, hele hele bugüne kadar sınırsız destek vermek istedikleri adayları başkanlık koltuğuna oturduğunda öncelikle yeşil alanlar, şuulu yerler, geçmiş zamanlarda toplanıp imara açılamayan ballı kaymaklı araziler, ihaleler, çıkma katlar, ticari ilişkiler ve hısım akraba, eş dost yerleştirilmeleri gibi çuval dolusu talepleri hazırdır, ama oldu da işler tersine döndü o çok güvendikleri başkanları koltuğa oturduktan sonra sırt sıvazlayıcı arkadaşlarının taleplerine olumsuz bir yanıt verdi.. Eyvah ki eyvah, yandı gülüm keten helva. Burunlarından soluyan yalakalar geçmişte peşinden koştukları başkanlarını u kez rakiplerin çıkarına topa tutarlar, saldırı başlamış zavallı adamcağızın ne hırsızlığı, ne uğursuzluğu, nede satılmışlığı kalmış olacak olup, başta özel hayat, ince meseleler olmak üzere hakaretler, suçlamalar, iddialar havalarda uçuşacaktır.
Evet, yukarıda yazılanlar benim yaşadıklarımdan kafamda çektiğim bir fotoğraftır, katılırsınız katılmazsınız, yalnız sizler bu gibi fotoğrafların içinde olmak istemiyorsanız siyasetin içinde olacağım hedefim var , dürüstçe yapacağım, iftira siyasetinin içinde olamam diyorsanız, yapacağınız ilk iş etrafınızı istila etmiş olan yalakalardan acilen kurtulmak olacaktır.

Aşırı taviz sizi önce kral, sonra soytarıya çevirir.
SİYASET HER ZAMAN DÜRÜST, AHLAKİ ZAAFİYETİ OLMAYANLARLA GÜZELDİR.
29-11-2023/Serhat Ozar

16
A+
A-
REKLAM ALANI