Hep topun ağzında olmaktan bıktık usandık. Dışlandık, atıldık, aldatıldık, dövüldük, hırpalandık hatta öldürüldük.
Kısır olduk suçlandık, hamile kaldık yine suçlandık.
Evde kaldık, kaşık düşmanı olduk. Çalıştık; kır dizini evde otur dediler.
Bedenimiz meta oldu. Duygularımız hiçe sayıldı. Birey olduğumuz unutuldu. Her erkeğe dört pay düştü. Babamız, erkek kardeşlerimiz, kocamız hatta oğullarımız bizim namusumuzu korumayı üstlendi. Hem de kendi cinslerinden. Şortumuz, mayomuz, eteğimizin boyu, dekoltemiz onların derdi oldu.
( İffetli kadın,) denip bir tip belirlendi, bu tipi belirleyenler de erkekti.
Sokağa çıkmamız, konuşmamız, gülmemiz, giyinmemiz, soyunmamız her biri ayrı sorun. Doğuracağımız çocuk hakkında kararlar alındı, fikrimiz sorulmadan. Bizden en az üç çocuk istendi, kadının doğum ve hamilelik sürecinde neler yaşadığı bilinmeden. Saçımızın tek teliyle günahkar olduk, bir cinsel deneyimle kirlendik.
Kalabalık yerler bizim için tehlikeli, ıssız yerler daha da tehlikeli.
Erkeğimize karşı gelmeyecekmişiz, önünden geçmeyecekmişiz. Üstelik en yüce kişinin dediğine göre her erkeğe gerekliymişiz. Vaaay anam vay….Meğer biz kadınlar neymişiz?
Erkeğe eş olarak yaratılan kadın, onunla eşit olmuyor olamıyor bir türlü. Fiziksel yapı bütün canlılarda dişi ve erkek formu olarak farklıdır. Biri üstün diğeri noksan değildir asla. İnsana, insan olarak baktığımızda da kimse kimseye benzemez. Kimse, fiziksel, ruhsal, biyolojik ve sosyal özelliklerinden ötürü bu kadar haksızlığı haketmez. Hele hele genelleme yapmak son derece ilkel ve çirkindir.
Adamın biri çıkıp, asansöre binen kadınlar hakkındaki sapık düşüncelerini böyle pervasızca açıklıyorsa. Bir diğeri, ölen kadınla bile seks yapılabileceğini söylüyorsa; toplumun çivisi gerçekten çıkmıştır. Devletin ve toplumun acil önlem alması gerekir. Son yıllarda katlanarak artan, kadına yönelik şiddet ve saldırıların sosyologlarca incelenmesi, nedenlerin araştırılması gerekir.
Bunları yazarken elbette bütün erkekleri ayni kefeye koymuyorum. Kadının insan olduğunu, toplumdaki yerini önemini bilen beyefendilerin bu konudaki düşüncelerini daha sık paylaşmalarını, örnek davranışlar sergilemelerini bilhassa rica ediyorum.
Aslında içimi en çok acıtan; bazı hanımların da kendilerini yanlış değerlendiriyor olmaları. Kadın namusunu eşi, ailesi, çevresi için değil kendisi için korur. Giyimini kendi inanç, yaş, meslek, konum, olanak ve zevkine göre seçer. Eşine, ailesine, çevresine saygı duyduğu için onların fikrini alır. Söz ve davranışları kendi aklının eseridir, kendi değerleriyle sınırlıdır. Bedeninin izin verdiği ve bakabileceği sayıda çocuğu kendi isteği, eşinin onay ve desteğiyle dünyaya getirmelidir. Kadın da, erkek de önce insandır.