Zam Geldi Canım Kardeşim!

 Zam Geldi Canım Kardeşim

 

Muktedirler, "Halkın kendi kendisini yönetmesidir" isimli demokrasicilik oyununda figüranları ise halktır, seçimden seçime sandığa götürerek oy vermelerini sağlarlar..

Sessiz kalıp itiraz etmeden dediklerini yaparsan iyi oyuncu, iyi vatandaş, iyi partili vs diye payeler verirler.

Eğer itiraz eder, sorgular, karşı çıkarsan hemen kapının önüne konulduğun gibi kirli siyasi ayak oyunlarıyla kötü adam bile oluverirsin.

Açalım,

Bugün tüm partilerin tüzüklerinde halka refah, iyi bir gelecek, eğitim sağlık vs popülist söylemler yazar ve bizlerden oy isterler. İşin aslı öylemi?..

Hemen hemen tüm partilerin teşkilatlarında halk yoktur, kent baronları, parti ağaları (kısaca Muktedir:Egemen) vardır. Ve onlarında çıkarları için oluşturulan dernekler, dinsel örgütlenmeler, hemşehricilik, etnik, mezhepsel yancıları ile örgütü ele geçirmek adına naylon üye yapılan yağdanlıkları vardır,

Gerçek ise; bunlarla uzlaşamazsan hiç bir yere gelemezsin..

Örnek:

Muktedirlerce, Belediye başkan aday adayı olmak için yedibinbeşyüz ile onbin lira, Belediye Meclis Üyesi olmak için üçbin ile beşbin lira yatıranların ada(y)m sayıldığı ve seçilebildiği bir düzen kurulmuş.

Ve figüran olarak rol biçtikleri,

Açlık sınırının altında yaşayan işçi, köylü,emekçi, emeklinin aday adayı olabilmesi için aynı tutarları yatırmasını gerekli, hayatlarında yanyana görmediği parayı yatırmaları mümkün mü? tabii ki kocaman bir HAYIR..

Oluşturdukları sistem özetle diyor ki;

Siyaset zenginlerin ve kent soylularının işidir, fakir ve parasızların yapabileceği iş değildir.

Senin görevin; iyi seçmen olman ve bizim belirlediğimiz adaya "TIPIŞ-TIPIŞ" gidip oy vermendir.."

Sorgulamadan"TIPIŞ-TIPIŞ" gidip oy veriyorsan darbeyi seçtiklerinden yiyorsan  eğer, kabahati kimde arayalım canım kardeşim?

Enflasyonun altında ezilip, maaşınla ay sonunu getirmekte zorlanan sensin,

Seçtiklerin ise; maaş bordrosunu hayatında hiç görmeyen, nereden geldiğini unutmuş "Kent Soyluları !.."

İşsizliğin ezikliğiyle bir bardak çayı çarşıda içemeyen sen. Seçtiklerinse, açlığı ve yoksulluğu bilmeyen rotaryen lion kulüp üyeleri.

Emekli maaşıyla bırak geçinmeyi, et yemeyi kurban bayramına öteleyen sen,

Seçtiklerinse, beş yıldızlı otellerde çocuklarına sünnet düğünü yapanlar.

Güvencesiz çalıştığın fabrikada asgari ücretin altında maaş alıp şükreden sen,

Seçtiklerinse,  seni daha az ücretle daha çok çalıştırma hesabını yapanlar.

Mazot ve gübrenin pahalı olması nedeniyle kendi  toprağında üretim yapamayıp varoşlara göç eden sen,

Seçtiklerinse, senin topraklarını üç otuz paraya almak isteyen tefeci bezirganlar.

Gözlerinin önünde bütün bunlar yaşanırken,demokrasicilik adı altında dayatılan seçimlerde sandıklara gidip oy veren yine SEN...

Özetle:

Demokrasilerde, yüzbin fakir sandığa gider, sandıktan bir tane zengin çıkar..( Ali Şeriati )

***

Şimdi gelelim "SU ZAMMI" meselesine,

Fatura fazla gelmesin diye suyu idareli kullanan sensin, Denkleştirdiğin parayla faturayı yatırmak için sırada bekleyen de sen,

Hayatlarının hiç bir döneminde su, elektrik, doğalgaz vs. gibi faturalarla derdi olmayanları seçen de sen,

Grup kararı alarak su zammını onaylayanları seçende yine sen.

Ayrıca

Ulaşıma zam yapıldığı için, okul servis ücretlerine yapılacak zamlardan etkilenecek olan sen..

Ekonomik durumları iyi olduğu için ulaşım zammına tepki vermeyen seçtiklerin...

Nazım, ne güzel yazmış,

"Açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin kardeşim.."

Canım Kardeşim..

Vesselam

Ozanca

BANDIRMA GERÇEK - 29-07-2019