Zamlar ve Vergiler

Zam, zam, zam…

Vergi, vergi, vergi…

Vergiler; dolaylı vergiler, fır dolaylı vergiler, fır fır dolaylı vergiler; ÖTV’nin KDV’si gibi mesela…

Gelir vergisi, gider vergisi, taşıt vergisi, konut vergisi, içme suyu vergisi, atık-su vergisi, çöp vergisi, sokak aydınlatma vergisi, kaldırım döşeme vergisi, işgaliye vergisi (ihraz, ecrimisil), damga vergisi, TRT-bandrol vergisi, veraset-intikal vergisi, gümrük vergisi, pasaport harç vergisi, haraç vergisi, vergi haracı…

“Hava bedava, su bedava, vitrinlerin dışı bedava

Bedava yaşıyoruz, bedava!” Demiş, Orhan Veli…

Demiş, demesine de!

O günler geride kaldı. Köprülerin altından çoook sular aktı…

Şimdiki dönem; BÜTÇE AÇIĞINI KAPATMA DÖNEMİ…

Genel bütçe açığını kapatma ve yerel bütçe açığını kapatma dönemi. Aile bütçesinin açığını kapatmak ise! Allah kerim…

Nedir bütçe açığı?

Kim yaptı, kimler yaptı da kimler kapatacak bu bütçe açığını?

İç borç faiz giderleri, dış borç faiz giderleri, anaparaya, ana borca dokunmaksızın büyüdükçe büyüyor. Bütçe açığı değil, uzaydaki kapanmaz ‘kara delik’ mübarek.

Alınan borç paralara, alınmakta olan borç paralara ve de faiz giderlerine eklenen; zorunlu kamu giderleri: ücretler, maaşlar, müteahhitlere ödenenler, ihale bedelleri, partilere ödenenler, yöneticilere ödenen itibari harcamalar, lüks araçlar, yüksek silindirli, zırh kaplamalı araçlar… Olmazsa olmaz harcamalar. İthal edilen ürünlerin oluşturduğu döviz açıklarını karşılayamayan ihracat gelirleri ve ithalat-ihracat dengesizliğinden oluşan ‘cari açık’. Cari açığı kapatabilmek adına yapılan yüksek faizli dış borçlanma. Dış borçların ve faizlerin karşılanması için yapılan ek bütçeler, ‘sanal ‘bütçeler. Bir türlü denk getirilemeyen bütçeler…

İşte bütçe giderleri böyle oluşmakta. Bütçe gelirlerini oluşturan yegâne kaynak ise VERGİLER. Vergilerin nasıl toplandığını söylemeye gerek yok sanırım.

Güzel bir atasözü, bu durumu açıklıyor; “Güneş çarığı sıkar, çarık ise ayağı!” Güneş, bu durumda BÜTÇE’yi; ayak, vergi verenleri; çarık ise, vergi toplayanları, vergi salanları temsil etmekte. Teşbihte hata olmaz.

Atasözü, her ne kadar vergi-bütçe ilişkisini anlatmakta ise de, yazımızı “Mankurt Efsanesi” ile sonlandıralım; Kırgızların ünlü yazarlarından Cengiz Aytmatov (ki, kamuoyunda ‘Selvi Boylum, Al Yazmalım ’ın senaristi olarak bilinmektedir), Kırgızlara ait olan bu efsaneyi çok da güzel anlatmaktadır. Efsane, bir işkence, bir zulüm yönteminin nasıl hunharca uygulandığını bizlere göstermektedir: Savaşta esir düşen askerlerin, önce kafalarının kazındığını ve ardından ıslatılmış deve derisi geçirilerek, elleri, kolları bağlanmış bir şekilde kızgın güneş altında bırakıldığını anlatmaktadır. Güneşte kuruyan deri, sık sık ıslatılmakta –vergiyle uzaktan yakından bağlantısı olamaz bu ıslatmaların- ve ıslatılan derinin altından saçlar, yukarı çıkamayıp, kafatasının içine doğru yönelmekte,

beyni oymaktadır. Kafatası da, kızgın güneşin etkisiyle kuruyan deve derisiyle mengene gibi sıkılmakta, işkence gören, çıldırmakta, ‘mankurt’laşmaktadır.

4
A+
A-
REKLAM ALANI