Zeytin Tanesinde Diş İzleri

 Zeytin Tanesinde Diş İzleri 

Zamanın harmanı neler sunuyor neler.

Sabahtan az ileri, öğleden az geri,

güneş zirveye yükselmeye çalışıyor.

Kış günlerinden henüz çıkmanın yolu üzerinde,

biraz cesaretli ama biraz da mahcup gibi eğik,

tatlı bir sıcaklık ile ısıtmaya çalışırken,

sıcak sohbetler zamanı götürdü çok gerilere.

 

- Zeytin ile peynir beraber yenmezdi,

kızarlardı büyüklerimiz, çok sonra öğrendim,

her lokmada ekmek dolduracaksın ki ağzına karnın doysun.

Katık, azığa az eklenecek ki bereket olsun...

İşte böyle başladı sohbet.

 

Yetinmek, yerinmek değil ama.

Bunu her konuda ekledik sıra ile.

Anneannem geldi aklıma.

İkinci dünya harbini yaşamış dibine kadar.

Ekmek karneleri falan anlatılır ya, masal gibi.

 

Yer sofrasında, gaz lambası eşliğinde,

köyde,

çok dizimi kırıp oturdum.

Bir tencereye, çok kaşık yarıştırdım.

Sofra bezinde, ev ekmeğini kırdım.

O zaman yemek yemek değil,

ekmek yemek denirdi hatırımda hala daha.

Bir zeytini üç lokma yapardı anneannem.

İlgimi çekerdi,

zeytin tanesinde onun diş izleri.

Teyzem benden iki yaş büyük,

aynı sofradayız yerde.

Ben bir lokmada yerdim zeytini ses etmezdi de,

teyzemin eline vururdu.

- Kız ! Tek lokmada yeme...

 

Şimdi masal gibi geliyor tabi ki.

İçim acımıyor diyemem, bir başka buruk işte.

Şimdi bu ekonomik kriz döneminde, kolay değil.

Kriz dönemi diye bir şey de icat ettik ya,

helal olsun bizlere.

İtibarda tasarruf olmaz diyenler,

har vurup harman savuruyor da.

Vatandaş zor durumda.

İtibar peşinde değil, geçim derdinde.

Yazacak çok şey var ama,

yazmıyorum herkes biliyor zaten.

Bazıları da nasıl savunuyor,

dış güçler falan filan diye.

Yiyemediği ekmeğin, binemediği arabanın,

peşinde nasıl koşuyorlar,

anlamak mümkün değil.

İçim acımıyor değil, bir başka buruk işte,

zeytin tanesinde diş izleri...

14.04.2023 /SELÇUK ÖZGÜLERYÜZ