CHP’de Cumhurbaşkanlığı Krizi Kapıda Mı?

CHP’DE CUMHURBAŞKANLIĞI KRİZİ KAPIDA MI?

CHP’li değerli yol arkadaşlarım, tarihten ders almazsak, tarih tekerrür ediyor. Umarım, 2023 cumhurbaşkanlığı seçimi yenilgisinden sonra gerekli dersleri almışızdır.

2023’te altılı masanın cumhurbaşkanlığı adaylığı belirlemesini, sürecin sonuna bırakması, Kılıçdaroğlu’nun kamuoyu yoklamalarına karşın kendini dayatması, M. Akşener’in buna karşı çıkarak, masadan kalkması, sonra geri dönmesi, Kılıçdaroğlu’nun birinci tur sonrası seçime iki gün kala Ü. Özdağ ile yaptığı görüşmelerde verdiği ödünler ve buna benzer hatalar sonucu seçimi kaybettik.

Seçim öncesi yapılan anketlerde E. İmamoğlu ve M. Yavaş, K. Kılıçdaroğlu’nun önünde çıkıyordu. Ancak eski genel başkan bu gerçeği görmek istemedi ve illa ben aday olacağım, dedi. Seçimi de kaybettirdi bize. Bu süreçle ilgili bırakın öz eleştiri yapmayı, altılı masayla ilgili bir pişmanlığınız var mı sorusuna, “bugün olsa yirmili masa kurarım,” dedi.

Önümüzdeki yakın bir tarihte yapılacak olan bir erken seçimi kazanamayacağını gören Erdoğan ve “cumhur ittifakı”, benzer oyunları tezgahlayarak, CHP içinde bir kriz yaratmaya çalışıyorlar. Bunun olması için de epey gayret ediyorlar. Ne yazık ki şimdilik bunu başarmış durumdalar da. K. Kılıçdaroğlu ve arkadaşları İmamoğlu karşısında M. Yavaş’ı destekliyorlar, diğer sağ partilerle birlikte.

Bunun yanında Cumhur ittifakı, biz ne zaman istersek seçim o zaman olur, erken seçim yok, seçim 2028 yılında yapılacak diyerek, CHP’nin ve halkın hemen seçim istemini görmezden geliyorlar. Ne yazık ki bu algı “oyununa” da CHP içindeki bazı muhaliflerin yanında muhalif basın da düşüyor ve bunu hararetle savunuyorlar.

AKP’den bile öne çıkarak bu şunları dillendiriyorlar: Neymiş adaylık açıklaması için erkenmiş. Çünkü seçimin ne zaman yapılacağı belli değilmiş. Sonra aday yıpratılırmış. Halkın seçim değil geçim derdi varmış, Yavaş ve destekçileri adayın erkenden açıklamasına karşıymış, parti bölünürmüş, yok efendim bu İskandinav ülkelerinde olurmuş, bizde demokrasi bu kadar gelişmemiş, siyasi olgunluk yokmuş falan filan… Bu savların tek bir amacı var, o da suyu bulandırmak.

Bu görüşlerin neresinden tutarsanız tutun elinizde kalıyor. CHP erken değil hemen seçim istiyor. Çünkü geçim derdi çok büyük. İnsanlar bir öğün yemek yiyor, yatağa aç giriyor. Bu yokluk ve yoksulluk nasıl son bulacak? AKP mi çözecek yoksa kendiliğinden mi çözülecek bu ekonomik sıkıntı. Erken seçime karşı çıkanlara, halkın seçim derdi yok diyenlere göre öyle. Ancak bu sorunlar seçimle iktidara gelecek CHP iktidarıyla çözülecek.

Hemen seçim isteyen bir partinin adayını belirlemesinden daha doğal bir şey olamaz. Önemli olan adayın nasıl belirleneceği? Genel başkanımız Ö. Özel adayımızı ön seçimle, bütün üyelerimizle en çok üç ay içinde belirleyeceğiz dedi ki bu çok doğru bir yöntem. Demokrasinin gereği de budur. Önceki aday belirleme süreçlerinde ya genel başkan ya MYK ya Parti Meclisi ya Meclis grubu belirleyici ya da etkili oldu. Asıl seçici olan üyeler göz ardı edildi. Sonuç hep başarısızlık.

Yine bazı muhteremler İskandinav ülkelerinde yaşayan halka uygun gördüğü, halkın adayını belirlemesi yöntemini bize uygun görmüyor. Burada şunu belirtmekte yarar var. Biz, halkın tümü değil bir parçasıyız. Bu parti demokrasiye inanmış, tüzüğünde ve programında demokrasinin gereklerini yerine getirmiş; üyeler olarak da demokrasiyi içselleştirmiş bir partinin üyeleriyiz. Bizim tüzüğümüzde yetkili organlara seçilecek kişiler ön seçimle seçilir diyor.

Biz, adayımızı ön seçimle belirleyecek bilince, sorumluğa ve yeterliliğe sahibiz. Ön seçimle belirlenecek bir adayı sahiplenecek ve buna uygun tavır alacak demokratik bir olgunluğa da sahibiz.

Yukarıda ileri sürülen bu tez, otokratik “sağ” ve “”lider” partileri için geçerlidir. Çünkü onlarda demokrasinin kırıntısı yoktur. Lider ne derse o olur. Kimse, ona ve onun kararlarına karşı çıkamaz ve kararlarını sorgulayamaz. Tek seçici odur. Bütün üyeler de lidere biat eder.

Adayların, adayın yıpratılmasına gelince, zaten adaylardan biri, İmamoğlu özellikle yıpratılıyor. Her konuşmasından sonra hakkında soruşturma açılmıyor mu?

Aksine, adayın belirsizliği adayları ve partiyi daha çok yıpratıyor. Aday kim olacak tartışması AKP, muhalif basın ve bazı CHP’liler tarafından sürekli gündemde tutuluyor. Aday İmamoğlu denilerek Yavaş ve ekibi İmamoğlu’na karşı kışkırtılıyor ve aday belirleme yöntemine tavır almaya zorlanıyorlar. Bu düşüncede olanlar bugün amaçlarına da ulaşmış oldu.

Mansur Yavaş bugün Ankara’da katıldığı bir toplantıda gazetecilerin cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili bir soruya,” Gün ola harman ola, kim öle kim kala,” diyerek arabayı atın önüne koşmak istediğini açıkladı.

Yani, M. Yavaş partinin erken seçim kararına karşı ve buna da inanmıyor. Üç ay içinde aday belirlenmesine de adayın açıklanmasına da karşı olduğunu belirtiyor. Parti kararlarını tanımayarak disiplin suçu işleyecek. Bunu göze almış durumda. Sonucuna katlanacak. Yani bile isteye bir kriz yaratacak. Büyük olasılıkla ön seçime de katılmayacak; ama seçim günü geldiğinde ben de adayım diyecek. Bunu da açık açık ifade ediyor.

Bu tavrın arkasında “sağ” partiler var. Kılıçdaroğlu’nun da M. Yavaş’ı desteklediği uzun bir süreden beri söyleniyor. Umarım doğru değildir. Bir daha bize seçim kaybettirme davranışı içine girerse Kılıçdaroğlu, halka değil, egemenlere hizmet ettiği tescillenir; bir daha sokağa çıkamaz, insanımızın yüzüne de bakamaz.

Yazmak içimden gelmiyor; ama şeytanın avukatlığını yaparak yazayım. Yavaş, E. İmamoğlu bir iki yıllık süre içinde soruşturmaları sonucunda ceza alır ve siyasi yasaklı duruma gelirse meydan bana kalır diye düşünüyorsa yanılıyor. Bu düşünceyi ve tavrı CHP seçmeni kaldıramaz. Bu seçmen ve bu halk, beyefendiye öyle bir ders verir ki ömür billah bunu unutamaz, anasından emdiği süt burnundan gelir.

Kendisi ve destekçileri bunu akıllarından hiç çıkarmasınlar!

Burada bir şeyi daha belirtmekte yarar var. M. Yavaş üzerinden oyun kuranlar ve bu oyuna gelenler ve CHP’yi karıştırarak seçim kazanacağını düşünen CHP ve demokrasi düşmanı muktedirler bu oyununuz boşa çıkacak.

Halk, CHP adayının arkasında özgür, bağımsız, demokratik ve laik bir Türkiye için yer alacak, cumhuriyete ve değerlerine, kurucusu Atatürk’e sahip çıkacaktır.

Halk, 23 yıllık baskıcı AKP iktidarına son verecek, yokluk ve yoksulluk son bulacaktır.

Barış içinde, kardeşlik türküleri söylenen, gelecek kaygısından kurtulmuş gençlerle, emeğinin karşılığını alan emekçilerle, emeklilerle geleceğin Türkiye’sini kurmak için yola çıkıyoruz.

Üç ay içinde ön seçimle adayımızı belirleyecek, iktidar yürüyüşümüzü cumhuriyete ve onun değerlerine inanan, onu koruyan ve geliştiren yeni bir cumhurbaşkanıyla taçlandıracağız.

03.02.2025, Bandırma

128
A+
A-
REKLAM ALANI