Vatandaşı Olmasak Eğlenceli Ülkeyiz Aslında

Ekonomistler; 2020 yılbaşından, bugüne döviz karşısında, TL miz %34 değer kaybetti diyorlar. Yani; paramızın değeri düştü, % 34 devalüasyon ve gelirimizden eksilmiş demektir..
Gelirinden %34 eksilerek yoksullaşan halkı çok ilgilendirirken, Maliye Bakanı “Döviz kuru benim için hiç önemli değil” diyebiliyor.
Dışa bağımlı olduğumuz akaryakıtı dövizle ithal edebiliyoruz. Döviz karşısında kendi paramızın değeri düşmesi demek, köylünün sebze, meyve, hububat, baklagiller vs. üretebilmesi için gübre ve mazotun pahalanması demek olup, ürettiklerini tüketicilere ulaştırabilmesi adına, akaryakıta gelen zam temel besin kaynaklarına pahalı ulaşması demektir.
Elektriğe yeni % 5.75 oranında zam geldi, peşinden doğalgaz dahil iğneden ipliğe her şeyin zamlanacağıdır.
Asgari Ücret 2.324.-TL. iken,
TÜRK-İŞ Araştırmasına göre 2020 Ekim ayında;
Açlık sınırı: 2.482,28 TL, Yoksulluk sınırı: 8.085,62 TL,
Bir yanda Covit 19 Pandemi belasıyla, diğer yandan ekonomik zorluklarla boğuşan Türkiye dolayısıyla bizler için bu kış ve sonrası ÇOK zorlu bir yıl olacaktır.

Her akşam vaka sayısı şu kadar deyip, “Her vaka hasta değildir” diye açıklamalar yaparken, birden sayılarla oynadığı, bilgileri yanlış verdiği ortaya çıkınca, Ulusal çıkarları söz konusudur diyerek “Testleriniz pozitif çıkabilir, hasta olduğunuz anlamına gelmez.” diyerek işin içinden sıyrılmak isteyen. Halkını sürü gibi gören ve sürü bağışıklığıyla ‘ölen ölür kalan sağlar bizimdir’ mantığıyla yöneten bir Sağlık Bakanımız var.

Çocuklarımızın eğitim alması için altı ay boyunca hiç bir şey üretmediği için uzaktan eğitim sistemi çökerken, “EBA’ nın çökmesi olumdur” diyen Milli Eğitim Bakanımız var.
Görevi gereği tarım ve hayvancılığı geliştirmesi gerekirken, samanı, mercimeği, nohut, eti vs. ithal edip “Et fiyatları yüksek değil” diye demeç veren, Çöp kutularından beslenen insanları görmezden gelen Tarım ve Hayvancılık Bakanımız var.
Emekli olma katsayısıyla oynayarak emeklilerin düşük maaş almasına yol açan ama emeklilere sanki lütuf veriyormuş gibi sıkıştığında “Emeklilere aylık ödedik” diyen bir Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanımız var.
“Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne sahip çıkan” bir Milli Savunma Bakanımız var iyi güzel de Ülke toprağı olan ege adaları, Yunanistan tarafından işgal edilip üstelik anlaşmalara aykırı silahlanmışken tepkisiz.
Osmanlı’nın yaptığı “Uşi Antlaşmasıyla” verilen 12 adaları, “Lozan’da verdik” diyebilen tarihi bilmeyen bir Dışişleri Bakanı var.
Ve bunların yönettiği bir ülke de yaşıyoruz…

Neyse ki,
Askıda ekmek var yersin, Torbada keyif çayı var içersin, Doğalgaz bulduk yakarsın, Görünmez Uçağımız var uçarsın, Arabayı da yaptık binersin
Tüm bunlar olurken, Almanya da enflasyon eksi 2 çıkmış !!!
Neden mi? İçki içip, domuz eti yerler ama milletin parasını, yetimin ve fakirin hakkını yemezler…
Birde bizi kıskanırlar

“Dolara bakmam” diyen, Maliye Bakanı,
“Vakayı saymam” diyen, Sağlık Bakanı,
“EBA’ nın çökmesine sevinen” Milli Eğitim Bakanı,
“Et ucuz” diyen, Tarım ve Hayvancılık Bakanı olursa,
İsmini bilmediğimiz “Ejder meyveli smoothie” yiyenler, “Müminin görevi yoklukta sabretmektir” der.
Muhterem Diyanet Başkanı, ‘Fakirler cennette olacaklar biz onları kıskanacağız” demişti.
Ve Fakir sabrederse mükafatı “Cennetse” eğer zenginlerin ulaşamayacağı mükafatımız için!. Ne yapacağız. “SABREDECEĞİZ…”
Cennette ne gibi sınırsız hizmetler var. Hurilerle, bol bol şarap içip her türlü fantezi yapabileceğiz, ayrıca para kaygısı yok, çalışmak yok, üretmek yok, kavga yok, stres yok yani güzel olan her şey dahil yaşayacağız.
Sahi, Bu dünyayı cennet yapmak için, İnsan kalıp huri fantezisini bir yana bırakarak tüm bunları yapmak mümkün değil mi?.
Ne demiş adamın biri; “Zenginler, fakirlere tanrıdan başka bir şey bırakmadı.”

Vatandaşı Olmasak Eğlenceli Ülkeyiz Aslında

Vesselam
Ozanca -30.10.2020

61
A+
A-
REKLAM ALANI