AMAÇ AYNI YOL AYRI
KIRMIZI ÇİZGİMİZ
Ülkemizi bir uçtan diğer uca; adım adım, karış karış tarasak, sokakta karşılaştığımız, evinde ziyaret edeceğimiz her bireyin ortak dileği var; HUZUR, SAĞLIK, GÜVEN!
Herkesin; işi, aşı olursa, yasalar önünde eşit, sağlık , eğitim, erişim, ulaşım gibi insanca yaşayacak şartlara sahip olursa, din, dil, inanç özgürlüğü olursa, bu ortak dilek gerçekleşir. Kimse durup dururken eylem yapmak, bir eyleme katılmak gereği duymaz.
Boyunuz kısa, üst raftan ihtiyacınız olan birşey almak istiyorsanız, ya merdiven kullanır, ya masa sandalye veya taburenin üzerine çıkarsınız, ya da güçü olan biri eğilir, güçsüz olan onun sırtına basarak o rafa uzanır. Bu davranışlar, sadece ihtiyacı karşılamak için çare arayışlarıdır.
Ulus çare arayışında!
Şu an sokak hareketlerine katılanlar;
Kimi, İMAMOĞLU’ nun adaylığı engellenmesin diyor.
Kimi, hak , hukuk, adalet üstünlüğünü vurguluyor.
Kimi, ekonomik sıkıntılardan, işsizlikten şikayetçi.
Kimi, tek adam rejimine karşı.
Kimi, CUMHURİYET’ le kazanılan hakların gaspedildiğini, ülkenin din devleti olma yolunda sürüklendiğini düşünüyor.
Kimi, eğitim, sağlık, ekonomi, ticaret, sanattta engellere ve yozlaşmaya karşı.
Kimi aç, kimi işsiz…
(Ön safta iki lider var, biri imamın, biri dervişin oğlu.) diyerek sırıtan da kendini olayların akışına bırakan da var!
Elbette insanın; her an, her istediğine ulaşma şansı yoktur. Bazen fedakarlık ve sabır gerekir. Ama dert dinleyen , ses duyan yöneticilere ihiyacı var. Şu ana kadar gelen tepki; yürüyüşlerin engellenmesi. TV lere gelen cezalar, yasaklar, sınırlamalar, tutuklamalar, göz altılar, sorgular, soruşturmalar, eski defterlerde kusur, hata ve suç aramalar, mal varlığına ve pasaportlara el koymalar. Arada bir tehdit ve uyarılar.
İktidar yakasından doğru dürüst tek bir açıklama yok diyebiliriz. Bu sessiz sakin duruşun arkasında ne var?
İhtiyaçlar birikir, şartlar zorlaşır, hayat yaşanmaz hale gelmeye başlarsa; çözüm arayışı da buna paralel olarak hızlanır.
Küçükten büyüğe, bütün toplumlarda yetkililerin, yöneticilerin görevi; bireylerin, grupların seslerini dinlemek, duymak, çözüm üretmektir. Eğer bu ses duyulmaz, anlaşılmaz, önemsenmezse; serzenişler artar, hoş olmayan görüntüler ortaya çıkar.
Son zamanda ülkemizde, gittikçe artan bir hareketlilik var. Belli ki; insanlar yaşam şartlarından memnun değiller, yetkililere seslerini duyurmak istiyor, çözüm bekliyorlar. Bu sürecin, en azından çoğunluğu memnun edecek şekilde, kimse haksızlığa uğramadan, kimsenin canı yanmadan, yönetilmesi gerek.
Buraya kadar yazımı okuyanlar, konunun çok da basit olmadığının bilincindeler.
Zaten zorda olan ekonomimiz, hızla kan kaybederek alarm veriyor. Dünyanın kaynama noktasına geldiğini, çok ciddi bir değişimin eşikte olduğunu bilmeyen anlamayan yok. Görüş, düşünce ve inancımız ne olursa olsun; ulus olarak maddi ve manevi zarar görmeden, ciddi yara almadan, dipsiz kuyulara sürüklenmeden bir çözüm bulmak zorundayız. Her kademede, bugün yürürlükte olan anayasa esas alınmalıdır. Henüz yürürlükte olan yasaları çiğneyenler, başkalarını yasalara uymaya davet ederlerse elbette olumlu karşılık alamazlar. Eğer yasalar düzeni korumaya yetmiyorsa, gereken ne varsa, işbirliği içinde yapılmalıdır. Zorbalık, geçici sessizlik sağlar, ama asla kalıcı çözüm olmaz. Tarih bunun acı örnekleriyle doludur. Öfke; etkisi en çabuk geçen duygudur. Ancak, öfkeyle yapılan hataların telafisi olmayabilir.
Amacı gerçekleştirme yolunda çatışmanın, kin, nefret ve intikam duygusuyla hareket etmenin kimseye yararı olmayacağı gibi; ucundan, kıyısından herkese ama herkese mutlaka zararı dokunacaktır. Atılan her adım provokasyona, istismara açıktır. ULUS; bugün sokağa dökülen kalabalıktan ibaret değildir. Evlerinde oturan, kıyıda köşede olup görünmeyen güçlerin de varlığını hesaba katmak gerekir. Ülkenin bu karmaşık halini fırsat bilen iç ve dış düşmanlar da amaçlarını gerçekleştirmek için kolları sıvayabilir . Olumlu olumsuz bütün olasılıklar dikkate alınmalıdır. Dış ülkelerden destek mesajları da var,
KONUNUN İÇ MESELEMİZ OLDUĞUNU SÖYLEYENLER DE!
Bakın ; kim ne derse desin; dert bizimse, çözüm de bizdedir. Farklı görüş ve inançlara saygıyı cepte tutarak biz bu çözüme eninde sonunda ulaşacağız.( Herşey çok güzel olacak!) değil. Herşey; çocuklarımız, torunlarımız, yarınlarımız için GÜZEL olmak zorunda!
Sokaklarda sesler yükselirken, henüz ciddi bir sınır ve engelleme yok. Herhangi bir açıklama da yok! Dinlemesi, duyması, çözüm bulması gerekenler ne düşünüyorlar? Boş alanlarda toplanmak, boş yollarda yürümek kolaydır. Bu hareketliliğe katılmayan, anlayıp hoş görmeyenlerin tepkisi ne olacak? Amaç tek ve son derece masum olsa bile; farklı yolları seçmek, ciddi görüş ve tavır farklılıklarını ülkenin yararına yönetmek kolay değil!
Kırmızı çizgimiz; LAİK, DEMOKRATİK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ dir.
22-03-2025 /ULVİYE KARA AKCOŞ