Deprem uzmanları Marmara depremi için zaman veremesek de,
2030’a kadar olacak diyor.
Böyle bir depremde:
‘Bağımsızlığımızı kaybederiz’ iddiası bile dillendirildi.
*
Bodrum, beşik gibi sallanıyor.
1999 yılının 17 Ağustos sabahını
Kocaeli’nde,
Gölcük’de,
Düzce’de,
Sakarya’da,
İstanbul’da,
Yalova’da yaşanmışları unutmayalım…
*
İnsanın aklına geliyor:
Depremden nasıl etkileniriz, İlçemiz ve çevresinde durum ne?
Aşağıda okuyacaklarınız,
BİLİMSEL VERİLERE DAYANAN BİR SENARYONUN sonuçları olsa da,
olabilecekler karşısında ‘hal-i pür melal’imizi anlatıyor.
*
Yıl 2006.
İstanbul Teknik Üniversitesi uzmanları, kendilerinden istenen bir rapor hazırlıyor.
Adı:
’Bandırma Afet zararlarını Azaltma planı’
Şu soruya cevap arıyorlar:
Bandırma ve çevresinde 7,2 büyüklüğünde bir deprem olsa ne olur?
*
35’i imara açık alanda;
15’i sanayi alanında olmak üzere 50 adet 30 metre derinliğinde sondaj yapılıyor.
Veriler toplanıyor, geçmişte olan depremler inceleniyor, özetle:
277 binanın yıkılabileceğini;
831 ila 2770 arasında kişinin ölebileceğini;
Şehir içi ve dışı trafik düzeninin kilitlenebileceğini;
Kimyasal sızıntılarla çevrenin büyük çaplı kirlenebileceğini öngörülüyor.
Ve
deprem sabaha karşı olursa:
Yıkılan binaların dışında,
3 bin 910 tanesi orta,
4 bin bina ise hafif hasara uğrayacak.
Ölenlerin dışında,
8 bin 300 kişi de çeşitli şekilde yaralanacak;
20 – 25 bin kişi ‘açıkta’ kalacak, diyorlar. (1)
*
Aynı raporda, riskli alanların:
Levent Mahallesi’ndeki yüksek katlı binalar;
Hacıyusuf Mahallesi’nde sahil kesiminde eğimden kat kazanan binalar;
Livatya mevkii yamaçlarındaki iki katlı yapılar;
İnönü, Kaşif Acar ve Kurtuluş Caddeleri’ne bakan 7 ve 8 katlı binalar;
Haydarçavuş Mahallesi’ndeki sahil dolgu alanı;
Kaşif Acar, Atatürk ve İnönü Caddelerine cepheli 7 ve 8 katlı binalar;
17 Eylül Mahallesi’nin Atatürk ve Eski Stadyum çevresindeki çok katlı binalar;
Kurtuluş Caddesi çevresindeki çok katlı binalar;
100.Yıl Mahallesi’nde imar affından yararlanan ve tüm kaçak yapılar;
Ordu Caddesi ile Eski Tabakhane Deresi arasında kalan 7 katlı binalar;
Demiryolunun iki çevresindeki yamaçtaki yapılar;
Eski dere yatağında ve yüksek katlı binaları nedeniyle Dere Mahallesi’nin tamamı;
Bentbaşı Mahallesi’nde General Halit Caddesi’ndeki 6 katlı binalar;
Eski Edincik Caddesi ve Uğur Mumcu Caddesi(2) çevresindeki çok katlı yapılar;
Uğur Mumcu ve Mehmet Akif Ersoy Caddesi arasında kalan çok katlı yapılar;
Ayyıldız Mahallesi’ndeki kaçak yapılar olduğu belirtiliyor.
Kısaca:
Dere,
Bentbaşı,
Haydarçavuş,
Paşabayır,
Hacı Yusuf,
17 Eylül,
Sunullah,
İhsaniye,
Paşamescit,
Ve Levent mahallelerinde can kaybının yüksek olabileceğini ifade ediyorlar.
*
Ayrıca:
1-Edincik ve Yenice’de ağır hasar ve can kaybı olabileceğini…
2-Tavuk çiftliklerindeki hasardan telef olan hayvanların salgın hastalıklara yol açabileceğini…
3-BAĞFAŞ ve Etibank Sülfürik Asit Fabrikası’nın hasarları nedeniyle büyük çaplı çevre kirlenmesi
ve kimyasal tehdit oluşabileceğini…
4-Uğur Mumcu, Atatürk, Ordu, Kurtuluş, Kâşif Acar, İnönü caddelerindeki yıkıntılar nedeniyle
ulaşımın felç olabileceğini; itfaiye, ambulans ve yardım ekiplerinin işlerinin güçleşebileceğini;
5-Susurluk karayolu bağlantısının kesilebileceğini,
6-İzmir’e ulaşan demiryolunun kullanılmaz hale gelebileceğini…
7-Çok katlı Devlet Hastane’sinin devre dışı olabileceğini…
8-Bandırma Körfezi’nin tsunamiye açık olduğunu vurguluyor.
*
Korkmayın, panik olmayın!
O günden bu güne
yani
2006’dan 2017’e kentimizde,
‘Afet zararlarını azaltma’ adına HER ŞEY yapılmıştır,
“kuşkunuz olmasın” demek isterim ama haddim değil.
Notlar:
1-2006 yılında açıklanan raporun rakamlarıdır.
Bu günü değerlendirmek için artan nüfus ve bina sayısı göz önüne alınmalıdır.
2-O günün Uğur Mumcu Caddesi, bu günün Mehmetçik Caddesi’dir.
(2007 yılında Belediye Meclis kararı ile değiştirilmiştir.)
3-Kaynakça olarak 8 Kasım 2006 tarihli Haberler.com’un haberinden yararlanılmıştır.
Süha Oral 08/21/2017 – 10:19