Beka Meselesi Ozan Bey!

Bandırma GERÇEK gazetesinin yazarlarından değerli kardeşim Ozan OZANCA, 13-05-2021 tarihinde yayınladığı yazısında (BANDIRMA’DA VAKALAR ARTARSA SORUMLUSU KİM OLACAK? ) diye soruyor.

Cumhuriyet meydanını MASKE ve MESAFE kurallarını umursamadan lebaleb dolduran protestocuları kastediyor.

Olmadı Ozan bey kardeşim olmadı! BEKA meselesi diye bir şey var hiç duymamış olamazsın.

Bu yazımın BEKA ile ne alakası var deme sakın, çok alakası var.

Bandırma Cumhuriyet Meydanı’nı ‘LEBALEB! Dolduran o İnsanlar, Ülkenin BEKA’sı için MASKE ve MESAFE kurallarını çiğneyerek!, Dünyaya ÖLÜM kusan “Korona”’yı hiçe sayarak! Ölümüne orada toplanmışlar ve dört çarpı dört araçlarıyla konvoy oluşturup korna çalarak, sokak sokak gezip İSRAİL’i proteso etmişlerse kötü mü etmişler?.

Ne demişler, KAHROLSUN İSRAİL, KAHROLSUN SİYONİSTLER, türünden beddualar etmişler.

Eğer onlar böyle protestolar yapmasalar, Ülkemizin geleceği nasıl garanti altına alınır (?) BEKASI nasıl sağlanır hiç düşündün mü?.

Neticede ne olmuş biliyor musun? Tüm İsrail’de insanlar kahrolmuş,geceleri uyku uyuyamaz olmuşlar, sıkıntıdan, yemeden içmeden kesilmişler. (DSÖ) Dünya Sağlık Örgütü bunların sıkıntılarına, kahırlarına tam tanı koyamadıkları için büyük bir şaşkınlık içinde bocalıyormuş!!.

Yakın gelecekte İsrail yok olup haritadan silinirse hiç şaşmayın.

Halbuki bu gibi işlerin “Kiri de Sabunu da” bizdedir, yani “Bedduası da Tevbesi de” .(DSÖ) bunu nereden bilsin.

Sen hala “Maske, Mesafe, Ateş ölçer, Hes kodu” de dur, ne işe yarayacaksa! Sen bunlara inanma kardeşim, bunlar muhalefetin uydurmalarıdır.

Hes kodu kalmadı biraz dedikodu yapalım mı? ne dersin?.

Yasa ve kurallara uyan bizler, evlerde kapalı kaldık, bayramda ölülerimizi bile ziyaret edemedik diyorsun.

Ya bizler ne yapalım Ozan kardeş?

Biz daha ölmedik, ama evlatlarımız, torunlarımız biz, dirileri bile ziyaret edemedi,(seyahat kısıtlaması) sadece telefondan seslerini duyuyoruz. Keşke onlarda İsrail’i telin konvoyları oluşturup yola çıksalardı da görüşebilseydik.

Malumunuz, (KORONA) Kovit 19 mikrop’unun en fazla yoğunlaştığı yerlerin başında İstanbul ve bazı nüfusu çok olan yerlerde ki vatandaşlarımızın binlercesi bu 17 günlük yarı kapanma, (dileyen tam kapanma diyebilir) dolayısıyla memleketlerine gitti tabi çoğu da Kovit 19 u beraberinde götürdü.

Tıpkı korona’nın yeni hortladığı geçen yılın Mart ayında dönen yüzlerce, binlerce umrecileri doğru dürüst karantinaya almadan, evlerinize gidin ziyaretçi kabul etmeyin diyerek yurdun dört bir yanına salarak “Korona”’nın yayılmasına büyük hizmet(!) edildiği gibi.

O zamanlar umrecileri sağlık teşkilatımız telefondan takip etmeye çalışıyor ve ulaştıklarına soruyor…

Teyzeciğim nasılsın? Ne yapıyorsun? Bir Şikayetin var mı? Eve ziyaretçi kabul etmiyorsunuz değil mi?

Teyze yanıt veriyor:

” İyiyim evladım Bir şikayetim yok çok şükür, Hazırlık yapıyoruz Mevlit okutacağız da”.

İyi ki ziyaretçi kabul etmiyorlar.

Bu ve benzeri davranışlarla gerçekleşen uygulamaların sorumlusu ben değilim, biz değiliz Ozan kardeş, her ne kadar yaşımız 65 üstü ise de devletimizin zannettiği gibi Korona’yı biz bulaştırmıyor, yaymıyoruz. Ama ceremesini bizler çekiyoruz, bizler ahir ömrümüzde suç işlemeden hücre cezasına mahkum olmuş çaresizleriz, işin garip yanı, evde otura otura bacaklarımız tutuldu bu yüzden oy kullanmaya da gidemeyeceğiz, işte o zaman BEKA meselesi nasıl olurmuş hep birlikte göreceğiz.

Ama her şeye rağmen, “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” deniliyorsa, ben de “Kadir utanmıyor Kader utansın” der, pek farkında olamadığımız Ramazan Bayramınızı en iyi dileklerimle kutlar sağlık ve saadetler dilerim.…

Kalemine, yüreğine sağlık Ozan Kardeşim… Esen kalınız…

14-05-2021

Fikret Çağın

8
A+
A-
REKLAM ALANI