Belediyeler İş Bulma Kurumu Değil

İşsizlik bu ülkenin kronik sorunu. Neden kronik sorun çünkü ülkemizde nüfus artış hızına yetecek iş sahası açılmıyor. Özel sektör girişimciliği başarısız. Binlerce tüketim ürünü ülkemizde üretilmediği halde korkuyor girişimcilik yapamıyor Çünkü devlet bürokrasisinde çalışan zevatlar siyasetçiler ne kadar önünü açan yönetmeliklerde çıkarsa illa ki yatırım yapanları engelleme derdinde. Devlet ise özel sektörün yapamadığı ama yapması gereken yatırımları -örneğin bor teknolojisi- yapmaktan imtina ediyor.

Kısır döngü.

Belediyelerle ilgili ise yerleşmiş yanlış bir algı var. Belediye işsizlere iş bulmakla sorumlu!.

Bandırma cadde ve sokaklarını gezenler biliyor görüyor. Bir zamanlar torpille kiralanabilen yüzlerce dükkan boş ,kiracı işletmeci bekliyor. Sadece bunları geri kazanılması bile binlerce kişiye aş demek. Ama devlet poltikası esnaflığı sona erdirmek niyetine çoktan girmiş avm,on-line satışa teşvik, zincir mağazalarda herşey- bilet kesilmiş. Covid salgını süreci sonrasını hayal edemiyorum. Başka nedenler var. Gelişen teknolojiyle sanayi üretimleri artık emek -yoğun merkezli değil. Daha çok üretim yapay zeka robotlarla daha az sayıda emek gücü ile gerçekleştiriliyor. Durduk yerde işsizlik çözülmez. Sadece bu hükümetin değil bundan önceki hükümetlerin de çözüme kavuşturamadığı bir durumun nedeni on binlerce ticari malı biz üretmiyoruz dışardan ithal ederek tüketiyoruz. Dışardan satın aldıklarımızı biz üretirsek işsizlikte bitecek. Sorunun çözümü global anlamda devletin kuruluş yıllarında olduğu gibi büyük yatırım projeleri üretmesi, ABD ‘de otuzlu yıllarda yaşanan büyük krizi aşan John Maynard Keynes’in önerilerinin günümüze uygulanması gibi..

Bu makro dünya.

Biz gelelim mikro alanımıza.
Bu sıkıntıyı çeken en büyük kamu kurumlarıda yerel yönetimler yani belediyeler.
Biliyorsunuz, her yerel seçimler sonrası belediyeler harman yeri olur..Kazanan siyasi parti çevrelerinin ilk hedefidir ihale süreçlerine dahil olmak ve bir yakınını belediyede işe aldırmak . Seçim sürecinde orda burda az buçuk kelle gösterenleri seçimden sonra kadrolarda görmeniz tuhafınıza gitmesin. Gelenek bu. Böyle bir kötü alışkanlık nedeniyle de bugün 300 kişilik kadrolarla rantabl yürüteceği belediyemiz işlerinde çalışan sayısı 3 katı olur.Toplu sözleşme döneminde de Başkanı karalar bağlar hangi fasıldan aktarma yapsak!. Tabii ki davullu zurnalı olması için bonkörlük şart. Her dönemde olduğu gibi, belediyeler insanların iş bekledikleri, istihdam bekledikleri yerler. Bundan doğal bir durum yok. Belediyelerin işçi alması şaşırılacak ya da eleştirilecek bir durum değil. Aksine takdir edilmesi gereken, desteklenmesi gereken bir durum. İyi de bu durumda belediye kimin parasını kime veriyor. Belediye bütçeleri ne için?.

Belediye İşçi Bulma Kurumu değil.

Malümunuz seçim dönemleri öncesinde belediye başkan adayları, seçimi kazandıkları taktirde insanları işe alacakları yönünde vaatlerde bulunur. Ve seçimden sonra da bu vaatlerinin karşılığını bekleyen insanlar olur. Buraya kadar hiçbir sorun yok. Olabilir. Dediğim gibi, insanların işe alınması, çalışması, evlerine ekmek götürmesi mutluluk verici. Peki nereye kadar. Halkımızın sırtından evet tamda öyle sırtından edinilmiş, vergiler kiralar harçlarla toplanmış paranın halkımıza hizmet amacıyla kurulmuş belediyelerde geri dönüş olarak temelde hizmet beklentisi varken ,yani halkımız iş beklerken , her seçilen kendi yandaşlarına partililerine halkın parasını sınırsızca dağıtabilir mi?
Bu etik mi?
Değil ama öyle şeyler duyuyor ki insan… Şaşırmadan edemiyor. Adam belediyede yetmemiş hanımı da belediyeye alınmış, yetmedi eniştesi damadı..Partili yakınım. İşler neredeyse badan oğula miras. Geçelim adam emekli maaşı alıyor hanımı emekli maaşı alıyor yüzlerce binlerce işsiz genç ,çalışarak emek vererek ekmek kazanacağı iş peşinde sırada bekliyor yıllardır. İş, hele ki bu işsizlikte, hiçbir işi olmayana verilir. Yani işe ihtiyacı olan, evine ekmek götürmesi gereken yuva kurma bekleyen insanlara. Ancak sadece Bandırma da değil tüm belediyelerimizde duyduklarımız ibretlik işler,öyle işe alımlar oluyor ki, bir bakmışsınız işe alınan adamın dükkanı var, bir yandan belediyede çalışıyor. Köyde dönüm dönüm tarla bağ bahçe kendi işletmiyor icara veriyor geliyor belediyede çalışıyor, bir yandan Türkiye ortalamasının kat katı icar geliri bir yandan belediyede kadrolu işçi.
Bir bakıyorsunuz, işe alınan kişi, aileden zengin, arabası altında, evi var ama belediyede çalışıyor. Neden İlçe Örgütü yönetiminde bilmem ne kolu başkan yardımcısı kızı damadı bizim dernekten canım… Bir bakmışsınız kimisinin dayısı meclis üyesi, kimisinin amcası partide yönetici… İşe girmiş hemen dakikasında. Gerçek ihtiyaç sahibi partili de olsa garibansa arkası yoksa ötele gitsin bin dereden su getir. Kimileri KPSS’den puan almak için çırpınırken, kimileri iş için eş dost tanıdık aracı bulma derdinde .
Yahu bu toplumumuzun vicdanı bitmiş kardeşim vicdanı. Nerde insanlığımız, nerde vicdan!.
Hiç bir kanuni sorumluluğunuz yoksa bile vicdanınız sizi uyutmamalı. Yastığa baş koyduğunuzda nasıl huzurla uykuya dalabiliyorsunuz merak ediyorum.
Bu eleştirim sadece bizim belediye için değil, yanlış anlaşılmasın. Tüm belediyeler için geçerli. Memlekete gittim sade Belediye değil daha kötüsü resmi kurumlarda aman Allahım kim var kim yok eş dost ahbap arpalık. Hepsini bilemesekte döndürülen dolapları mülakat rezilliklerini duyuyor görüyor ve biliyoruz.

Ve içimiz acıyor. Yahu Vicdan .
Kıt kanaat edinilen gelirlerle oluşturulan bütçelerle başkana iş yapmak için para kalıyor mu dersiniz. Kalmıyor.

Peki neden belediyeler cazip. OSB’lerde işçi açığı var İş kurumu sürekli çağrı yapıyor başvuranlara öneriyor. Hayır ille de belediye. Çünkü sağır sultan duymuş Belediye işi güvenceden öte rahattır yan gel yattır . Aslında böyle değil tabi ben öyle çalışan biliyorum ki eve gidince yatacak yer aramıyor yorgunluktan ama ortalıkta onlarca boş boş dolaşanlar 3 kişilik iş için onüç kişi olunca göze batıyor da ondan. Sekiz saati can sıkıntısı çekmeden nasıl geçirecen derdi olanlara Allah kolaylık versin iyiki Android telefonlar çıktı . Bir tandığın toptan sağlık ürünleri toptancılığı işine İŞKUR dan işçi talebi olmuş. Bir kişi masabaşı bilgisayarda stok takip. İki kişi serviste siparişleri araçla teslim edecek temiz iş. Masabaşına 34 kişi başvuru oldu abi dedi bana tanıdık arkadaş , servis işine ise hiç kimse başvurmamış iyi mi..Hala bekliyormuş.

Böyle de bir durum var ama ötesi de var. Baktğımzda görmüyoruz fark etmiyoruz ama kaçak mültecilerimiz her yerde.. çok uzağa gitmenize gerek yok. Bandırma yan sanayilerinde ufak bir tur atın ya da ara sokaklarda dükkanları gezin ya da inşaatlara gidin… Hemen hemen her işletmede, her inşaatta, her sanayide Suriyeli, Afganistanlı ve diğer ülkelerden çalışanlar göreceksiniz. Sosyal güvencesiz sadece günlük normal yevmiyenin yarısına çalışan mülteci emekçiler. Kimliğini gizlemek zorunda kalıp ismini Hasan Hüseyin yapan Ermeni misafirlerimizde var. Ne yapsınlar yaşamak hayatta kalmak zorundalar. Durum bu olunca da inşaatlarımızda, sanayilerimizde, dükkanlarımızda çalışacak olan gençlerin yerini, misafir mülteciler alıyor. Bizim gençler haklı üç otuz paraya çalışmak kölelik. Yabancılara yetiyor kendi paralarına göre yüksek. Onların da ekmeğe ihtiyacı var. Onlar da zor koşullar altında yaşıyor. Bu gerçekliği görmemiz gerekiyor. Tıpkı kaçak Almanya ya Avrupanın diğer ülkelerine gidip orda tutunmak için her işi ucuza yaparak ömrünü tüketen ilk gurbetçilerimiz gibi.

Gelelim son sözlere..Beyler bütçelerini cebinden karşılamayan sayın kurum yöneticileri hak yemeyin…. Belediyeler meclis üyelerinin, parti başkanlarının akrabalarının değil, halkın kurumlarıdır ve orada da gerçekten alınacak işe yeterli vasıflı, donanımlı ve en önemlisi işe öncelikle acil ihtiyacı olan insanlar alınmalıdır. Adam hayvan düşmanı ,değil dokunmak görmekten nefret ediyor düşünebiliyormusunuz nerde işe yerleştirmişler. Hayvan Barınağında . Nerede Balıkesir İvrindi de..Tarık yazdı orda gördüklerini..

Sonuç olarak, bu iş bitmez çünkü seçilenlere olan baskı da bitmeyecek ve hayır diyemeyecek. Referanslar devreye girecek, birilerinin akrabası, eşi, dostu, tanıdığı da olacak. Ama insaf edin gelin bu işe alımlarda halihazırda işi gücü kira geliri icar geliri olan insanların, ekonomik durumu iyi olan insanların, evi, arabası, dükkanı olan, ticaret yapan insanların “çifte maaşlı olanları “hele biraz sen bekle” deyiverin de şu adam gibi yapacak helalinden emeğini esirgemeyecek iş varken burun kıvırmayacak karakterli gençlere bir yol verin.

Umarım önümüzde ki yıllarda yerel yönetimler bütçelerinde vasıfsız istihdama odaklanmak yerine, hizmete yatırıma dönüştürmeye odaklanır. Şişirilmiş hantal yapılar yerine kent dinamiklerine yanıt verecek kalitede dinamik kadrolarla hizmet üretecek kurumlar olur.

03-12-2020/MEHMET LEVENTOĞLU

4
A+
A-
REKLAM ALANI