Bir sosyal deneyin değerlendirilmesi
İşin üzücü yanı kadının her türlü baskı altına alındığı yaşanan zamanda sözde solcu geçinen aydın geçinenlerden gelen yorumlar utanç verciydi..
İflah olmaz sürü linç kültürümüzü bir kez daha gözler önüne sermiş olduk.
**
Çünkü içeriği değil fotoğrafı hakaretlere neden olan haber aslında bir sosyal deneydi. Aynı gün bizce; yaşadığımız kenti ve çevremizi ilgilendiren, önemli 3 konu ile ilgili haber servis ettik. 1- altın üretiminde siyanürün vazgeçilemez olduğunu iddia edenlere yönelik, 2- kentimize on yıllardır söz verildiği halde gerçekleştirilmeyen Bandırma – Bursa hızlı tren hattına dikkat çeken, 3 – Meydan ve sokak dezenfektanların insan sağlığıyla ilişkisi ve 4- Türkiye de süt üretimine yönelik tuik kaynaklı haber.
Ve sadece Almanya Bild gazetesinde yılbaşı takvimi için çekilen ödüllü fotoğraflar seçkisinden alınmış inek,kadın,ve süt kovası kompozisyonlu fotoğraflı Tuik haberi ve yüksek tıklama ile rekor kırdı. Diğerleri aynı paylaşımlara rağmen ilgilenilmedi 400 -500 tıklama arasında kaldı. Sonuç üzerine toplumsal duyarsızlığımızla ve buluğ çağından yaşlılığa kadar sonra doğanın doğal içgüdüsü cinsellik üzerine baskılar yasaklarla büyüyen insanların beynini apışarasına teslim etmiş olmanın hayatı boyunca yaşattığı travmalarını tartıştık. Bitti.
**
Aradan onbeşgün geçen zaman dilimi içinde gazetemizde yayınlanan diğer yazılar gibi e-posta ile gelen bir köşe yazarının yazısı yayınlandı.https://www.gercekbandirma.com/ne-dersinizcinayet-deserbest-olsun-mu..Geçtiğimiz hafta ülke televizyonlarında medyada gündem olan tartışılan bir konu içerikli. Kişisel düşünceleri ifade eden köşe yazıları içinde yer alan ve son gelişmelerde özellikle milyonlarca insanın kanını ahlaksız rantları uğruna acımasızca döken emperyalist kahpe ahlaka hizmet eden kandırılmış ruhlara yönelik ve toplumda karşılığını bulan HDP’nin neden kapatılması gerektiğine dair bir yazı.
Bandırma Gerçek Gazetesi yayın politikasında farklı düşüncelere yer verilir sosyal medyada paylaşılır bu şekilde yazı içeriğinin eleştilmesi veya katkı yapan unsurlara yer verilir. . Ancak bu yazı paylaşılınca bu yazının gazetede neden yayınladı diye telefonla mesajla arayanlar kaldırılmasını ima edenler oldu. Olabilir. Ama özgür alan tek taraflı değil. Bandırma’da demokrasi,demokratik ,sol başlık içerikli platformlar, parti, ve derneklerin altında kümelenmiş gizli ajandası etnik ırkçılık bölücülük projelerle olan küçük bir grubu çok rahatsız etti. Ve köşe yazısına yönelik faşist nazi ss yaftasıyla suçlamalar yapıldı. Olabilir. . Nitekim bu eleştirilerin küfürsüz eleştirel olanlarını yayın politikamız gereği silmedik. Ancak aldığımız bilgilere göre alelacele bildiğimiz bir yerde yapılan bir toplantı sonrası alınan kararla gazetemize yönelik karalama ve linç kampanyası başlatıldı. Sosyal medya fenomeni olmaya meraklı bir hanımefendinin haberimizi imamlarla eşleştirme,meclis küçük yaştaki çocuğa kadın oldu kimliği vermek istiyor gibi absürd süslemelerle algı zorlamalarına varan paylaşımlara , CHP Bandırma İlçe örgütünün içerisinde bulunan ve kimler olduklarını neden CHP de olduklarını gayet te iyi bildiğimiz gizli ajandalı kimliklerde bu kervana katılınca cümbüş başladı. Bandırma’da ise sadece şamatadan nemalanmak gayretiyle acar muhabirimizin bir yerel gazete manşetinde yer verdiği bu komediye , binlerce sitede on binlerce benzeri bulunan müstehcenlikle ilgisi olmayan sıradan haber fotoğrafı üzerinden yapılan ajitasyonu abartarak medyada itibarsızlaştırma gayretine düşenlere bakınca hiç şaşırtıcı olmadı. Manipülasyon Balıkesir ilinde resmi kaydı olmayan internet haberciliğinde sıralamaya bile giremeyen ajandalı yandaş sitelere ve tabii ki ulusal yayın yapan Evrensel gazetesine de servis edildi. Amaç Bandırma Gerçek Gazetesine gözdağı vermek,itibarsızlaştırmak. Hatta ne olur resmi kaldırsan diyenler de oldu. O kadar hazımsızlık.
**
Ben yaşama gerçekçi boyutta bakan biriyim.
İnternet dünyasında 2 milyona yakın haber ve blog içerikli link var. Türkiye’de 100 Binin üstünde . Haber sitelerinde yer alan haberlerde içeriğine göre kadın ve erkek vardır. İzlediğiniz filmlerde ,dizlerde canlı performanslarda glamour tarzda erkekler ve kadınlar yer alır. Bu insanı metalaştırmak değildir. Bari kullandığımız kavramları bilerek yürüsek. Süt üretimi sadece hayvan sınıfını ilgilendiren bir doğa eylemi değil yaşamın en önemli destek unsurudur. Haber konusu süt sağma değil süt üretimidir ve başlıkla fotoğraf ironi içermektedir. Tabi bütün bu gereksiz izahları yapmaktan hicap duyuyorum da asıl inciten sol ve aydın geçinenlerin en azından sanat tarihinde hemen her ustanın paletinden çıkmış nü resimlerine sanat gözüyle değilde ne amaçla baktığına dair endişem oldu.
**
Kadın hakları savunuculuğu fırtınası yaratmak kişinin ilgi çekme eylemidir. Dünya kadin hakları ınsan haklarını savunmakla özdeştir. Biz devrimci marksist terbiyeden gelen nesil kadın haklarını insan hakları ve insanların cinsel özgürlüğünü yaşama haklarını savunanlarız demiş bir başka yorumcu katılıyorum nitekim buradan hareketle CHP Kadınlar kolu başkan ve muhtemelen algı üretenlerin gizli niyetini sezemeyen bazı isimlere şunu hatırlatmak isterim.
Bizim devrimci anlayışımızda ,dünyamızda kadınlar kolu ,kadınlar platformu diye bir şey olmaz. Bu tip benzeri başlıklar altında toplananlar kadın erkek ayrımcılığına peşinen teslim olmuş kabul etmiş olanlardır.
Haremlik selamlık zihniyetinin gerçek destekleyicileridir. Kadın erkek ayrı değil yaşamın üretimin her alanında birlikte emek vermeyi savunuruz. Kadını meta değil üreten yaşamın sürdürülmesini sağayan unsur olarak görürüz. Kadınları ayrı erkekleri ayrı platformlarda yabancılaştırarak yanlış olandan beslenen gürühlara çevirmek aydınlanma kriterlerine terstir. Erkekler ayrı kadınlar ayrı toplanıp karar almayacak. Konu başlığı her ne ise kadın erkek her ikisi de her platformda eşit şartlarda birlikte hareket ederek karar alacak. Atatürk’ün yüzyıllardır karanlığa hapsedilmiş itilmiş köleleştirilmiş kadınlara haklarını verirken özde söylediği ve yaptığı buydu. Atatürk döneminde CHP de kadınlar kolu yoktu.
Bu tuzak sinsice sonradan partiye enjekte edildi. Ve kadınlar hep korunması gerekenler olarak algılatılmaya devam etti. Kendi başına ayakta kalması kendi emeğiyle eşit şartlala erkeklerle yarışması engellendi. Bu anlayış sürdürüldüğü için kadınlarımız bugün olması gereken özgürlük alanında değiller. Ve işin ilginç ve ironik yanı bunu en başarılı gerçekleştirebilen tek parti HDP. Elle tutulur tek doğruları bence bu.
Gerek parti egemenlerince gerek iktidarlarca kadınlara yönelik bu strateji tüm partilerde hep işlerine gelen bir durum oldu. Sürüleştir ve kontrol et sonra istedğin amaca yönlendir.
Zaman zaman bu fikri dillendiriyoruz ki en azından CHP”li kadınlar özgürlük alanı taleplerini erkeklerden ayrı değil birlikte gerçekleştirmeye başlamalı ve kadın kollarını kapattırmalı. Haremlik selamlık anlayışına erkek egemen siyaset düzenine CHP”de son verdirilmelidir. Kadınlar isterse her türlü dayanışma derneği kurabilir ama partide Kadınlar Kolu CHP”ye Atatürk’e ,O’nun ilkelerine ,gösterdiği hedeflere mutlak karşıtlık, ilkelere aykırılıktır. Ve bu talep asla erkeklerden gelecek diye beklemeyin işlerine gelmez.
**
Dünyada 1789 Burjuva devrimini yaratan ve binlercesi mücadelede erkeklerle birlikte ölen işci ezilen kadınlardı. Kadın haklarını savunan Mustafa Kemal Atatürk slogancı değil gerçekten inaniyordu.
Ülkemizde kadinlar bunları ne kadar okuyor , özümsüyor?.
“Meydanlarda erkekler kadın haklarini kadınlardan daha çok savunuyor?
Yaşamın gerçek yüzünde basit sloganlarla hak ve özgürlukler kazanilmaz.” sosyal linç paylaşımlarının altına Mimar Seyfettin Ertekin bu yorumu yazmış. Gerçek Atatürkçü ve gerçek aydın duruşu budur. Hak kazanmak Kazanmak için devrimci polyalektik devrimci praksis gerekir. Bunun için erkeklerden ayrı kulvarlarda örgütlenmekle olmaz parti ağalarına ,güç odaklarına siyaseten hizmet etmek için değil erkeklerle birlikte tüm özgürlüklerin yaşama geçirilmesi mantığıyla olur. Erkeklerin verdiği imtiyazları kabul ederek de değil.
**
Son söz diyelim kısa keselim. AKP politikaları kitlesel bilinçaltımıza fena işlenmiş durumda. Kadın fotoğrafından linç kültürü kin ve nefret söylemine katılanları izledikçe
Afganistanda İran’da Yemen’de kadını toprağa gömüp taşlayan gürühtan hiç bir farkları olmadığını görmekten yazı kurulu olarak üzüntü duyduk.. Orada gömülüp üzerine taşlar yağdırılan kadın değil insandı. Orada yarın bir erkekte olabilir ve siz örümcek kafalı ve ajandalı amaçlara hizmet edenler elinize geçen ilk fırsatta o taşları siz atacaksınız. O zaman şimdi taş atanları hiç eleştirmeyin. Çünkü sizler “o” sunuz.
Onlar adına çok üzüldüm insana insan diye bakamayan kadın erkek ayrımı yapan, her eylemde ayrımcılığa karşı bayrak sallayıp ilk sosyal deneyde çuvallayan içlerindeki feodal bakış ruhunu kusan, vahşete çağrıyı kutsayanlara tekamülü ıskaladıkları için üzgünüm.. Sevmediğini hoşlanmadığını kabullenme yerine yok etme ruhu budur.
Ayrımcılık bölücülük işte bu hasta ruhlarla besleniyor.
Tedavi olmaları olanaksız. Yaşamı kutsayacaklarına ,hapla iknayla kendilerini patlatanların ,talimatla ölüm oruçlarına yatanların ölmeden önceki yüzlerine bakın gözlerinden bellidir.
Hani ünlü ozanın dediği ben değilim. Düşmanın mızrağı değil, dost bildiklerin kem sözleri de yaralayamaz beni, bunlar insanlık halleri .. Diyalektiğin sürecinde dönerek gidilen yolda, zamanın bu diliminde burada bunlar yaşandı. Kayıt düşelim.
24-05-2020