BİZE KÖTÜ BİRŞEY OLMAZ
Son yıllarda yaşadığımız tatsız olaylar, kurumların, sektörlerin güç kaybetmesi, bazı insanlarımızın arap kültürüne yaklaşmaları, Atatürk ilkelerinden uzaklaşmaya yönelmeleri, din devleti olma yönünde atılan adımlar, özentiler, evlenme yaşının aşağılara düşmesi, okullarda din eğitiminin öne çekilmesi 10 yaşındayken yazdığı ATATÜRK şiiriyle aferin alan , alkışlanan ve bir ömür boyu öğrencilerine, Atatürk ilke ve inkılaplarını anlatan, her sabah andımızı okutan, haftayı milli marşımızla başlatıp yine onunla kapatan bir öğretmen olarak kanıma dokunuyor.
Elbet ben de din dersleri verdim, namaz surelerini ezberlettim, çocukluğumda kuran dersi aldım, okudum öğrendim. Müslüman bir ülkenin, müslüman bir ailenin evladıyım. Dinimi, inancımı asla sorgulatmam, kimsenin de inancına karışmam.
Bilirim ki; DİN; Yüce Yaratıcı ile aramızdaki kutsal bağdır. Ona dokunulmaz, O kendi alanında korunur. Kimse kimsenin aklından ve kalbinden geçeni bilemez, değiştiremez. Bu bağ siyaset malzemesi değildir!
Sosyal ve kültürel yanımız ise bilimsel ve teknik eğitimle gelişir, şekillenir. Diğer insanlarla, bu yanımızdaki bilgi ve birikimimizi kullanarak iletişim kurarız. Bu yanımız aynı zamanda evrenseldir.
Şu yoğun zamanımda bu yazıyı neden yazma ihtiyacı duydum?
İki gün önce; ölümün gölgesinde yazmaya çalıştığım, mizah ağırlıklı öykülerimi derlediğim ve geliriyle eğitime destek vereceğim ( SAVRULİYE) adlı kitabımın, okurlarla buluşma aşamasına geldiğini duyurdum.
O andan itibaren telefonuma ve facebook sayfama onlarca hatta yüzlerce mesaj geldi. Ben tanınmış bir yazar değilim. Kendimce yazmayı ve yazdıklarını paylaşmayı seven biriyim sadece.
Bu mesajların gelme sebebi; gelirinin eğitime gidecek olması. Bunu fark etmiş olmak yüreğime öyle bir su serpti ki; anlatamam!
Kime nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum!
Eğitimin önemini bilen, ona katkıda bulunmak için ekonomik durumu pek parlak olmasa bile birbiriyle yarışan CANLAR !İyi ki varsınız? Siz olduğunuz sürece eminim bize birşey olmaz.
Atatürk varlığımızı gençlere emanet ederken işte bunu kastetmişti. Biz çok eğitimli olmayabiliriz. İçimizde okuma yazma bilmeyenler bile var. Çocuğumuzla oturup matematik, fizik , kimya sorularını çözemeyiz. Bir kitabı okuyup onun üzerinde konuşup tartışacak bilgimiz veya zamanımız olmayabilir. Zaten bu soruları çözebilmek kimseyi eğitimli yapmaz. Çoğu kısa zamanda unutulur. Önemli olan bunları çözerken düşünmektir, sormak, sorgulamak, test etmektir. Çocuklarımıza öğrenmek için okumak, düşünmek, sormak, sorgulamak, doğru kaynaklara ulaşmak için araştırmak gerektiğini öğretmemiz, onun doğru yolda ilerlemesi için yeterlidir. Çocuğumuz bunu öğrendiği zaman, okulda öğrendikleri ile yetinmeyecek uygar insan olma yolunda kendi yolunu kendi açacaktır.
Tekrar teşekkür ederim. SAĞOLUN VAROLUN…
ULVİYE KARA AKCOŞ/ BANDIRMA