CHP’nin yeni Seçim yenilgisi üzerine bir tahlil yapmamı isteyenlerin talebi üzerine yazdığım bu satırları okuyanlar aslında yeni bir şey bulamayacaklar. Bilimsel analiz benim işim değil ancak yazım çok sayıda farklı kesimlerle olan gözlemlerimin ifadeleridir. Çünkü rasyonel aklın sabitleri değişkenlik göstermez. CHP 24 Haziran baskın seçimlerinde yenildi ama büyük bir hezimetten Muharrem İnce’nin meydanlarda adeta elinde kılıç değil mikrofon olan Spartaküs gibi verdiği amansız gayreti sayesinde kurtuldu.
Ve seçimi yine işçi sınıfı ve proleterya kazandı. Kiminiz eğitim ve sınıf bilincinden tümüyle yoksun kıro ,maganda, koyun kısaca lümpen proleterya işte ! dese de!
Adaletsiz bir seçim yarışı izledik. Eşit şans ve koşullar verilmeyen muhalif adayların sadece meydanlarda kitlelere ulaşma çırpınışlarını üzülerek izledik. Dolayısıyla ben dahil herkesin yaptığı 24 Haziran seçimleri üzerine sosyolojik analiz yapılamaz. Çünkü baskın seçim ohal şartları , ‘devlet’i elinde bulunduran gücün muhalefeti itediği gibi ezmesi, Anadolu Ajansa gerçek rakamlar çarpıtılarak sunulması . Açıklanamayan sessizlik saatleri,sonuçta kazanan dahi sevinemedi.?! Muhalefete iktidarın elindeki tüm medya organlarınca saldırıldı İktidar ittifak partisi en büyük silahı sadece kendine ayırmıştı. Medya. Evet cep telefonları internet medyası sesinizi duyurmak için büyük güç ve alternatif medya ama toplumun büyük kesiminde hgala android yok. Ancak bu kadar.
Muhalefetteyseniz seçim sadece taraftarınıza meydanlarda hitap ederek kazanılmaz. Özellikle son on gün başta TRT olmak üzere 10 a yakın yaygın kanal, yüze yakın yerel kanal sadece ve sadece AK Parti propagandasıyla yüklendi, yeni yeni duygusal şarkıları türküleri ezberleyerek söyledi ,aralıksız neredeyse nefes almadan. Bu adaletsizliğe haksızlığa küçük itirazlar oldu ama benim beklentim daha radikal çıkışlar gerekliydi. Eşit koşullar oluşturulmazsa Seçimi boykot gibi. Hedef kitlenin en az yüzde altmışı sadece ve sadece güçlünün sesini duyabildi.
Buna rağmen Muharrem İnce’nin büyük sükse yapan mitingleri moraliyle seçime giren CHP nin aldığı skandal düşük oyun tek nedeni HDP’ye destek yaftasıdır. HDP nin nin barajı geçip AK Partinin düşük milletvekili alması projesi tam anlamıyla bir kurmay heyeti beceriksizliğidir. Öncelikle ikinci tur förmülü çok açıktı. Açıkça ittifak yapmadığın partiye üstü örtülü destek vermek bana göre seçim intiharıydı.Bir tarafta Türkiye nin ve Cumhuriyetin kurucusu bir Kurucu Parti ve diğer tarafta Türkiye’nin federatif bölgelere ayırmayı açık anlamı bölmeyi amaçlamış ve Emperyalist küresel sermaye oligarşisinin açıkça desteklediği Türkiye Devleti topraklarında Kürt etnisitesi hakimiyetinde devlet kurmayı silahlı terör yöntemiyle amaçlamış PKK ile organik birlikteliğini inkar etmeyen bir partiye destek vermek politik intihardır. Bunu bir başka parti farklı demokratik söylem argümanlarıyla yapabilir ama CHP yapamaz. Hani derler eşyanın tabiatına aykırı. Çok açık ve net.
CHP kendi kurduğu devleti bölmek için kurulan bir partiyle değil , küresel sermaye oligarşisi ve yerel işbirlikçisi kompradorlar tarafından ustaca paramparça edilmiş sosyalist kitle partileriyle, işçi örgütleriyle ,örgütsüzleştirilmiş emekçilerle, proleterya ile diyaloga girerek seçime girmeliydi. Evet opürtünist bir partiyle işbirliğine girmezlerdi muhtemelen ama gelecekte solun kendine mecra bulabileceği tek şans olan CHP ye kerhen destek verebilirlerdi . Ama CHP yine hata yapmıştır bu birinci değil üst üste ikinci hatasıdır. Ve bu hatayı çok iyi kullanan AK Parti sadece bu avantajla seçimi yine farklı kazanmıştır. HDP ‘yi İtitfak içine almadığı halde verdiği mesajlarla Türkiye’nin her köşesinde köylerinde kasabalarında illerinde tuzaklarda kahpece öldürülmüş şehitlerin acısını yaşayanlara arkasını dönmüştür .HDP ‘ye örtülü örtüsüz destek vermenin başka bir anlamı yoktur. Oysa AK Parti de milletvekili adayı olarak seçime giren 4 adayın kardeşi HDP den adaydı ama bunu kimse duymadı bile.İşbirlikçi CHP oldu.
HDP kendisinin iddia ettiği gibi bir sol ve sosyalist projesi olan bir parti değildir. Bu düşüncemi önceki seçimlerde de yazdım. Düşüncem değişmedi. HDP’nin kendi mecrasındaki mücadelesi kendileri için anlamlıdır o başka ama HDP hep sol’u kandırıyor. Kendi amacını kendi kitlesinin gücüyle değil sosyalist tabanı parçalayarak yapıyor. Türkiye’de sınıfsal sol hareketin katili HDP dir. Etnik mücadeleye sosyalist sos ekleyerek,yandaş sitelerine komunist başlıklar ekleyerek sosyalist tabanı manipüle etmeyi başarmıştır . Kitleyi bölmüştür, sosyalist kitlenin barındığı sendikalar çökmüş ,partileri seçimlere bile giremeyecek örgütsüzlüğe sürüklenmiştir. Satırarası gerekçelerle TKP yi bile seçime sokmadılar. Kimsenin sesi çıktı mı? ÖDP ve Haziran hareketi ayıp olmasın baskısıyla seçim stratejilerini HDP’ye endekslemiştir. Türkiye nin 12 Martta 12 Eylül de yenilmiş sosyalist kitlenin içinde kalmış sistemden intikamcı ruh halinden faydalanmayı kolayca başarmıştır. Oysa Türkiye’de Kürt sayısı HDP ye baraj için yeterde artar ama neden HDP sol ‘un yakasını bırakmıyor ? Demokrasi Halkların kardeşliği söylemleri palavradır. Demokratik mücadele yolu varken Kardeş dediklerinizi öldürerek halkları kardeş değil düşman edersiniz.
Küresel OLİGARŞİ ve yerel işbirlikçisi sermaye ağalarının kompradorların en büyük korkuları Sosyalistler’in Proleterya’nın kendini bulması ve ayağa kalkmasıdır. Ve yaratılan sanal düşmanlık içeren mükemmel senaryolarla kitle bölünüp paramparça edilmeye devam ediliyor. Sınıf bilincini yok ederek, etnik kimlik projeleriyle kitleyi birbirine düşürmek en kolay iş..
Şimdi başta yazdığım iddiamı yineliyorum. Seçimi yine işçi sınıfı ve proleterya kazandı.
AK Parti bugün işçilerin emekçilerin destek verdiği en büyük işçi partisidir. AK Parti’ye oy veren ve çoğu ahmakların “Koyunlar” dediği kitle işte bu kitledir. Sınıf bilinci yok edilmiş üreten çalışan ama kendi varlığının nedenini ve anlamını bilmeyen,perişanlığını sorgulamayan insanlarımız AK Parti’ye oy veriyor. Uzaydan gelenler değil. Bunda Proleterya’nın suçu yok. Çünkü Sakallı Adamın aslında farklı anlamda dile getirdiği ve kullandığı cümle içinde yer alan “DİN HALKIN AFYONUDUR” sözü bilimsel bir tezdir. Tabbi ki din afyon değildir ama iyi uyutur. Evet kitle kendisini düşünen kollayan tek parti var o da AKP ‘dir yanılgısına afyonlanmıştır. Bunu çok açık gözleyebilirsiniz.
Kavgam kitabını okuyanlar bilir. O kitapta Nasyonal Sosyalistlerin Almanya’daki yükseliş yolu neyse aynısı oluyor.
Seçimden sonra Kılıçdaroğlu’na yönelik saldırıların nesnel bir anlamı yok. Başarısılığın faturası muhabbetini sevmiyorum. Çünkü sandık silahı vatandaşın oyu olan bir savaş alanı. Tek kişiyle değil kurmaylarla kazanılır. Savaş Sanatı kitabını bile okumayanlarla yola çıkmayacaksın. Kılıçdaroğlu bana göre yeni Gandi. Şiddet istemeyen demokrasiyle devam etmeyi ısrarla isteyen bir lider. Ondan agresif beklentiler anlamsız. Tarzı değil. Çünkü herkes biliyor ki CHP parti içi demokrasiyi uygulayan tek partidir. Örgütlüdür. Değişmesi gerekiyorsa bunu isteyen herkesin aday olabildiği çok adaylı kongreyle yapar.
Hepsi bu kadar değil tabi. Çok fazla ayrıntı var. Örneğin Türkiye genelinde ezici fark yapan AK Parti ; Bandırma’da yine kaybetmiştir. Buna rağmen seçim gecesinde 9-12 sürecinde ki ilginç tv açıklamalar akabinde sonuçlar netleşmeden konvoyların aniden zafer kazanmış edalarıyla caddeleri korna bayramına çevirmesi ,kalabalıkların coşkuyla meydana inmesi ve coşkulu gövde gösterisi !!! Asıl önemlisi Kaybedenlerin beklentide olmalarına rağmen olgunlukla izlemesi. Bandırma halkının demokrasi anlayışı hakikaten Türkiye’yi çok aşmış.Bu arada fark kapanıyor zannıyla hesaplar yapanlar fena yanılıyor fark on binden aşağı düşmez.
Son söz olarak söyleyebileceğim olan biten ne varsa bizim görebildiğimiz aslında olan bitenler değil. Sadece görmemizi istedikleri kadardır.
MEHMET LEVENTOĞLU – 28-06-2018