İçine düştüğümüz ekonomik sorunların bir türlü çözülememesi, sorunların giderek artması toplum
olarak cinnet geçirmemize yol açıyor. Ne yapacağını bilememe duygusu ailelerin intiharına yol
açıyor.
Siyasi iktidar da güya sorumluluk duygusuyla hareket ederek, bu olayların önüne geçmek için
“siyanür” satışını zorlaştırıyor. Asıl yapması gereken şeyin, insanların yaşamlarını rahat bir şekilde
sürdürmelerini sağlayacak bir işe ve ücrete sahip olmalarını sağlamak olduğunu unutmuş olmasıdır.
Dört milyon işsizimiz var. Bu insanların bakmakla yükümlü olduğu aile bireylerini de bu sayıya
eklediğimizde ortaya gerçekten ürkütücü bir tablo çıkıyor. Gençlerde işsizlik oranı yüzde otuzlara
dayandı.
On sekiz yıllık AKP hükümetlerinin ekonomik tercihleriyle bir arpa boyu yol alamadığımız gibi,
fersah fersah geriye gittik.
Önce müflis tüccar gibi elimizde avucumuzda ne varsa satılmaya başlandı. Bu para yetmedi
uluslararası sermayeye borçlanıldı, dış borcumuz beş yüz milyar dolara ulaştı. Bu da yetmedi hazine
garantili yap işlet devret modeli devreye sokuldu. Bu da yetmedi elde kalan kuruluşlar “varlık
fonuna” devredildi, bu fon teminat gösterilerek yabancı bankalardan borş para alındı. Bu da
yetmemiş olacak ki Vakıfbank’a ait “vakıf malları” bir kararnameyle hazineye devredildi. Yarın bu
mallar yine ya haraç mezat satılacak ya da yine teminat gösterilerek yeni boçlar alınacak.
Peki, bu satışlardan elde edilen gelirler, alınan borçlar nereye gitti? Borçlara, çift şeritli yollara,
otobanlara, köprülere, inşaatlara…Başta sayıları onu yirmiyi geçmeyen AKP’nin yandaş
müteahhitlerine, zenginlerine…Vakıflara, belediyelere ve bir kısım beyaz sermayeye…
Yani ülkemizin bütün varlıklarını yandaş zenginlere yedirdiler, ama yetiremediler.
Oysaki sayısı yüz elli dokuzu geçen KİT’in satışından elde ettiğiniz geliri, istihdamı artıracak
yatırımlara harcasaydınız işsiz sayımız en azından yüz binlerle anılırdı.
Bu paralarla hayvancılığı ve tarımı destekleseydiniz, bugün ne sığır ne saman ithal ederdiniz.
Bu paralarla tekno parklar kursaydınız gençlerin önünü açar, beyin göçünü engellerdiniz.
Bu paraları bu ülke ve halk için harcasaydınız ne işsizlik kalırdı ne açlık.
Tercihinizi sermayeden yana yaptınız. Bu ülkenin kaynaklarını sermayeye peşkeş çektiniz.
Bugün bu toplum cinnet geçiriyorsa nedeni, on sekiz yıldır uyguladığınız sosyo-ekonomik
politikaların iflası nedeniyledir. Yani sorumlu ve suçlu sizsiniz.
On sekiz yıldır size oy veren insanların otoyolun, köprünün karın doyurmadığını görmeye
başladığını fark ettiğiniz için, bir suçlu telaşı içindesiniz. Fakat çok geç, otoyola benzin almadan
girdiniz. Yolda kalacaksınız.
9.12.2019, Bandırma Gültekin Mutlu