Benim dilemmam yoktu, Mehmet Leventoğlu sayesinde, şimdi oldu. Evet bazen ikilemde kalıyorum da, o kaldığım husus HASTANE veya CHP veya Belediye Başkanı TOLGA TOSUN falan değil… Ama, yazımı anlamadığı anlaşılan baş yazarımız M. Leventoğlu, benim hastane hakkında yazdıklarım için, Ramazan’ın Dilemması ? (suçlu ve çıkmazdaki hasta) demiş ! Benim ilgi yazım : https://www.gercekbandirma.com/mguven-karahan-devlet-hastanesi-ve-uclu-p… ( Dilemma Yunanca bir kelime, İKİLEM anlamında)
Ben ne dedim kendi yazımda ? Üniversite, Kaymakamlık, Belediye Başkanlığı ; 3’lü protokol imzaladılar eski Hastanenin revizyon ve tadilatı için. Kötü falan da demedim…10 yıldır, orası sahipsizdi, şimdi sahipler ortaya çıktı ve 10 yıldır hırsızların tinercilerin eski hastane binasına verdikleri zararlar, kırdıkları döktükleri ve çaldıkları şeyler, bizim paramızla yerlerine koyulacak…10 yıllık sahipsizliği ve talanı ve yıkımı eleştirdim tabii.
Sahipsiz Hastanenin, adına ( M.GÜVEN KARAHAN DEVLET HASTANESİ) yapılan saygısızlığı eleştirdim, hastanede özel oda tefrişi yapan kişilerin yaptıkları masraflara karşılık isimlerinin kaybolmasını eleştirdim. 3 lü protokol ile belirlenen, tadilat ve kullanım planının, basına verilmemesini eleştirdim. Sen de beni eleştiren, bu yazını yazdın ! https://www.gercekbandirma.com/ramazanin-dilemmasi-ve-demir-okce-gunleri
Bandırma Gerçek Gazetesi | Ramazan’ın Dilemması ve Demir Ökçe Günleri
Yapılan işlerin doğruluğunu yanlışlığını eleştirmek başka şey. Kişi ve kurumların işleyişlerini eleştiriken müneccimsel varsayımlara dayanarak seçilmiş atanmış kişilere algı yaftalamak,itibar suikastı yapmak başka şey. Yerel ve kamu yönetim birimlerince bir proje kararı alınır ,genelde basın yoluyla kamuoyuna aktarılır.
www.gercekbandirma.com
Sayın LEVENTOĞLU, hastanenin 10 yıl sahipsiz ve hırsızlara talan ettirilmesine eleştiri getiremiyorsan, hırsızlarla-tinercilerle iltisakın var diye seni eleştirebilirler ! Benden demesi…
Hastane adının yeni taşınılan yerde veya şimdiki protokolde muhafaza edilmemesini normal karşılıyorsan, burada da gazeteci-yazar olarak açığa düşersin ve Bandırmalılar sana sorar, Bandırmalılara, Bandırmaya sahip çıkmıyorsan BANDIRMA GERÇEK GAZETESİ ne iş diye !
Eski hastanede tefriş edilen odalara isimlerini veren Bandırmalılara sahip çıkmıyorsa M. Leventoğlu, yerel basın olup olmadığının sorgulanacağını sanırım hesap etmiyor !
Hele, 3’lü protokolün nereleri nasıl imar tadil edeceğine dair planların basına verilmemesini hoş karşılıyor ve oraya ne yaparsa BÜYÜKLERİMİZ, büyüklerimiz doğru yapıyor diyorsa, o zaman da gazetecilik etiğinde sınıfta kalır. Öyle ya bunu sorgulayacak olan kim ? Poyralı Köyünden hastaneye gelecek olan, sarı çizmeli Mehmet ağa mı ?
Şimdi, solcu arkadaşlarımızın, hele sol adına yazar-çizer olan arkadaşlarımızın bir hastalığından da ben bahsedeyim önce…70’li yıllarda çok tartıştık onlarla. Ulusalcı solcular ÖZTÜRKÇE diye bir dil icat etmişlerdi, global solcular ise, halk anlamasında kim anlarsa anlasın diye, buldukları ingilizce, fransızca, yunanca terimleri kullanarak kendi sınıflarını yaratıyorlardı ve bir TÜRKÇE Öğretmeni olarak onlarla az münakaşa etmemiştim! Öyle ya beni kronik çıkmaz hastası ve herşeye muhalif olmamdan dolayı, hastalıklı olarak nitelendirmişsin ! Eyvallah ! Amenna ve sadakna ! Şimdi, senin bakmadığın aynayı, ben senin yüzüne tutacağım !
SOLCULARIN AYDIN HASTALIĞI…
Bu hastalığı ifşa için, Bandırma da işyerlerine verilen yabancı isimleri topluyordum ve TÜRKÇE isimlerden neden kaçındığımızı analiz edecektim de, LEVENTOĞLU sezonu açtı!
Cumhuriyetin başından beri vardır da, 70’li yıllarda aşırı nüksetmiş bir bulaşıcı hastalıktır, YABANCI KELİMELER kullanarak, kendilerini toplumdan ayrı ELİT gösterme gayretlerini haklı çıkmak için çok kullanırlar. Sayın Leventoğlu bana daha önce ; ‘AD HOMİNEN’ demişti de, onu öğreninceye kadar bir hal olmuştum. Şimdi de ‘DİLEMMA’ demiş ! Onu çözmek için bir haftadır o kelimeyi araştırıyorum !
Sayın LEVENTOĞLU…Çok kitap okuduğunu biliyorum. Elinin kalem tuttuğunu da biliyorum. Gazete patronu olarak, gazetende BAŞYAZAR ünvanı ile yazıp-çizdiğini de biliyorum. Bilmediğim ve anlamadığım ne biliyor musun ? Kendini ifade ederken YUNANCA-İNGİLİZCE bir kelime kullanınca ve bunu sıfat olarak bana yapıştırırsan, ELİTİZM HASTALIĞINI ortaya çıkaracağımı da, sen bilmelisin !
ELİTİST LEVENTOĞLU…
Halk adamı olsaydın sana TIRMIKASYON hikayesini anlatacaktım da, hani o sözde üniversiteye giden gencin köyde saban süren babasına öğrendiklerini anlatırken kullandığı, atmasyon terim ! Elitist olduğun için, en iyisi sana bilimsel anlatayım dedim !
Solun Türkiyede neden iktidar olamadığını anlamak istiyorsanız, bu yazımı lütfen okuyunuz!
ELİTİZM, belli başlı bazı farklı niteliklere sahip kişiler, yaşadıkları yerde YÖNETİCİ ve PATRON olmayı kendilerine hak sayarlar. Oligarşinin, Aristokrasinin, Faşizmin temelinde olan SEÇKİNCİLİK, elitistlerin hastalığıdır. Elitistlere göre toplum, ALT-ORTA ve ÜST sınıflardan oluşur ve eşitlik yoktur. Aynı haklara sahip olsak da, irade bakımından EŞİT değiliz derler. MİLLİ İRADE-MİLLİ İRADE öyle diyor diyenlerin, bastırılmış duygusu da budur.Karar ve İdare mekanizmaları daima SEÇKİNLERDE olmalıdır yani…
Seçkinlerin yani Elitistlerin (doğuştan ayrıcalıklı olduğunu düşünenler) yönettiği her toplumda bir hiyerarşi vardır. Doğu toplumlarındaki ikili toplum yapısı AVAM ve HAVAS’a karşı ; elitistlerde Liberalizm-liboşluk, Monarşi (Cumhuriyet), Teknokrasi ( seçkinler teknokrattır), Nasyonal Sosyalist (faşist), Taoizm (felsefik-ideolojik ama gerekirse de dini), Neoliberailizm (Serbest Piyasa Ekonomisi) onların siyaset felsefesi ve malzemesidir. Genel olarak, elitistler bulundukları topluman BURJUVAZİSİ olduklarını düşünürler. Öyle ya, burjuvalara halk bişey anlatamaz. M. LEVENTOĞLU’nu test edin göreceksiniz…Devletin başında otoriter bir lider fikrini benimsiyordur. Hitlerden farkları, düşünce temellerinde ırk yoktur, insan vardır. Ama o insan da, yukarıda dedğim gibi doğuştan farklı elit insandır.
M. LEVENTOĞLU’nun çoğunluk yazılarına bakın, Konfüçyüs’ün (“Halk birşey yapmaya zorlanabilir, fakat anlamaya zorlanamaz.”) felsefesine uygun bol bol ecnebi terim, ecnebi deyim, ecnebi kelimelerle doludur. Burjuva halk değildir mesela…Burjuva seçkinlerin oluşturduğu elitlerdir ve toplum olarak topluluk olarak değil de en fazla KİTLE olarak isimlendirilmeyi kabul ederler. Elitizmin tarihi antik yunana kadar, Platon a kadar uzandığını bildiklerinden, bir toplumun iki yapısı vardır SEÇKİNLER-KÖLELER ! İbn-i Haldun, Farabi, Aristoles, Platon gibiler, elitistlerin hocalarıdır !
Ben, 45 yıldır naçizane köşe yazarlığı yapan, sohbet ve makale türlerini kullanan bir halk adamı olarak, amatör kalarak binlerce yazıya imza attım da, bir eleştirdiğim 3’lü protokolün perde arkası yüzünden, yazdığım yazıda kin-öfke ve intikam aranmasını önce red ederek bir konuyu daha açıklayacağım. Elmecbur açıklayacağım…!
Sayın elitist başyazarımız patron M.LEVENTOĞLU…ikimiz arasında kalması gerekenbir konuyu, benim aleyhime koz yapmıştır. Nedir o koz ? Benim çocuklarımdan birini Belediye de işe sokmak talebim…Tamam, böyle bir talebim oldu mu, oldu ! 2 seneyi de geçti…
Ben Ramazan NARİN olarak, 45 yıllık bir siyasi hayatım var, memuri hayatım var, stklarda veya basında gazetecilik hayatım var, yanında 300 kişi çalıştıran ve yüzlerce kişiye istihdam sağlayan Ticari geçmişim var ama bugüne kadar, hiç bir iktidardan nemalanmadım. Bir tek AKP li milletvekili (okul arkadaşım) nden, yıllar önce 2 üniversite bitirmiş oğlumu bir kuruma sokması için ricada bulundum. O da dedi ki ; o istediğin kurum şu kadar maaş veriyor mühendislerine…Benim oğlum asgari ücretle falan yerde çalışıyor, sen benden oğlunu kıyak maaşlı yere sokmamı istiyorsun ! Dedi ve olay bitti, yani vazgeçtim talebimden.
40 yıl hizmet ettiğim MHP deki yine eski okul arkadaşım olan milletvekilinden, aldığım ihalelerin iptalini önleyin dedim…Vayyy, sen misin çıkarı için ülkücü olan ? Menfaat elde etmek için mi ülkücü oldun ? Ve ülkücü bürokratlar tarafından ihalelerim tam yeterli ve yetkin olduğu halde iptal edildi ve şirketim işsiz kaldı ve MHP defterini de kapattım !
Şimdi bir çocuğum var, muhalif olduğum için hak verirsiniz ki AKP-MHP asla devlete girmesi için referans vermezler ve devletten de iş istemedim ona. Ama o da hem mühendis ve hem de iki üniversite mezunu ve işsiz !Bandırma Belediye Başkanı da ekibindeki birçok kişi de, SÖZ VERMİŞLERDİ siyasetin gereği ama yine siyasetin gereği kendi eş-dostlarına yetersiz de olsa iş vermek varken, benim gibi muhalif birine onlar da yardımcı olmadılar ve çocuğumu işe almadılar. Amenna ve sadakna ! İş istemek, hakkın varsa istemek ve yeterli isen istemek ayıp değil ve sırtını dayamak da değil. Leventoğlunun yazısında sırtını dayamaya verdiği örnek, kendisini ilgilendirir de… benim 65 yıllık hayatımda sırtımı dayayarak haksız elde ettiğim bir tane iş, bir tane atama. Bir tane torpil v.s yoktur. Aksini iddia edenin, alnını karışlarım.
Ama şimdi ben yerel seçimlerde bunları ( CHP lileri) desteklemiş olacağım, söz de almış olacağım ama (5) yıllık görev süreleri dolana kadar, yaptıkları varsa yanlışları yazmayacağım öyle mi ? Çocuğuma iş istemiş olmak, artık benim kalemimi kırdı mı ? Veya şöyle soralım…Benim 2 üniversite bitirmiş çocuğuma iş istemiş olmam, Bandırmalı olarak UTANILACAK haksız yasadışı bir şey mi ? Veya iş istemek, beni onlara borçlandırdı mı ? Borcum mu var yoksa ve bu yüzden mi susmalı mıyım ?
SUSMUYORUM ARKADAŞ ve SUSMAYACAĞIM DA..!
AKP ve MHP İktidar gücünü kullanarak, onlara yalakalık yapmadığım için, onların elini eteğini öpmediğim için… beni ekonomik, siyasal-Sosyal olarak bitirdiklerini ve güçlerini bana kabul ettirdiklerini düşünebilirler de, bu safahata Millet İttifakı ve CHP lilerde dahil olduysa ve bana karşı GÜÇ GÖSTERİSİ yapıyorsalar, ve bu güç gösterilerinde, M. LEVENTOĞLU’nu da aracı avukat olarak kullanıyorsalar… ben bu GÜCÜ kabul etmiyorum arkadaş ! Başımı eğdirecek, siyaseti de kabul etmiyorum.
Bu safahattan sonra, kimse kusuruma bakmasın arkadaş ! Benim ve ailemin, tamam… sizin tavassutunuzla vereceğiniz işe güce ihtiyacımız yok arkadaş, burası benim ülkem de değil..! O zaman ; bugüne kadar olduğu gibi, burayı öz vatanım ve toprağım sayarak, YANLIŞ yapanın karşısında, KESKİN KALEM olmaya, HALKIN SESİ olmaya devam edeceğim arkadaş ! ELİTİSTLER, İKTİDAR GÜCÜNÜ KULLANAN kişiler, ben o kadar çok (ESKİ) kişi tanıyorum ki, Milletvekilliği ve Belediye Başkanlığı veya Parti Başkanlığı bittikten sonra, saltanatları bitti ve Bandırma sokaklarında yapayalnız gezdiler/geziyorlar ve kimse onlara, selam dahi vermedi ve vermiyor !
M. LEVENTOĞLU yazısında döverken, elmecbur bu paragrafı da yazmış,
“ Narin’in ülkücü anarşist tarzı ile herşeye kendine de zaman zaman muhalif olduğunu tüm Balıkesir bilir.Çünkü Balıkesir’in “maalesef” en çok okunan köşe yazarıdır kendisi. İyi de olsa kötü de olsa perspektifi şartlı olduğu “at gözlüğü”yle olan biten herşeyi değerlendirdiği için tüm birikimini adliye koridorlarında var olmayan eşit adalet beklentisi için harcamış bir kaybedenler kulübü üyesi olarak bazen de hedefi 12 den vurduğu görülse de haklı tezleri de arada kaynamıştır. Çoğu zaman “kral çıplak” dediği için istenmeyen adamdır. “
Eleştirdiğim 3’lü protokol vardı ya, içeriği bize verilmeyen ; hala kazma vurulmadı hastaneye, işler karışık ve o protokol de belki, HİKAYE olarak kalabilecek…AKP lilerin TEMATİK PARK, CHP lilerin CİN ÇUKURU Projeleri gibi…Hepsi muhteşemdi, sunumlar, ikramlar, ziyafetler…hepsi mükemmeldi ? Bekleyip göreceğiz, kim ne yapacak ?
Benim yaptığım kabahat, çocuklarıma ikişer üniversite bitirtmek ve onları toplum devlet hayatına, kalifiye hizmetkar olarak sunmak ise, bu kabahatımın bedeli olarak GÜÇ SOYTARILARI bana ceza kesiyor ise… Ona da amenna ve sadakna ! Şeref ve gurur duyuyorum bunlarla… Ben ve çocuklarım, liyakatları ile aç kalmazlar ve bende hiç kalmam. Beni mahkum edemeyeceğiniz tek şey, AÇLIKTIR. Yazdığım yazıların bedeli SİYASİ GÜÇLÜLERİN karşısında yalnız kalmaksa… yalnızım, hapse girmekse giriyor ve çıkıyorum çok şükür… O diplomaların da bedelini öderim ! Burjuva da, monarşi de, Liboşlar da, Elitistler de… beni yok edemez ! Bundan böyle, hürgeneral olarak dün nerelerde isem, bugünde oralarda olacağım ve KRAL geçinenlerin ÇIPLAK olduklarını gördükçe de, KRAL ÇIPLAK diye haykıracağım ! BİLİNE ! Belediye, CHP ve AKP önce ECZA DEPOSUNA verdikleri yerle ilgili, ÇAĞRI MERKEZİ ile ilgili bir konuşsunlar !
11/04/2021 NOGAYTÜRK