Duyduk duymadık demeyin, duyanlar duymayanlar duyursun, bu bir işbirliği çağrısıdır.
Konu; ülkemizin rahatı ve huzuru. Öyle küçük çaplı bir proje değil. Küçük olamaz, çünkü yediden, yetmiş üstüne hepimizi kapsayacak. Çünkü bu projeden herkes nasibini alacak. Proje henüz hayal aşamasında, hayal deyince gerçek dışı olarak düşünmeyin. Kuantım fiziğine göre hayaller; proton, nötron,gluon, kuark gibi parçacıklarla iç içe. Kurduğumuz hayaller bu parçacıkları harekete geçiriyor. Parçacıklar aktif hale gelince devasa bir helezon oluşuyor. Parçacıklar toplanıyorlar, çarpışıyorlar, bölünüyor, el ele kolkola tutuşuyorlar… Bir de bakıyorsunuz hayaller gerçek olmuş. Tek şart( olumsuz düşünmek yok!)Olumsuz söz yasak. Çünkü kuantım fiziği olumlanma temeline dayalı çalışıyor. Kimse benden bu konuda ayrıntılı bilgi beklemesin. Sonuçta bilim insanı değilim. Biraz metafizik merakım var o kadar. Bu yazdıklarım da bilimsel açıklamalardan alıntı, hatta çalıntı. Zaten düşünce yoluyla hayallerimizi gerçekleştirebileceğimizi öğrenmek neyimize yetmiyor. Ben bu bilgiye ulaşınca ayaklarım yerden kesildi. Bütün düşünce gücümü tek odakta toplayayım öyle bir gerçek inşa edeyim ki ülkemin büyüklü küçüklü tüm insanları bu gerçekten yararlansın dedim. Eğer siz de inanırsanız, lütfen ilahi sonsuzluğa olumlu düşüncelerle bezenmiş hayalimizi yollayalım. Yollarken sessiz bir yer seçip gözlerimizi kapatalım ki çeldiricilere aklımız kaymasın.
PROJE ŞÖYLE; ülkemizin her yere kolayca ulaşılabilir bir noktasında geniş bir alan. Bu alanın içinde uçsuz bucaksız orman, tertemiz bir göl, bu gölü besleyen tertemiz akarsular. Geniş verimli tarım arazileri. Tam donanımlı kocaman bir hastane. Büyük bir kütüphene. Görme engelliler için dinleme, yürüme alanları, rampalar , duyma engellileri için görsel hizmetler, yürüme engellileri için özel hizmet. Herkese ihtiyacını karşılayacağı özel alan! Temiz iyi düzenlenmiş, parklar, yürüyüş parkurları, sinema, tiyatro, konser, opera, bale sahneleri, konferans salonları, resimatölyeleri galeriler büyük spor alanları… Bütün dinlere ait ibadethaneler, alışveriş merkezleri. Geniş caddeler her köşebaşında tuvalet. Romatizmal hastalıkların tedavisi için bir kaplıca. Açık kapalı havuzlar…Bir şehir hamamı bir de bu kentte yaşayacakların yakınlarıyla buluşabilecekleri şık mekanlar ve bir de mezarlık olsun.. Buraya kadar aklıma gelenleri yazdım sizin de aklınıza gelen birşey olursa parantez içinde ekleyin lütfen. Hayalimiz gerçek olunca kentimizin sınırlarını belirleyip kalın duvarlarla çevirelim. Tek bir giriş kapısı olsun. Ülkede 65 inci doğum gününü kutlayan kadın erkek tüm vatandaşlarımız yakınları tarafından getirilip giriş kapısında kent görevlilerine teslim edilsinler. Görmek istediklerinde özel izin alıp görüşme otellerinde buluşup görüşsünler. Bu kent imkanlarından topluma ağır gelen 65 yaş üstü insanlarımız yararlanırken, gençlerimiz toplu taşıma araçlarında yaşlılara yer vermemek için kulaklık takıp burunlarını telefonlara gömmek zorunda kalmasınlar. Toplu taşıma sürücüleri yaşlıların araca inip binmesini beklemek zorunda kalmasınlar. Kamu kurumlarında, bankalarda , hastanelerde önceliği olan yaşlılara sıra verip uzun uzun beklemek zorunda kalmasınlar. Çalışan nüfus yoğun iş hayatının içinde evdeki yaşlıları düşünmek onları ikide bir hastaneye götürmek, yürüyüşe çıkarmak, bakıcı tutmak, huzur evi aramak zorunda kalmasınlar.
Ülkemiz nüfusunun yaklaşık % 10 u 65 yaş üstü olduğunu, bu insanlar ortadan çekilince nasıl bir rahatlama olacağını düşünün artık. Hele bir de üst düzey yöneticilerin büyük çoğunluğu 65 yaş üstü olduğuna göre kadrolara yeni kan gelir. Hayalimdeki kentin şartlarını onlara layık görmemezlik etmeyin lütfen. Onların çoğu bu ülkeye ortalama yarım asır hizmet etmiş insanlar. % 64 ü tarım sektöründe yer almış. Yani bugüne dek yediğimiz içtiğimizi onlara borçluyuz. Elbette içlerinde yüksek koltuklara hak ederek veya etmeyerek oturmuş olanlar da vardır. Yaklaşık her dört aileden birinde bir yaşlı nüfus bulunduğu düşünülüyormuş. Bu yaşlı nüfustaki insanların çoğu ev geçindiriyor, çocuk okutuyor, çocuklarını evlendiriyor , onlara iş kuruyor Bu insanların çoğu artık yaptıkları işin ustası olmuşlar. Birikimleri var, deneyimleri var. Eğer bu devlet ve toplum, onlara toplu taşıma araçlarına ücretsiz binmeyi çok görürse ayıp eder. Onlara tanınan hakkı ellerinden alacak olanlar da sanmayın ki hayatının baharını yaşıyor. Yönetici karar mekanizmaları yaşlı nüfusun bir parçası. Üstelik onlar yaşlı nüfusun da en yaşlı olanları. 65 yaş ne kelime ,onların çoğu seksene merdiven dayamış. Ne var ki; tuzları kuru! Bakmayın onların ağızlarından tükürük saça saça Gazze’ ye savaşa giderim diye ahkam kestiğine. Vallahi; çoğu, çişini kakasını tutamıyor. Çoğu altını kirlettiği için koltuğundan kalkamıyor. Bu nedenle toplu taşıma araçlarına ihtiyacı yok. Onların özel arabaları, özel korumaları var.
29-10-2023 ULVİYE KARA AKCOŞ