bandırmaspor vergi enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık bandırma balıkesir

İftar mı? Din-i İstismar mı?

Bandırma’da CHP li Belediye her akşam (sponsorları yoluyle) iftar veriyor, AKP li B.Şehir Belediyesi, A.Edip UĞUR geri kalır mı, o da Bandırma meydanda gösterişli bir AKP iftar yemeği veriyor, ve verdi…! Mukkadesatını bilmem ama, görkemse görkem… muhteşemse muhteşemdi vallahi ! 15 yıl önceki siyasi hayatımızda da vardı ama, bugündeki gibi iftar gösterileri, nedense her yerde adeta moda oldu da… bu yıllarda, iyice gemi azıya aldı bu olay, adı İSTİSMAR. ! Gem’i azıya alan İstismar kim ? İstismar ne ? Ben, 1979-80 MHP İlçe Başkanıyım. O günlerde, neredeyse her gün ve sayısız ülkücü şehit veriyoruz.

Sayısız şehitlerimizin cenazelerinde tabut taşıyoruz… Dayanamamış olacağız ki, Kaymakamlığa izin dilekçemizi verip, şehitlerimiz için Çarşı Camimizde, Milliyetçi Hareket Partisi adına bir mevlüd-ü şerif okuttuk ve (cesaret edip mevlidimize gelen) cemaata da, Ülkü Ocaklı gençlerimizle şerbet dağıttık… O yıllardaki HERGÜN ve MİLLET Gazetelerimizden, benim yaptığım gibi mevlüd okutan teşkilatlarımızı duyuyordum. Bu yüzden partim adına, gönül rahatlığı ile bu etkinliği yapmıştım. Ertesi gün ; soruşturma açılmış, polis tarafından ifadeye götürüldüm ve o yıllardaki meri kanunlara ve Anayasaya göre, SİYASİ PARTİLER mevlüd gibi dini ritüelleri kullanamazlar, dini istismar edemezler/miş, sen nasıl olurda, parti adına mevlüt okutursun, dini kullanıp parti reklamı yaparsın diye sorgulandım…! Kaymakamlıkta çalışan bir arkadaşımın yardımıyla, mevlüt izin dilekçemi değiştirdim ve mevlüt okutanı, mevlidi tertip edeni şahsım olarak yazdım da, ifademi de ona göre verdim de… genel merkezimizin başını ağrıtmadan, kapatma davası açtırmadan olayı kapattım. Bir ara duymuştum. Yargıtay Başsavcılığı, Milliyetçi Hareket Partisi’ ne kapatma davası açmaya hazırlanıyormuş ve gerekçesi de, dini istismar edip MEVLÜD okutmasıymış. Yani genel merkezimiz bu yüzden, kapatma davasıyla karşı karşıya gelmişti. Genel Merkezimiz de, bizi uyarmıştı.

Mevlüt gibi dini etkinlikleri, aranızdan 3 kişi bulun ve onların adına, TERTİP HEYETİ olarak yapın. Amenna ! BUNU NİYE ANLATTIM ? BUGÜNE GELMEK İÇİN…! Şimdi, AKP nin de kurucusu olan Cumhurbaşkanımız, Aksaray olarak adlandırılan külliyesinde, her gün bir çeşitleme cemaat yaratarak, gelen cemaata saray bütçesinden iftar yemekleri veriyor ve bu yemekleri bahane ederek te, iftar sonrasında 1 saat nutuk atıyor ve bu nutuklarını da, bütün televizyonlarımızda canlı yayınlattırıyor ya… Hadi o cumhurun reisi, burası benim sarayım değil cumhurun da evidir diyerek, bunu yapıyor… hoş görülebilinir, istismar sayılmaz…sadakna ! Ama, kaba tabir olacak affedin ! Bir atasözümüzde olduğu gibi ; İMAM OSURURSA CEMAAT S.ÇAR/MIŞ! Ya, adeta bunu tescil edercesine, Cumhurbaşkanlığının altında diye bildiğimiz bazı kamu kurum ve kuruluşları, Belediyeler ve Partiler, ve STK lar ile dernekler, dini ritüelleri kullanma, dini gösteri yarışına girmişler, her yerde İFTAR ORGANİZASYONLARI var, sokakları meydanları dolduruyorlar maşallah ! İFTAR, bir dini ritüel midir ? Bence tartışmasız. Çünkü İslam dininin farzlarından biri olan oruç’un, açılma fiilinin adıdır İFTAR. Oruç, İslam ülkeleri başta Müslümanlarca tutulur ve açılması her akşam ezanından sonra, yenilen içilenlerle gerçekleştirilir. Devlet oruç tutar mı ? Tutmaz elbette. Oruç tutmuyorsa devlet, iftar da yapamaz öyle değil mi ? Diyeceksiniz ki ; oruç tutamaz ama tutturur, bence tutturamaz ! Çünkü islam zorlamayı kabul etmez. Diyeceksiniz ki ; oruç tutmaz ama orucu açtırır ! Açtıramaz, çünkü devlet laiktir.

Devlet, oruç tutan Müslüman kişi davranışını, gösteremez ! Vatandaşları arasında, dini ayırımlar yapamaz Devlet ! DİNİ KULLANMAYA KARŞI YASALARIMIZ NE DİYOR ? AYM nin 2007/1 E, 2009/4 Sayılı Kararında aynen derki ; “ Demokratik hak ve özgürlüklerden yararlanılarak, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı gerçekleştirilen eylemler, kabul edilemez.” Meydan iftarlarını, demokratik hak ve özgürlük sayabilir miyiz bilmem ! Anayasaya da bakalım…; Anayasamızın 68 ve 69 Maddesinde ; laikliğe aykırı fiillerin odağı haline gelmek maddesi ilga edilmiş olsa da, “Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.” Demektedir ! Bu Anayasaya göre hazırlanmış ve bütün siyasi partilerin değiştireceğiz deyip, iktidara geldiklerinde ve meclise girdiklerinde, değiştirmekten vazgeçtikleri Siyasi Partiler Yasası (SPY)nın ve Anayasanın değiştirilemez ilk 3 maddesine dayanılarak düzenlenen ; 78. Maddesine göre ise ; a) ….Türk Milletine ait olan egemenliğin kullanılmasının belli bir kişiye, zümreye (zümrenin içeriğinde kast edilen sadece ırk değil dindir) veya sınıfa bırakılamayacağı…. dil, ırk, renk, DİN ve MEZHEP ayrımı yaratmak veya sair herhangi bir yoldan bu kavram ve görüşlere dayanan bir devlet düzeni kurmak ; Amacını güdemezler veya bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar, başkalarını bu yolda, tahrik ve teşvik edemezler. b) Bölge, ırk, belli kişi, aile, zümre veya cemaat, din, mezhep veya tarikat esaslarına dayanamaz veya adlarını kullanamazlar. MADDE 83 – Siyasi partiler, herkesin dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle, ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu prensibine aykırı amaç güdemez ve faaliyette bulunamazlar. (İftarlar, mevlüdler gb. bu kapsamdadır.) MADDE 86 – Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğinin değiştirilmesi ve halifeliğin yeniden kurulması amacını güdemez ve bu amaca yönelik faaliyetlerde bulunamazlar.

(Başkanlıktan sonra, halifelik te istenecektir.) DİN VE DİNCE KUTSAL SAYILAN ŞEYLERİ İSTİSMAR YASAĞI MADDE 87 – Siyasi partiler, Devletin sosyal veya ekonomik veya siyasi veya hukuki temel düzenini, kısmen de olsa dini esas ve inançlara uydurmak amacıyla veya siyasi amaçla veya siyasi menfaat temin ve tesis eylemek maksadıyla, dini veya dini hissiyatı veya dince mukaddes tanınan şeyleri alet ederek, her ne suretle olursa olsun propaganda yapamaz, istismar edemez veya kötüye kullanamazlar. DİNİ GÖSTERİ YASAĞI MADDE 88 – Siyasi partiler, herhangi bir şekilde dini tören ve âyin tertipleyemez veya parti sıfatıyla bu gibi tören ve âyinlere katılamazlar.

Siyasi partiler, dini bayramlar, âyinleri ve cenaze törenlerini parti gösterilerine ve propagandalarına vesile yapamazlar. Şimdi ; Eğri oturalım ve doğru düşünelim. İFTAR, İslam dininin en bilinen bir argümanıdır, Neden istismar ediyorsunuz ? Daha önceki, CHP tek partili iktidarı dahil, Menderes’ten Özal’a, Demirel’den Erbakan’a ve Tayyip Erdoğan’a kadar uzanan iktidarların hepsinde, dini gösterilerin parti reklamına dönüştürüldüğü yüzlerce örnek ve argüman hatırlayabiliriz de, işbu AKP İktidarının 2010 Anayasa değişiklik Referandumundan sonra yaptığı icraatların pek çoğunda, dini gösteriye fazlasıyla şahit olmaya başladık, değil mi arkadaş ! İslam dininin kitabı KURAN ın, mitinglerde kürsüdekince sallanmasından tutun da, başarılı öğrencilere takdirname veren öğretmenlerin, bunun adını ALLAHIN TAKDİRİ diye sunmaları derken, şimdi İFTAR FURYALARINA şahit oluyoruz. Haaa, sadece iktidar partisince değil, muhalefet partilerince de maalesef bu konu, fazlasıyle istismar ediliyor ve onlarda dini ritüelleri kullanmaktan, dini gösterileri parti reklamı yapmaktan, asla çekinmiyorlar. Ve o kadar ileri gidiliyor ki ; islamın ve imanın şartlarının neredeyse tamamı, siyasilerin ve siyasilerin yönetim ve denetimindeki devlet eliyle bürokratların, cüret edebilen kamu kurum ve kuruluşlarının, STK ların elinde kullanılıyor, istismar gibi… Nasıl mı ? İslamın 5 şartı (farz) var. 1-Kelime-i şehadet getirmek. (yakında bu şehadet bütün devlet dairelerinde duvarlara kapılara asılabilir) 2- Oruç tutmak… İftarını yaptıran devlet, yakında orucu da zorunlu tutturabilir, tutmayanlara ceza-i müeyyideler uygulayabilir. 3- Namaz kılmak… Bu fiil, zaten devlet eliyle yaptırılıyor. Camiler ve imamlar devletin…4- Hacca gitmek…Bu fiilde artık devletin izniyle ve organizasyonuyla yapıldığına göre, hal edilmiş demektir. 5- Zekat vermek… Bu fiil de MEMDUĞ TAĞMAÇ Paşa sayesinde, vergi dairelerine asılan (uydurma) VERGİLENDİRİLMİŞ KAZANÇ KUTSALDIR diyerek, halledilmiş gözüküyor… Ehhh bize de, vaciben yarı devlet teravih namazlarımızı kılmak ve özgürce, fitrelerimizi vermek kalıyor.

Devletin müdahil olmadığı, nadir konular bunlar kaldı çünkü… Bandırma CHP li Belediye, geleneksel hale getirdiği Ramazan İFTARLARI yapar da, AKP geri mi kalır ? O da gelir, Bandırma’nın meydanında binlerce kişilik İFTAR GÖSTERİSİNİ yapıverir. Nasılsa para ve güç onlarda var ! Şimdi hangisinin yaptığı iftardır, istismardır bilemem. Bunu bilecek olan bizzat Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısıdır. Cumhuriyetin adına görev yapan, CUMHURİYET SAVCILARIDIR. Öyle ya, din istismar ediliyorsa, bir dini zümre böylece toplumsal gösteri yapıyorsa, bunun Anayasaya ve yasalara ve SPY na uygunluğunu ben denetleyecek değilim. Yasaları uygulamak ve uygulatmakla, görevli de değilim. Sadece düşünüyorum, eyyy yasa yapıcılar, yasa uygulayıcılar ve eyyy uygulanmayacak kadük yasalar… niçin varsınız ? Yeni TÜRKİYE bu mu ? Yeni ANAYASA dediğiniz şeyi, bunlar için mi istiyorsunuz ? İlgi yasaları sevmeyebiliriz, yanlış ta bulabiliriz hatta saygı da duymayabiliriz ama yasaların uygulama gücüne, başta devletin kurum kuruluşları ve ordan vatandaş bana kadar, herkes saygı gösterecek ve yasaların uygulanmasını, adil olunmasını hakkaniyeti, adaleti, neticesini bekleyecektir.

Devletin parasını, devlet de dahil… kimse çarçur edemez, etmemeli. Sokaklara taşan işbu İFTAR GÖSTERİLERİNİN maliyetleri, devletin kasasından mı…Belediyenin kasasından mı çıkıyor ? Veya sponsorlar bu masrafları, vergiden ne şekilde düşüyorlar ?

Yayınlama: 30.06.2024
30
A+
A-
REKLAM ALANI