Balıkesir’in en çok okunan köşe yazarı Yaşar Kırbıyık’ın Levent Mahallesi adlı köşe yazısını okuyunca şok oldum.
Önce yok canım çoğu kez yaptığı gibi ironidir herhalde dedim..Hayır ciddi ciddi yazmış.
Müslümanlara ahirette vaat edilen cennet işte oradaydı. Bandırma Levent Mahallesi’nde!!
**
Ah be bre.. Naif , sevecen , Polyanna yürekli hocam.
Bilirim sağ yanağına tokat atana sol yanağını çevirirsin.
Asit gölünün buharında yaşamaya öylesine alışmış ki.. İçinde yaşadığı cehennem vadisini cennet .
Çevre faciası şlam dağlarının kokusunu Rüzgar gülleriyle süslü Karadağların çam kozalakları kokusu sanıyor sayın hocam. Hani meşhur çocuk kitabı vardır . Polyanna . Her sıkıntılda olumlu bir şey bulup mutlu olan ve herşeyle mutlu olunması gerektiğini çocuklara aşılayan iyilik prensesi…
Yoksa şlam dağlarından çıkan toz koku, mutluluk gazı da mı üretiyor?
**
” Haliçte Yaşayan Simonlar” benzetmesi aklıma geldi.
Fetö sürecini deşifre edilmesinin başlangıcı kitabın ismiydi bu aforizma. İçeriği bu yazının konusu değil bilen biliyor.
Ama anlamı çok benzeşik. Bilmezsiniz ama İstanbul’un Altın Boynuzu Haliç yakın geçmişe kadar tam anlamıyla bir lağım havuzuydu. Sanayisi evi fabrikası ticareti ne var ne yok tüm atığı boku püsürü o
güzelim Haliç’e boşaltıldığından HALİÇ’te canlı yaşamazdı ve çok fena kokardı.
Ve bu kokuyu orada Haliç’in yanıbaşında yaşayanlar asla hissetmezdi.
Çünkü burnumuzun biyolojik yapısı kokuya kısa süreli duyarlıdır. Bir süre sonra hissetmezsiniz ağır kokuyu alışırsınız.
Tıpkı Bandırma’nın da halihazırda koktuğu gibi .Tıpkı içlerinde yaşayan bizlerinde bu kokuyu hissetmediğimiz gibi.
Ve Sayın Yaşar Kırbıyık hocamızın – kendisi emekli din dersi öğretmenidir- gözleri muhtemelen uzağı göremiyor. Levent Mahallesinin yaslandığı o korkunç şlam dağlarının dünyada eşi benzeri olmayan
çevre faciası görüntülerini görmüş olsa imkansız mahallesi için bu cennet güzellemesini yapmazdı.. Haliç’te yaşayan Mişonlar gibi burnu ya yaşlılıktan ya da alışıklıktan olsa gerek Kokusunu da hissetmemesi de doğaldır malüm yaşlılık.
Bandırma’da hatta tüm ilimizde en çok okunan bir köşe yazarı olarak toplumu böylesine yanlış algılara sürüklemesinde kasıt yok..
Çünkü orada yıllardır yazdığımz gibi aslında bir çevre faciası on yıllardır yaşanmakta. Genelinde çalışan emekçi kesimin yerleşik olduğu insanlar ekmeğin derdinde .
Ve çok zor olmayan çözümü için de kimseler kılını kıpırdatmamakta. Sorumluluk almamakta. Emek harcamamakta!
Kolayına kaçmak daha kolay . Ne olacak işte otuz yıldır böyle bir otuz yıl daha olsun .
Bandırma Belediyesinin önceki dönemde son kez olarak bir beş yıl daha uzattığı Levent şlam dökme rezervuarı rezaleti için yeniden süre uzatılma sürecindeyiz. Oysa önceki dönemde başkan Mirza’ya söz verilmişti. Bir beş yıl daha .Sadece söz değil metinle karara bağlanmış imzalar atılmıştı. O hektarlarca alanı kaplayan şlam mezbeleliği toprakla örtülecek. üzerine yetişmiş ağaçlar çiçekler dikilecek yeşillendirilecek ve gezi parkı yapılacaktı.
Ne oldu hocam. Neden bunu gözlerden kaçırıyorsun. “Sözünüzü tutun” neden demiyorsun.
Beş yıl yan gelip yattılar.
Hiç bir çözüm önerisi projesi getirmediler. Getirmek istemediler falan da değil. Çünkü çok zor değil.
Baktılar bu şehirde çevre duyarlılığı yok. Var olanlarda sürekli uzaklara bakmakla başka işlerle meşgül. Ne diye sıkıntıya gireceksin proje ihale şu bu vesaire.
Şlam dağlarına devam, asit barajına devam – ikincisi yapılıyor haberiniz var mı?-
Öte yandan Eti Maden devletin elde kalan nadir güzide kamu işletmelerimizden biri. Dünyanın en kıymetli madenini işliyor ihracat rekorları kırıyor.. Hazineye döviz katkısı!..Siparişler bir yıl sonrasına kadar dolu. Üstelik İktidar yandaşlarının özel sığınak. Kim ne yapabilir ki zaten değil mi? Belediyeye başvurulmuş 5 yıl daha müsaade….Onlarda “olur tabi, ne demek aşkolsun “demişler. Koskoca meclisimiz Belediye meclisimiz??
Uyum süreci var . Hır çıkarmayalım. Ne güzel dünya. İyisi mi siz de gidin hafta sonu orda piknik yapın mangal yakın .
Yaşar Hoca’mın cennet bahçesi’ni de görün..
not : Yazı’nın yazıldığı esnada sarsıldık. Merkez üssü İzmir’de yaşanan deprem felaketinden yine çok sayıda insanımızın ölüm ve yaralı haberleri geldi içimiz acıdı canımız yandı. Hayatını kaybeden insanlarımıza rahmet dilerken yaralılarımıza acil şifalar geçmiş olsun diyoruz . Yıkılan binaların enkazlarında hayat kurtarma çabalarını izlerken kurtarma çalışmalarında yaşanan kaos ve görüntülerde yaşanan karmaşa ümit kırıcı ve Bandırma için neden endişe duyduğumuzu da kanıtlar nitelikte nitekim fay hattı üstünde yaşayanlar olarak felaketi daha da yakınsamaya başladığımız bugünlerde organize ve disiplinli bir müdahale şartlarının oluşmasının daha da önem kazandığını öne çıkarıyor “
31-10-2020/ MEHMET LEVENTOĞLU / BANDIRMA