Libya’da Gizli Güçler

Son 100 yıldır ki, dünya dur-durak bilmeyen enerji savaşlarına ev sahipliği yapmaktadır.

Bu savaşlar milyonlarla insanın ölümüne sebep olmuştur. Çok tesadüfdür ki, bu savaşların bir çoğu her zaman olduğu gibi, Afrika ve Orta Doğudadır. Bölgenin sahip olduğu enerji rezervleri, bölgenin, büyük devletler tarafından yüz yıldır sömürülmesine sebep olmuştur. Buna karşı gelen devletler ve ve ya devlet başkanları cezalandırılmışdır. Tabii ki;cezalandırılmanın bir çok metodlarıyla. Bu denli enerji çekiciliğine sahip olan devlerden birisi de Afrika devletlerinden biri Libya’dır.

2011 yılı Muammer Kaddafi` hükümetinin, ABD ve Koalisyon güçleri tarafından devrilmesiyle, Kaddafi zamanı kurulan istikrarda yerle bir olmuştur.

ABD ve Koalisyon güçlerince gerçekleştirilen operasyonda ölümü sonrası Libya, 2 büyük hisseye parçalanmıştır. Bunlardan biri, Mustafa Fayez Al-Sarraj tarafından Ulusal Mutabakat Hükümeti, diğeriyse daha Kaddafi zamanından mühaliflik eden, General Hafter liderliğinden olan, Libya Ulusal Ordusu`dur.

Gidişatı zorlayanınsa, bu iki taraf olmadığı, daha çok 2 tarafı destekleyen sonradan çatışmaya dahil olan ülkelerdir. Bu savaş aslında kim daha çok enerji kazanacak savaşıdır.

Ulusal Mutabakat Hükemetini, AB, İtalya, Katar ve Türkiye, Libya Milli Ordusu tarafını ise, ABD, Rusya, Fransa, Mısır ve BAE gibi ülkelerdir. Sora bilirsiniz peki biz neden bu destekleri realize olarak görememekteyiz? Sebebi çok basit ülkeler desteklerini farklı şekillerde yapmaktadırlar. “Büyük olan görünmüz” anlamında.

İddialara göre, Rusyanın Wagner güvenlik teşkilatı, bölgede General Haftere hizmet edicek rus çalışanları var. Bu teşkilat ne iş yapar? Bu teşkilat daha çok parasalar korumalar hayata geçirmektedir. Şimdiye kadar, bu teşkilata, biz, Venezuela başkanı Maduronun ve Beşer Esedin Şam korunmasında şahit olmuştuk. Hatta, Maduroya karşı kaç kez suikastın engellenmesinde etkili rol oynamıştırlar. Rusya bölgede daha çok enerji politikalarını korumak ve ABD`nin Arab devletlerle yakınlaşmasını engellemek için olduğu bilinmektedir. Özellikle, D.Trump başkan oldukdan sonra, ABD-Arab ülkeleri ilişkiler hiç olmadığı kadar ekonomik ve askeri düzeydedir.

ABD, kendi eylemlerini isimlendirmesede, tutduğu taraf bellidir. Her zaman olduğu gibi, ABD, yine güçlünün yanında durarak kendi politikasını garantilemektedir. Bunun yanısıra tabiki, bazı ilave nedenlerde var. Bu nedenlerin başında, Hafterin ABD vatandaşı olması ve CİA ile ilişkisinin olmasıdır. Hatırlarsanız, Trablusa düzenleyeceği operasyon için John Boltonı aramış ve ABDnin yeşil işık yakmasıyla operasyona başlamıştı. ABDnin bölgede olmasının asıl sebebleri, yüksele bilicek radikal islamcılığın önlenmesi, enerji çıkarları ve Ulusal devlet kurulmasını engellemek. Son olaraksa, Bölgeden AB`e satılması mümkün projelerde aktiv rol.

İtalya ile Libya ilişkileri uzun tarihi bağlara sahiptir. Bu bağlar Libya`da yaşanacak her hangi bir eylemin İtalya tarafından merak edilmesi seviyyesindedir. Bunun yanısıra, Libya göç haraketlerini durduracak bir liman görevi yürütmektedir ki, İtalya kendisine gele bilicek her hangi bir grupu Libya yardımı ile durdurmaktadır. Bu denli ilişkiler İtalya için, Libyada istiraklı hükümet kurulmasını zorunlaştırmakdadır.

Fransa, İtalyadan farklı olarak, bölgede, General Haftere yakınlığı ile bilinmektedir. Fransa başkanı Macron, Libyadaki islamcı radikal grupların, AB`e gelişini engellemek ve kendi ülkesini onlardan korumak için düzenli bir biçimde, islamcı radikal grup kamplarına hava operasyonları düzenlemektedir.

Mısır, daha çok Libyadan aldığı ucuz petrol alışını devam etdirmek için daha 2011 yılı iç savaşın başladığı ilk günden itibaren, bölgesindeki Müslüman Kardeşlere ve Libya hükümetine karşı, General Hafteri desteklemektedir. Mısırın tek isteği, ucuz petrol anlaşmasının bozulmaması ve Libyanın yeniden kurulması sırasında, Mısır inşat şirketlerine para kazandırmak.

Bu devletlere nazaran olaylara bazı nedenlerden dolayı dahil olan Türkiye, daha Osmanlı zamanından Libya ile iyi ilişkilere sahipti. Bu ilişki o kadar güçlü ve doğaldı ki, Türkiye, Türk nüfüzu yunanlıların saldırılarından korumak için, Kuzey Kıbrısa haraket yaptığında, zamanın Libya devlet başkanı Muammer Kaddafi, Türkiye için karşılıksız yardımlarda bulundu. Amma bir dönem sonra, gerginleşen Türkiye-Suriye ilişkileri yüzünden, Kaddafi, Türkiyeye karşı Suriyeyi koruyarak, Türkiyenin Suriyeye her hangi bir operasyonu olursa, Libyadaki Türk şirketlerini çıkararak, yerine Yunan şirketlerini atayacağı ile tehtid etmişdi Bu tehtit üzerine kendini korumak için, Türkiye, Muammer Kaddafiye karşı, ABD ve Koalisyon güçleri tarafında mevkilenmiştir. Kaddafı hükümetinin düşüşü ile Libyada uzun süren istikrarsızlık yüzünden bir süre bekleyen Türkiye, Ulusal Mutabakat Hükümeti ile, Doğu Akdeniz ve diğer sebeblerden dolayı yakın ilişkiler kurmuştur. Bu ilişkiler, Türkiye-Libya anlaşmalarına hatta, Türkiyenin Libyaya askeri destek olacağı anlaşmaya kadar gelişmiştir.

Bütün bunlar olmasına rağmen acilen destekleyen ülkelerin birbiriyle anlaşması lazımdır. Aksi takdirde taraflar arasında savaş daha da derinleşebilir. Düşündüğümüzde, Libyanən 2/3 kontrol eden General Hafter`in Trablusa doğru ilerlemesi sonrasında, desekleyen devletleri kotu son beklemektedir. Çünki onlarda taraf tutmak zorunda kalacaklar.

18-01-2020/BANDIRMA/ YADİGAR NAGİYEV

NOT. LİBYA’DA TARAFLARIN SON ATEŞKES GÖRÜŞMELERİNDEN ÖNCE KALEME ALINMIŞTIR

5
A+
A-
REKLAM ALANI