Ne yazsam, Nerden Başlasam

NE YAZSAM NERDEN BAŞLASAM
Yaklaşık yarım asırdan fazla bir zaman dilimi içinde yazdım da yazdım… Şiir , öykü, roman denemesi,anı, anlatı, onlarca köşe yazısı, makale. Bunların içinde, okuma yazma eğitimi üzerine yazdığım bir deneme, incelenmek üzere alındı, iade edilmedi. Çok emek vermiştim. Alan ne yaptı bilmiyorum. Umarım bir işe yaramıştır. Peşine düşmedim, ciddi sağlık sorunlarım vardı o ara. Arayıp bulamadım ama; şimdi adını bile hatırlamadığım o şahsa emeğimi helal etmiyorum. Üzerine üç kitap basıldı, iki kitap basım için hazırda bekliyor.


Birkaç gündür, ilk kez yazma konusunda ciddi sıkıntı yaşıyorum.( 23 NİSAN Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.) En sevdiğim ve en iyi bildiğim diyebileceğim bir konu. Yedi yaşımda ilk okula başladığım yıl tarifsiz bir sevinçle katıldığım ve ilk hatırlayabildiğim 23 Nisan ULUSAL EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMI; Günler öncesinden hazırlıklar başlamıştı. Başımızda öğretmenlerimiz, üçlü sıralar halinde, tüm öğrenciler boy sırasında, günlerce, saatlerce Sivas’ ın dar sokaklarında yürüyüş çalışması yapıyorduk. Önde trampet çalan yavru kurtlar. OKULUN EN GÜÇLÜ ÖĞRENCİLERİ BAYRAK VE FLAMA TAŞIYOR. Ellerimizde minik bayraklar ve Atatürk resimleri… Bıkmak, yorulmak, sıkılmak yok. Geçtiğimiz her yerde, insanlar yol kenarına dizilip bizi alkışlıyorlar. Sınıflar krapon kağıtlarından yapılmış püskül, kedi merdiveni , çiçekler, fenerler ve balonlarla süslü. Her yerde bayrak, her yerde Atatürk resmi.
Onuncu YIL Marşı başta olmak üzere Atatürk Marşı, ve ağızlarda diğer marşlar, vatan, millet, Atatürk şiirleri.
Annem beni yetiştirdi bu illere yolladı,
Teslim etti al sancağa Allah’a ısmarladı.
Boş oturma çalış dedi , hizmet eyle vatana.
Sütüm sana helal olmaz, saldırmazsan düşmana.

Ya da;
İstiklal savaşımın en büyük kahramanı.
Emanet ettin bana kurtardığın vatanı.
Yolunda yürüyorum bağlıyım devrimlere.
Her Gün TÜRKÜM diyorum göğsümü gere gere.

*
Bana o dönemde moda olan ipek bir kumaştan beyaz bir elbise dikildi, bayram için. Bebe yakalı , karpuz kollu, belinde arkadan büyük bir fiyonkla bağlanan kuşak . Minik inci düğmeler dizili önümde. Tepemde kolalanıp kömür ütüsü ile şekillendirilmiş koca bir kurdele. Diğer arkadaşlarımın da bütçelerine uygun kıyafetleri var. Siyah önlüklü olanlar da var.
Bayram günü; herkes alanda, şiirler, konuşmalar… RESMİ GEÇİT TÖRENİ MUHTEŞEM. akşam üzeri çocuk balosu, gece yetişkinler için Orduevinde balo var. Fener alayı gecenin karanlığını yırtıyor. Her yerde dünün önem ve anlamı konuşuluyor. Bilmeyenler kaldıysa diye tekrar tekrar anlatılıyor.
Öğrenciliğim boyunca bu bayramlara çeşitli yerlerde, çeşitli görevler alarak katıldım. Öğretmenliğimin ilk yılında Bursa Çalı Bucağı’nda(Çalı Mahallesi) büyük bir hevesle töreni programlayıp sundum. O günün şartlarında öğrencilerime tek tek krapon kağıtlarından elbiseler diktim . OKULUMUZU el birliğiyle süsledik. Defalarca alanda konuşma yaptım , şiirler okudum. Koro çalıştırdım birlikte marşlar söyledik. Kendi çapımda bir oyun yazdım ve öğrencilerimle sahneledik.

*
Bugün kucağımda bilgisayar, ne yazacağımı, nereden başlayacağımı bilemiyorum…
Daha TÜRKİYE CUMHURİYETİ ilan edilmeden 23 NİSAN 1920 de yürütme organın, yasama organının denetimde olduğu bu demokratik parlamenter sisteme geçildi. Yasama organının, (meclis) denetiminde olan bir yürütme organıyla( hükümet) devletin idare edilmesi anlamına gelir. 24 Haziran 2018 tarihinde Başkanlık Sistemine geçinceye kadar bu sistemle yönetildik. Bu düşünceyle büyüdük. Elbette çok kolay olmadı. Büyük sorunlar, sancılar yaşandı. Toplumun her kesiminin her konuda anlaşıp mutlu olması mümkün değil. Şikayetler, kesintiler, itirazlar oldu.

*
Büyük küçük her toplumun yapısına uygun bir yöntemle yönetilmeye ihtiyacı vardır. Doğru yönetimi bulan ve içselleştiren toplumlar her alanda refaha kavuşur uygarlık yolunda ciddi adımlar atarak ilerler, yol alırlar. Doğru yöntem bulunamazsa; anarşi doğar, devlete güven kalmaz, devleti ayakta tutan sistemler çöker, doğru kişiler , doğru mevkilere gelemezler, toplumun her kesiminde sancılar olur, şikayetler artar.
Kısacası sistem kurucuların; iş bilen, dürüst ve güvenilir kadrolara, hak hukuk ve adaletin aksatılmadan yürütülmesine ihtiyacı olur.
Kuruluş aşamasında işlerin yürümesi, toplumun sistemi doğru kavraması için, uzun ve sakin bir sürece ihtiyaç oluyor. Bizim bu süreci çok doğru değerlendirdiğimizden fazla emin değilim. Bu arada ;siyasi pek çok eşikten atladık, dar yollardan geçtik. Ekonomik krizler yaşandı. Anlaşmazlıklar oldu. Dünya daha da globalleşti. Teknoloji akıl almaz noktalara geldi. Değişim kaçınılmaz oldu. Olmamız gereken noktadan çok uzakta hissediyorum kendimizi.

*
Birilerini suçlamak haddim değil, sadece görüp değerlendirilebildiğim kadarıyla her geçen gün bayramlar heyecanını yitirdi, insanlarda bir aymazlık oluştu, engellemelerle karşılaştık, sisteme karşı çıkanlar eleştirenler oldu. Farklı görüşler demokrasilerin olmazsa olmazlarıdır. Elbette her görüş dikkate alınmalı değerlendirilmeli, noksanlar tamamlanmalı, hatalar varsa düzeltilmelidir. Bu kafayla beslenip olgunlaşmaya çalışırken;

*
24 HAZİRAN 2018 Tarihinde başkanlık sistemine geçildi. Bu sistem bizi nereye taşıyor? Yeni baştan düşünmemiz anlamamız gerekti? Bu sistemle birlikte dünya görüşü değişti, kurumlar fabrikalar satıldı, kapatıldı birileri uçtuk, uçuyoruz derken birileri battık batıyoruz diye feryat ediyor. Toplum bir yandan evlatlarına güzel bir gelecek hazırlamaya çalışırken bir yandan ekonomik darboğazda debeleniyor. Sosyal medya bilgi kirliliği ile, çevre kirliliğiyle boğuşuyoruz. Toplumun seçtiklerinin yerine, atananlar geçiyor. Muhalefetin Cumhurbaşkanı adayı Silivri’de tutuklu. Siyasi nedenlerle tutuklanan , yargılanan gençler, yazarlar, sanatçılar, siyasetçiler de var. Hukuk gereği neyse yapılsın. Adalet tez zamanda yerini bulsun. Güvensizlik, patlamaya hazır çıban gibidir, çok rahatsızlık verir. Bu arada, ard arda mitingler yapılıyor. Terörsüz bir Türkiye için ciddi çalışmalar yapılıyor. Bir yanda deprem sık sık yokluyor. Kişisel sorunlarımız çözüm bekliyor. Heyecanlı ve hayati gerçekleri anlatan bir filmin ortasında gibiyiz. Filmin sonu hepimiz için hayırlı olsun! Çocuklarımız ve gençlerimiz refah bir ülkeyi hak ediyor eğitim ve diğer sosyal haklarına akıllıca sahip çıkma savaşı veriyorlar.

*

Onlara destek vermek, yanlarında olmak zorundayız. Görüşler, etnik kökler ayrı olsa da hepimiz aynı gemideyiz. Birimizin canı yansa, hepimize ucu dokunur. İyi güzel ve doğrularda kesişen noktalarda buluşalım. Ortak değerlerimize sahip çıkalım. Kimse haksızlığa uğramasın. Kimse hakkından fazlasını gasp etmesin! Kazandığımız haklar elimizden alınmasın. Haksızlıklara geçit vermeyelim. Verdiğimiz kararlarda vicdanımızın sesini duyalım.

Başımızı yastığa koyduğumuzda gönlümüz rahat olsun.
HEPİMİZ İÇİN HER ŞEY GÜZEL OLSUN İSTİYORUZ.

23-04-2025 /ULVİYE KARA AKCOŞ

194
A+
A-
REKLAM ALANI