“Bir kısım duyarsız ve umarsız Mübarek(!) emeklilere anımsatmadır”.
“ÇIKTIK AÇIK ALINLA ON YILDA HER SAVAŞTAN,
ON YILDA 15 MİLYON GENÇ YARATTIK HER YAŞTAN,
BAŞTA BÜTÜN DÜNYANIN SAYDIĞI BAŞKUMANDAN,
DEMİR AĞLARLA ÖRDÜK ANA YURDU DÖRT BAŞTAN,
TÜRK’ÜZ, CUMHURİYETİN GÖĞSÜMÜZ TUNÇ SİPERİ,
TÜRK’E DURMAK YARAŞMAZ, TÜRK ÖNDE TÜRK İLERİ.”
Eey benim gibi yaşları 60 ın 70 in 80 in üzerinde olan, geçmişini unutan, nereden geldiğinin nereye gidiyor olduğunun farkında olamayan, her yerde ve büyük kentlerde yapılan maksatlı sokak röportajlarında boy gösteren, trollük yapan, aldığı üç kuruş emekli maaşını ulufe sanan, ekonomi sorulduğunda askıda ekmek kuyruğunda durduğu halde iyi geçindiğini beyan eden, işsiz gençlere telefonunu çıkar göster diyerek şuursuzca ukalalık yapan bir kısım Mübarek(!) Emekli arkadaşlarım.
1923 de ilan edilen CUMHURİYETİMİZİN kuruluşundan sadece on yıl sonra bu onuncu yıl marşı yazılıp söylenmeye, Okullarda okunmaya başlıyor, bunu duymamış okumamış olamazsınız, bunun üzerinde biraz duralım mı ne dersiniz?.
30 Ağustos nihai zaferden sonra Türk milletinin yabancısı olduğu, özgürlüğün ve bağımsızlığın sembolü olan Cumhuriyet rejimini kuran ulu önder gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’e o andan itibaren Hilafet özlemiyle bir takım çatlak sesler itiraz etmeye başlıyor, çünkü onlar alışmışlar kula kul olmaya, kayıtsız şartsız teslimiyete, Padişahımız efendimiz diyerek yerlere kadar eğilmeye.
Bunun ötesinde, Ortadoğu Araplarından sonra Dünyanın en kaypak en güvenilmez milleti olan İngiliz’in Ülkemizde bir takım eşkıyaları teşvik ederek çıkarmış olduğu çeşitli isyanlarla Genç Cumhuriyetimizi başarısız kılma gayreti içine olduğunu bilmeyen yoktur.
Cumhuriyetin onuncu yılında bu marş ne söylüyordu? Çıktık açık alınla on yılda her savaştan diyor, neydi anlatmak istediği?.
Cumhuriyetin ilanından sonra Ülkemiz her hangi bir ülkeyle resmen bir savaşa girmedi ki, bu söz konusu isyanlar irticai kalkışmalar, Menemende Kubilay vakası, şeyh Sait isyanı gibi, bunlar savaş falan değildi padişah heveslilerinin ve artıklarının Cumhuriyet düşmanlarının isyanlarıydı nice şehitler verilerek bastırıldı, işte atladığınız, aklınızın ermediği, bilmediğiniz yada unuttuğunuz yer burası yağcı ve duyarsız Mübarek(!) emekliler.
Belli ki sizler yeterince empati de yapamıyorsunuz, bugünlerde TV lerdeki akşam haberlerinde Rusya’nın Ukrayna’yı nasıl yakıp yıktığına bakarsanız belki Yunan’ın Ülkemizde yaptığı yıkımın tahribatın biraz olsun farkına varırsınız.
Kurtuluş zaferinden sonra Afyon’dan Erdek, Bandırma, Balıkesir’den ege’ ye kadar ülkede yakılmamış, yıkılmamış hiçbir yer kalmamış.
Yol yok her yerde elektrik yok, insanlar perişan üstte başta yok, yok yoka karışmış bu durumda bile Ata’sına inanan halk, büyük bir azimle on yıl içerisinde yüzlerce okul, lojman, yol, çeşme, köprü, Hastane, Postane, Cami ve onlarca fabrika ve üretim merkezleri inşa ederek nüfusunu on beş milyona ulaştırmış.
Çıktık alnımızın akıyla on yılda her savaştan, olağanüstü zor koşullara her türlü engellemelere karşın kalkınma ve dünyaya entegre olma, muasır medeniyetler yolunda yürüme gayreti içinde mücadele ederek bir yandan Osmanlının dış ülkelere olan borçları ödenmeye çalışılmış bir yandan da ATATÜRK’ÜN on yıl önce bir takım genç mühendisleri çeşitli ülkelere gönderip çeşitli branşlarda eğitim aldırıp o branşlarla ilgili tesisleri fabrikaları kurmaktaydı, yakın zamana kadar da biz bunlara Cumhuriyetimizin kazanımları diyorduk.
Nazilli bez fabrikası, Alpullu, Turhal, Elbistan şeker fab, Sümerbank mensucat fab, Beykoz ayakkabı fab, Ankara dikim evi, Vecihi Hürkuş’un mühendisliğinde kurulan uçak fab, ki dış ülkelere uçak satışları yapılıyordu, Tekel yaprak tütün işleme tesisleri, Sigara fab, Seka kağıt fab, vs. gibi daha bir çok üretim merkezlerini Cumhuriyete kazandırma ve isyanları bastırma savaşlarıydı onuncu yıl marşında anlatılmak istenen, ancak günümüzde bu kazanımların çoğu yok artık, para lazımdı sattık, sonra da işsiz kaldık!.
Eh, İş olmayınca da aş olmuyor.
Dünyanın en verimli topraklarına sahip Ülkemizde neden ekonomik sıkıntılar çekiyoruz,? neden piyasalar kontrol edilemez halde,? neden ekmeğimiz tehlikede diye endişe ediyoruz?.
Yıllardır uyuduğunuz gaflet uykusundan uyanın ve bir düşünün bakalım yıllarca aynı kafaya aynı görüşe sahip bay ve bayan Mübarek(!) emekli takımı arkadaşlarım nedenini bulabilecek misiniz?.
Hayat pahalılığından yakınmaya sizlerin zerre kadar hakkınız yok, hayat pahalı filan değil! Süründüğümüzü saymazsanız hayat pahalı değil(!) hayat sayenizde sudan ucuz, diyeceğim ama suyun da fiyatı epeyce arttı, Sirkeden ucuz diyelim, tövbe tövbe!!!!!…
Esen kalınız….
BANDIRMA/14-05-2022/FİKRET ÇAĞIN /