Bizler zaten bir ayağı çukurda 65 yaş üstü 70 lik 80 lik yaşlılarız, 2020 nin başından beri KORONAVİRÜS tehlikesine karşı, Siz sağlık kurullarının önerileriyle evlerimizde kapalı ve hareketsiz kaldık.
Daha sonra alınan çeşitli ve çelişkili kararlar herkesçe malum, tüm yurdum insanı bir içeri iki dışarı, iki içeri üç dışarı, lakin 65 yaş üstü hariç, onların dirençleri zayıftır, KOVİD 19 a dayanamazlar, onlara ev hapsi müebbet (!) amenna.
Fakat kimi kimsesi olmayan yaşlıların yaşamlarını idame ettirebilmeleri için gıda ve sair ihtiyaçlarını nasıl temin edebilecekleri hakkında ne yapmaları gerekiyor bilen var mı?.
Ben ekmeksiz kaldığım bir gün 184’ü aradım, bayıldım verdikleri yanıta. (155 i ara !!)
Siz, siniriniz tavan yaptığı zaman değil, aman Allah vermesin, ateşiniz çok arttığı zaman arayın 184 ü, belki o zaman bir hizmet alabilirsiniz.
Bu ve benzeri durumları ilgili kurullar dört ay sonra ancak fark edebilmişler ki, 65 yaş üstü yaşlılarımıza bu yaz sıcaklarında önceleri sadece Pazar günü saat 11 ile 15 arası, daha sonra 12 den 18’e kadar sokağa çıkıp güneşlenebilirler diye bir lütufta(!) bulundular.
Pazar günü market ve dükkanlar, eczaneler kapalı, bazı yerlerdeki oturup dinlenme bankları sökülmüş, sosyal mesafenin ne olduğu tam anlaşılmamış, (ya da bize bir şey olmaz mantığı) maske temini ve takma durumu ise bildiğiniz gibi.
Haydi yaşlılar sokağa çıkın güneşlenin diyorsunuz, iyi güzel de hangi saate güneşleneceğiz? İznimiz önce saat 11- 15 şimdi 12 ile 18 arası, yani her halukarda çöl sıcaklarının zirvesi.
Önceki yıllarda sağlık kurulları olarak tüm topluma 11 ila 16 saatleri arası aman güneşe maruz kalmayın, Ozon tabakasının incelmesi nedeniyle ultraviyole ışınlarının dünyaya süzülmeden dik inmesi cilt kanserlerine neden olduğu gibi Güneş çarpmalarına da maruz kalabilirsiniz diyen sizler değil miydiniz?.
Sağlık kurulları, bunu bizlere yapmayın.
Şimdi ne değişti, Ozon tabakası mı düzeldi, yoksa fikirler mi değişti?, yani bu işe yaramaz kesimi Koronavirüsden koruduk ama iyi yapmadık, Güneşe havale edelim o işini bilir, böylelikle Emekli maaş yükü de hafiflemiş olur diye mi düşünüldü.
Yiğit ölür namı kalır. Yaşlı ölür maaşı kalır hesabı.
Tabi ki bu insani bir düşünce tarzı değil ama, o malum maskeye ve tuzundan biberine, yağından şekerine, sosyal ihtiyaçlarımı karşılama zamanı bulamadığımdan bunaldım, böyle yazdım… Sağlıklı kalınız efendim..
19-05-2020/FİKRET ÇAĞIN