Şoşelmek Nedir Bilirmisiniz ?

Sanırım çok dar bir çevrede, çok az kullanılmış bir kelimedir( şöşelmek). Bilmemek, duymamış olmak da büyük bir eksiklik olmamakla beraber, kelimenin tam karşılığını dilimizde bulamazsınız. Daha doğrusu ben bulamadım. Belki bir bulan olur. Ben de Bulgaristan muhaciri olan anneannemden duydum. Ara sıra annem de kullanırdı. Eşimin anneannesi de anlamını biliyordu ama kullandığını pek söyleyemem. Nasılsa aklımda kalmış işte!

Birisi veya bir toplum için şöşeldi dendiğinde, o kişi veya toplumun, sınırlarını olumsuz anlamda zorladığı, kendini herkesten, herşeyden üstün gördüğü, gereksiz , utandırıcı, küçültücü bir kibir duygusunun esiri olduğu, başka bir tanımla; şımardığı ,azdığı, iyice itici hale geldiği anlamı çıkarılabilir. Azdı, kudurdu, şaşırdı, kabardı, atarlandı sözcüklerini kullanarak durumu açıklamaya çalışsak da; bu sözcüklerin hiç biri durumu tam olarak tanımlamaya yetmez. Oysa çevremizde şöşelen insanlar, ülkeler, iktidarlar hep olmuştur, olmaya da devam edecek gibi görünmektedir. Tahminim, kelimenin kökü bulgarca veya sırpçadan geliyor . Bazı bilgisine güvendiğim dostlarımla üzerinde uzun uzun konuşmuşluğumuz da var.

Dilimizde eksikliği hissedildiği halde fazla da kabul görmemiş besbelli. Aslında şöşelme halini destekleyen güzel sözlerimiz var. Örnek ( Eceli gelen köpek cami duvarına ……) , ( Görmemişin oğlu olmuş, çekmiş….), ( ….. e beylik vermişler, önce babasını kesmiş) gibi gibi. Okuyunca eminim sizler, çok daha doğrularını bulacaksınız. Bunu neden yazdığıma gelince; 1970 li yıllarda Holanda’ dan eşimin bir arkadaşı eşiyle birlikte ziyaretimize gelmişdi. Beraberinde ülkemizi ve islamiyeti tanımak isteyen bir de katolik papaz. On gün kadar bizde misafir kaldılar. Papaz’ ın elinde Türkçe_ Almanca bir sözlük, eşimin arkadaşı rahmetli Mustafa, aramızda tercümanlık yapıyor. Papaz sürekli soruyor, ben de bildiğim kadarıyla cevap vermeye çalışıyorum. Bilmediklerimi bilenlerden sorup araştırıyorum öyle aktarmaya çalışıyorum. Camileri geziyoruz. İbadetlerimiz , kutsal kitabımız, peygamberimiz hakkında soruların ardı arkası kesilmiyor. Kendisini o dönemde görev yapan bir imamımızla da tanıştırdık. Sağolsun imam kardeşimiz ona dinimizi anlatmak için elinden geleni yaptı. Papaz ne anladı, ne kadar anladı bilemem, ama bize karşı son derece saygılı ve minnet duyarak on gün sonra ülkesine döndü.

Buraya sıkıştırmasam, konuyu noksan anlattığım duygusuna kapılabilirim. Yedi sene sonra, biz Hollanda’ ya iadeyi ziyarete gittiğimiz zaman, ( Orada papazlar, katolik adetlerine göre hiç evlenmiyor, ömür boyu kilisenin kendileri için ayırdığı bölümünde yaşıyorlar. ) bizi evine davet ettiğinde özel bir camekan içine koyduğu Kur’anı Kerim, seccade, takke , tesbih ve bayrağımızı görünce ne kadar duygulandığımızı anlatamam. Daha sonra Mustafa bana , ince bir broşür okuyup kırık aksanı ve pek de iyi olmayan türkçesiyle çevirdi. Ben de onun dediklerini not defterime geçirdim. Kaldığım yerden devam ediyorum. Papaz Bey’ le sohbet ederken ben de bazı bilgiler ve deneyimler edindim. Şu an nereden icap etti de söyledi hatırlamıyorum ama ( şöşelmek) kelimesinin anlamını içeren bazı notlar almışım Papaz Jan Bey le konuşmalarımızın sonunda. Tabii kendi anladığım kadar , kendi dilimin döndüğü kadar. Kendi yorumumu da katarak.

İnsanların, gruplar, aşiretler, ümmetler, aileler, iktidarlar ve diğer büyük küçük toplulukların taşıdığı enerji bazen olumsuz anlamda değişmeye başlarmış. Kötülükle beslenmek, kendini vazgeçilmez sanmak, kibir, küfür, etrafındakilerin üzerine basarak yükselmeye çalışmak, temizlendiğini sanarak kirlenmek, güzelleştiğini sanarak çirkinleşmek, zenginleştiğini düşünerek maldan, paradan, ahlaktan, duygudan, etik değerlerden yana fakirleşmek sıradanlaşırmış. Temiz ve değerli ne varsa hedef olur, şöşelmenin sonucu, zincirleme iş birliği ile heder edilirmiş. Bunlar yaşanırken; düşünme, sorgulama, anlama, karar verme, çözüm arama yetileri ve bu gün sık sık duyduğumuz hak, hukuk, adalet kavramları erir, çözülür yok olurmuş. Bildiğimiz peygamberler de işte bu dönemlerde görevlendirilmişler Bu belirtiler aslında büyük bir afetin yaklaşmakta olduğunun işaretleriymiş. Etki altına girenlerin kısa zamanda bilim ve fen ışığında toparlanıp uyanmaları gerekirmiş. Sevgi , saygı, hoşgörü, tevazu, eşitlik, uygarlık, namus, ahlak, dürüstlük, hak, adalat hukuk esas alınmalıymış.

Dağılmış pazıl gibi parçaları birleştirdikçe bir tarih şeridi ve karmaşık bir harita gözümde canlandı. Şekiller sözcüklere, sözcükler cümlelere, cümleler de metne dönüştü.

Sevgili Mustafa, Papaz Jan Bey çoktan rahmetli oldular. Mustafa’ nın eşi Herma , oğlu Cihan Uğur ile bağlarımız koptu. Ölenlere rahmet kalanlara esenlikler diliyor, saygıyla anıyorum.

Etrafımızda şöşelmişler varsa onlardan uzak duralım. ULVİYE KARA AKCOŞ

O23-05-2025. ULVİYE KARA AKCOŞ

273
A+
A-
MOBİL REKLAM ALANI