Tespitler..

Mücadelenin olanağı kaldı mı? Egemen otoriter iktidara karşı koymanın yolu kalmadı. Proleterya için etkili olacak bir yol yok. Her yeri olağanüstü kontrol altında tutan düzenle başa çıkmak olanaksız. Haklarını korumak için kurulan sendikasını bile seçemez hale düşürülmüş bitik bir kitle.
Cumhuriyet Meydanında toplanan 10-15 kişinin yıllarca aynı pankartlarla “direne direne kazanacağız ” diye bağrışmalarına bakmayın siz. Aralarında gerçekten bir proleter kimse yoktur Bir kaç sstemin kaybedeni, birkaç devletten geçinmeci, bolca emekli ve elbetteki ajan provakatörlerin aralarda olduğu çakma eylemselliğe itibar edilmez.

Proleterya nerede peki?

Bu bir teslimiyet itirafı değil tespit. Bu teslimiyete neden olan süreç dinamiği yaşanıyor ve bunu Aldous Huxley ta 1930 larda Cesur Yeni Dünya bilimkurgu romanında
yazdı. Geleceği bildi. Herkes mutludur; herkes çalışır ve herkes eğlenir. “Herkes herkes içindir.” Roman okunuşu kötü olsa da ileri sürdüğü öngörüsü bugün gerçek oldu. Diktatörleri koruyan sadece polis değil askeri güç değil yönetilenler sefillerin bizatihi kendisi ..
George Orwell in 1984 ünü kastetmiyorum .Büyük Birader’in her yerdeki gözleriyle herşeyi herkesi görüp kontrol ettiği bir otorite olacak öngörüsü değil aslında asıl
önemli olan. Önemli olan hipnotize edilmek suretiyle sürü haline getirilmiş insanların kendisini sürü haline getiren otoriteye tapma durumudur söz konusu olan
..Otoritenin en büyük koruyucusu savunucusu haline gelmesidir.
Örnek bugünkü Türkiye.Türkiye halkı bugün AK Parti iktidarı vasıtasıyla oligarşik güçlerce yönetiliyor yerine bir başka Parti yada İttifak demokratik denen seçimle gelse dahi kanımca değişen bir şey olmayacak. Oligarşik egemelerin totaliter iktidarı asla sınıflar üstü konumlarından taviz vermeyecektir. Çünkü artık üretim araçları için insana ihtiyaç kalmadı.
Yapay zeka ve robot teknolojisi insana ihtiyacı ortadan kaldırdı. Artık yüzelli yıldır proleteryayı sömürmek için kurnazca sloganlaştırılan Emek kutsaldır safsatasıda bitti.Ürettiği metaya sahip olamayan EMEKÇİLERİN ürettiklerine yabancılaşmasını seyredeceksin sonra Emeği kutsallaştırıp fetiş yapacaksın. On yıllarca böyle kandırıldı proleterya. Üretim Araçları ele geçirilip kollektifleştirilemedi. Bernstein,Kautsky,Jarre,Millerand lu işbirlikçi hainlerin oluşturduğu 1900 lu yılların keskin virajlarında proleteryaya ihanetin daniskasını yaptılar.Direnişin estetiğini iğdiş ettiler. Ve şimdi ne diyoruz tarihsel diyalektik gereği “tarihte ne olmuşsa öyle olması gerektiği için öyle olmuştur”
Peki direnmekten vazgeçip tam teslimiyete mi geçelim .Yüzde onların kısa yaşam süreçlerini refah içinde geçirmelerini seyretmekle yaşamını bitiren yüzde doksanlara
varan proleteryanın sefaleti kendilerinin suçu diye teslimiyete devam mı ?. Öngöremiyoruz. Bu sorunun yanıtı yine öngörülemeyen diyalektik süreçte yatıyor Gerçek olan
evrimin temeli değişimde bir sonraki durumu artık tahmin etmenin çok zor olduğundan hareketle umudu sürdürenleri korumak.
John Lennon “İMAGİNE”de özetledi. Anlamını bilerek bir kez daha bir kez daha dinleyin.Dünya küresel sermaye oligarşisi enternasyonal hakimiyetini Corona salgını ile
sınadı. Korkunç bir algı öylesine sıkı yürütüldü ki herkes tıpıi tıpış bu algı oyununa değil karşı çıkmak şiddetli savunucusu oldu. Maske takmadan markete girmeye
kalkan kişilere saldıran komşularımızı unutmayalım yaşadık bunları, maskesiz sokakta yürürken size cüzzamlı gibi bakanları unutmayın.Taktık maskeleri aşıları da olduk.
Resmi daireler tamam da AVM lere değil bakkala bile sokmadılar.
Bu oyunun az sonrasını işte bu yüzden ben kestiremiyorum. Elitlere hizmet için üretilen İnternet bir kaç zeki girişimci genç sayesinde başta müthiş bir özgürlük alanıydı.Sosyal medya alanı da keza tam özgürlük vaat ediyordu. Hayır başardılar kontrol altına aldılar. Dayatılan zorla inanacaksın asla eleştirmeyeceksin denilen saçmalıkları dahi eleştiremiyorsun . Kapatıyorlar. Sırada ne olabilir öngören var mı..Bu yüzden peki şimdi nasıl eylemsellik sorusuna ben pratik öneri bulamıyorum .
Her şey kendi sürecinde şekillenecek demek ki.. Kurallar konacak, yeni karşı hamleler gelecek .Termodinamiğin 2.kuralındaki gibi suyu yüz derece kaynatırsam buhar olur gibi Newtonyan fizik kuralları artık geçersiz. Çünkü katilinize karşı çıkmak yerine aşık olan ona tutkuyla bağlanan Stockholm Sendromlu insan sürüleri görüyorum sadece.. Marksist bilimsel Teoride diyalektik süreçte belli olgular ileriki dönemlerde belli aşamalardan sonra belli hedefe ulaşacaktır der . Buna hala romantik olarak inancım var nitekim kapitalizmin kendi deviniminde mutlaka kollektivist bir aşamaya geleceğine inanıyorum. Kısa süreli yaşam çizgimizde gözlemlediğimiz hızlı gelişmelerde bunun işareti. Özgür irade olacak mı ütopik hedefte ?. Olmayacak bana göre olamayacak onunda işaretlerini gözlemliyoruz. Dünyayı tek bir merkezden yönetmek isteyen güç tamamen kontrol altında bir insan sürüsü istiyor. Özgür insan çok farklı. İlkeldir vahşidir milyarlarca yıllık geçmiş yaşamlar serüveninden kalan hayatta kalma üreme içgüdüsü hala devam ediyor.Etmesine de yapay zeka devrimi ne getirecek belirsiz. İşte tüm bu güdülerin iğdiş edildiği bir insanlık modeliyle gerçekleştirilebilecek bir kollektivist düzen ,ütopyamız ne kadar insanca ne kadar özlediğimiz düzen gibi karmaşık düşüncelerle baktığım yerdeyim bugün bu noktada..

07-12-2023

7
A+
A-
REKLAM ALANI