Trump’ın Saldırganlığı;Trump’ın saldırgan davranışları her geçen gün katlanarak artmakta ve Merkez kapitalist ülkenin dünyayı bir kalemde ele geçirme istemi, her gün yeni yeni versiyonlarla, gözler önüne sergilenmektedir.Nitekim Dünya televizyonlarına aynı anda düşen görüntüler seyredenlerde şok etkisi uyandırdı.
Trump’ın Beyaz Saray’daki “Oval ofisi” toplantı görüntülerindeki karmaşa ve toplantı esnasında Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’i aşağılaması, Beyaz Saray’ı terk etmesinin söylenmesi, dünya kamuoyunda daha uzun bir süre tartışılacak bir konu yarattı.
Kapitalist üretim sisteminin, sermayenin egemen olduğu ve “karlılığın” her şey olduğu bir sistem olduğunu bilmekteyiz. Buna bağlı olarak da egemen olan sermayenin sürekli bir şekilde temerküz- concentration- ve merkezileşme eğilimi içinde olduğunu hatırdan çıkarmamak gerekir.
Günümüzde, yaşayan 8 milyarın üzerinde bir insan nüfusu bulunmakta ise, bunların yüzde doksanı, hatta yüzde doksan dokuzu sermayenin egemenliğine hizmet etmektedir. En üst kademelerde görev alanlar, yerli ve milli denilen komprador sermayedarlar, faiz gelirleriyle paradan para kazananlar, petrol ve doğalgaz dâhil yeraltı madenlerine sahip ülkelerin rantiyeleri, politikacılar ve hatta ülke yöneticileri bile, “bile, isteye” her şeye ve herkese egemen olan birkaç şirketin hegemonyası altında görevlerini icra etmektedirler.
Forbes dergisi her sene dünyanın en zenginleri sıralamasını bizlerin bilgilerine sunmaktadır. Kendi aralarında sürekli rekabet halinde bulunan ve bu yüzden sıralamadaki hiyerarşik yapısı her an değişen listelemedekiler şu an için şunlardır; Bernard Arnault ailesi, Elon Musk, Jeff Bezos, Mark Zuckerberg, Larry Ellison, Warren Buffett, Bill Gates… Sıralamadaki bu ilk yedi şahsiyetin toplam serveti; 1 trilyon dolar civarındadır. 78 yaşındaki Trump’ın net serveti ise, seçim zaferini ilan ettiğinde 3.6 milyar dolar artarak, bir gecede 6.2 milyar dolara ulaştı. Bu artışın, bir karşı hizmet beklentisi olmalı ki, o da bu hizmeti; Kanada’ya, Meksika’ya, Grönland’a, Panama Kanalı’na, Gazze’ye, Ukrayna’ya, Suriye’ye sopa göstermek suretiyle tevdi etmektedir.
Kapitalist üretim sistemi, 16. yüzyıl başlarından (Amerika Kıtası’nın ve Dünya Deniz yollarının keşfini başlangıç kabul edersek), bugünlere kadar “sermayenin yoğunlaşması” ve gittikçe tekelde toplanması üzerine gelişimini sürdürmektedir.
01.03. 2025, Sedat Pamuk, İzmir