İŞÇİ SINIFININ DURUMU
1 Mayıs 1977’de Taksim meydanında 500 bin kişi toplanmıştı, işçi sınıfı örgütlü mücadelesini yükseltiyor, sermayeyi yenebilecek güce ulaştığını haykırıyordu.
34 genç kadın, erkek, öğrenci, o gün, o alanda kurşunlanarak, panzerlerin altında ezilerek katledildiler. Sermaye, ‘ pabucun pahalı ‘ olduğunu işçi sınıfına göstermiş oldu. Halaylarla, türkülerle, sloganlarla, laylomlarla iktidara gelemezsiniz, bu iş o kadar kolay değil! demeye getirdi. O gün bugündür Taksim Meydanını eylemlere, gösterilere kapattı. Oraya ancak- izin ile- çelenk bırakabilirsiniz uslu uslu dedi. Bir şey daha yaptı ülke genelinde, kapatılmış, tel örgülerle çevrelenmiş alanlarda, hapishane duvarları içinde istediğiniz gibi tepinin, kortejler oluşturun serbestsiniz, ülkede demokrasi var!!! denildi.
Kısacası, işçi sınıfının mücadelesi, senede 1 gün, kontrollü, arama taramalı, izne tabı, polisli, korumalı, dronlarla gözlemlenmiş, çevrelenmiş çanak içinde 1 günlük, 1 Mayıs mücadelesine dönüştürüldü. İşçilere de, ikramiyeli çalışma hakkı sağlanarak, onlar alandan uzaklaştırıldı. İşçiler 1 Mayıs’ta çalışırken memurlar tatil, bayram yaptılar. Bu gelişmeler bana kurbağa deneyini anımsatıyor. Bilenler bilir, çanak içindeki kurbağa, alttan yavaş yavaş ısıtılan sudan sıçrayıp kaçmaz, yavaş yavaş pişermiş. 1977 1 Mayıs’ından bu yana Devrimci sınıf mücadelesi de hafif ateşte ısıtılarak, sönümlenmeye doğru gidiyor gibi.
Dünkü 1 Mayıs izlenimi bende bu düşünceyi yarattı.
2 Mayıs 2023, İzmir, Sedat PAMUK