bandırmaspor vergi enflasyon emeklilik ötv döviz otomobil sağlık bandırma balıkesir

1 Mayıs Bayram Değil Direniş Günüdür

Her yıl 1 Mayıs’ın ne anlama geldiğini yazdım.

1 Mayıs’ın türkiye’de düzenin verdiği isimle İşçilerin emekçilerin bayramı olmadığını yazdım. Ücretli kölelik düzeni olan vahşi kapitalizmin emeğiyle yaşamak zorunda olanların kanını emdiği canını aldığı sistemde kendi sesini kitlesel duyurabileceği direniş günü ve çığlık günü olduğunu yıllardır yazdım. Ama baktığımda görüntü teslim olanların sahte eğlencelerinden ibaret çakma kutlamalar.

1 Mayıs emekçilerin üretenlerin hep birlikte oligarşiye sesini duyurması gereken kenetlenme günüdür burda. Her ne kadar parçalansa da bölünse de lime lime edilsede sendikalar bir gün için orada buluşmalı haykırmalıdır.

Opürtünist sosyal demokratı da ,komunistide, liberalide ,Ülkücüsü de sarısı da solcusuda kürtçüsüde bir gün için yahu bir gün için sınıfınızı bilin kenetlenin.

**

Bandırma Cumhuriyet meydanında olduğu gibi Türkiye’nin hemen her yerinde genelde yapıldığı gibi meydanlarda davullu zurnalı türküler söylemekle , halay çekmekle ,Balıkesir çiftetellisi ve diğer eğlence toplanmalarında neşeli kutlamaların yer aldığı tatil günü eğlencesi değildir. 1 Mayıs.

Kazanılan haklar verilmemiştir. Kanla direnmeyle kazanılmıştır.

1 Mayıs patronların işçilere hediye ettiği bir gün değildir. Yüz yıl önce Amerikalı işçilerin, 8 saatlik iş gününü kabul ettirmek için başlattığı mücadelenin sonrasında ölümler idamlar ağır hapisler kısaca bedeller ödenerek kazanılan hakların Uluslararası İşçi Kardeşliği Örgütünün önerisiyle işçilerin ortak dayanışma günü ilan edilen bir gündür..

Bu gün üreten gücün,üretilenlerin gerçek ortak sahibi emek varlığını ortaya koymalı sesini duyurmalıdır. Bugün yüzyıllık kazanımdan bir artı yoksa meydanlarda bayram değil özeleştiri olmalıdır. İnsanca yaşama hakkını tekeline alan Kompradorlar patronlar üreten işçinin gücünü birliğini görmelidir. Kürsülerde içi boş gevezelikler yerine Çalışma saatleri önce 6 hatta 4 saate indirme talepleri dile getirilmelidir. İşçinin emekçinin milliyeti ,ırkı,cinsiyeti,inancı,siyasi görüş orada o meydanlarda olmamalıdır!

Madem ki oradasınız birliğinizi orada gösterin ! Hepiniz aynı gemidesiniz oysa. Artık değerinizi çalarak sebepsiz zenginleşerek sırtınıza binen sömürge oligarşisine nefretin yükseldiği günü ziyan etmeyin. Proleterya nın mücadelesi sınıfsızlık mücadelesidir. Ürettiklerini artık değerlerini elinden alanlara çalanlara dur diyerek adil paylaşımların olacağı dünyayı anlatma günüdür 1 Mayıs.

Bayram kutlamadır.. Bu ne’yin kutlaması ki bayram olsun ? Ezilmişliğin sömürülmenin sürünmenin bayramı mı olur? Sevgili Emek platformları1.. Halaylarınızla horonlarınızla davul zurnayla sanki çok mutlu bir günmüşcesine kutlamalarla işçilerle dalga geçmeyin .

Artık bu oyuna gelmeyin. Kimlik mücadelesi adı altında emekçileri bölerek birbirine düşman ettirerek vahşi sömürü düzenini sürdüren sermaye ağalarının oyununu bozun. Etnik kimlik mücadelesiyle aklınızı alanların tuzağına düşmeyin. Bu oyun oligarşik sermayenin on yıllardır süren oyunudur ve tutmuştur. Mücadelenin tek bir hedefi vardır evrensel emeğin birliği enternasyonal dayanışma. Mücadele alt-kimliklerin didişme alanı değil, öncelikle sınıf bilincinin ortaya konmasıdır. Kimlik kibri emek mücadelesine güç sağlamaz. Yıllarca aynı oyunun içinde dağılan parçalanan el ele kol kola girmekten imtina ettirilen etnik kimliklerin ,her türlü mezhepçilik ,inanç simsarlığı,siyasi görüş farklılığı hiç bir emekçiye fayda getirmedi ,bölücülük özgürlük getirmedi ,sermayeye daha çok güç verdi işçilerin haklarını arama yolunda bölünme ve parçalanmasına yol açtı sermayeye daha fazla boyun eğdirdi ,teslimiyeti sağladı.

Bir diğer ayrımcılık konusu daha var. Bakın siz sevgili masa başı emekçileri siz de işçisiniz adınız memur diye ,büro çalışanı diye beyaz yakalı ve yeşil gömlekli ,takım elbiseli diye kol emekçilerinden farkınız yok. Ücretlisiniz. Ve ücretlerinizi tayin edenler patronlarınız. Sendikalarınız değil. Cafcaflı etiketlerle süsleyip biraz daha fazla ücret ödeyip ait olduğunuz kitleye aşağıdakilere umursamazlığa sürükleyenlerin tuzağına düşmeyin. Bilimsel etiketlerle sömürülen emeğinizin üstünü örtemezsiniz.

O meydanlarda 1 Mayıs’ta sömürüye karşı çıkarken sizlerde yol arkadaşlarınızın yanında olmalısınız. Ayrımsız tüm emekçi birliği direnişi ile insanlık sermaye oligarşisinin karanlık ve zulmünden çıkış yolu bulabilir. Kitlenize ihanet etmeyin. Sistemin şanslı çocukları oldunuz iyi okullarda okudunuz vahşi kapitalizmin fırsat eşitsizliğini lehinize kullandınız daha dolgun ücretlerle sistemin çarklarında yerinizi aldınız . İçiniz rahat etmemeli. Sizler gibi ücretli olan ancak kölelik şartlarından beter emeğiyle geçinmeye çalışanlara ” nasılsa ben yırttım”diye sırtınızı dönmeyin. Irkçılık, inançlar üzerinden düşman ettirilen proleterlere her fırsatta anlatın ‘sömürü’, ‘değer’, ‘artık değer’ nedir? Sendikaların aslında ne olduğunu anlatın ne yapması gerektiğini anlatın . Sizler iyi eğitim aldınız içinden çıktığınız ama sonra hiç geriye bakmadığınız kitleye borcunuz var.

Emeğin evrensel enternasyonali diye verilen yüzyıllık mücadelede gelinen nokta küresel sermayenin karşı hamlesi sonucu yenilgiyle sonuçlandı.

Bugün ne yazık ki ; dünya halklarını sömürüp zenginleşen gelişmiş ülkelerin emekçileri sınıf ihanetinin içine sokulmuş durumda. Nasıl ki zengin patronun konağında iyi şartlarda çalışan ücretli bir işçi acımasızca sömürülen yoldaşlarını görmezden gelip sırt çevirebiliyorsa, bugün gelişmiş ülkelerin işçi birliklerinden, sendikalarından hiç bir dayanışma sesi gelmiyor ki yüzbinlerce insan küresel hesaplar rantlar uğruna ,küresel sermayenin doymak bilmez karları uğruna öldürülüyor yerinden yurdundan koparılıp mültecileştiriliyor ve görmezden gelinebiliyor.

Bu evrensel anlamda üreten sınıfın birbirine yabancılaştırılmasından duyarsızlaştırılmasından başka bir şey değildir. Yerelde başarılan bu ve evrensel olarak ta başarıldı.

Önce birlik. Kederde tasada mücadelede asıl hedef kesinlikle kaybedilmemeli. Bir iş kolunda işçi olmaktan öte onlarca farklı kriterleri yücelterek ortaya çıkan sendika olmamalı. İşçinin Emek-sermaye çelişkisinden başka bir mücadele kriteri yoktur.

Bandırma bir emekçi kenti , tüm emekçilerin inanç ,kimlik ,siyasi görüş ,etiket ayrımı gözetmeden kenetleneceklerini umduğum gün 1 Mayıs’ı ,kompraorlara ücretli köleliğe karşı tüm dünya emekçilerinin ses vermesi gerektiği direniş gününü kutluyorum ! Bugün olmasa bir gün mutlaka !

MEHMET LEVENTOĞLU

18
A+
A-
REKLAM ALANI