2024’ün Son Gözyaşları


   Bu yazımı;  sabır ve hoşgörü ile  okuyun  ve son kez ağlayın lütfen! Kime, ne kadar, nereye kadar güvenmemiz gerektiğini birlikte düşünelim. İsteyen bulduğu çözümü kendine saklasın, isteyen istedikleriyle paylaşsın.  Geçmişten söz etmeyi pek sevmesem de; bu defa anlatmaya, biraz geçmişe  giderek başlamak zorundayım
    Yıl 1877(93 Harbi) Osmanlı Devleti ayakta kalmaya çalışıyor. O’ na güvenen, sığınan binlerce insan var. Bu insanların tüm sorumluluğu iktidarın omuzlarında.  İktidarın bu insanlara el uzatabilmesi için önce kendi güvende olmalı. Teknoloji henüz gelişmemiş hatta doğmamış da diyebiliriz. Ulaşım ve  İletişim  zor şartlarda yapılabiliyor. Hiç yapılamıyor da diyebiliriz.  Ülkenin dört bir yanına dağılmış kuvvetler, varlığını savunmak için devletten destek bekliyorlar.  Devletine inanıyor, güveniyor var güçleriyle, kanlarının son damlasına kadar direniyor, düşmana teslim olmuyorlar. Direniyorlar ama nereye kadar?  Onlarca noktada yaşanan savaşın örneklerinden,  işte sadece bir tanesi. PLEVNE KALESİ!  Çelik yürekli  Osman Paşa .İşte bu kalede düşman tarafından kuşatılıyor.  Yaşlı, genç, çoluk çocuğun hayatı, komutanın  bir avuç askeriyle  çok kalabalık Rus ve Romen askerlerine karşı yaptığı  yapacağı savunmaya bağlı.  Yeterince su yok, yiyecek yok, silah yok, ilaç yok. İnsanlar, açlıktan, susuzluktan ve salgın hastalıktan kırılıyorlar . İşte bu hiçbir şeyin olmadığı yerde devlete güven var, inanç  var. Osman PAŞA askerine ( Direnin, az kaldı, mutlaka devletin eli bize ulaşacaktır, padişahımız efendimiz bize yardım gönderecektir!) diyor. Pis suları içiyor, mısır koçanları ile karınlarını doyuruyorlar… Tam 145 gün 145  gece. 19 TEMMUZ’ dan kışın en sert olduğu aylara dek…

BU ARADA PADİŞAH VE ÇEVRESİNDEKİLER  tahtı koruma derdindeler. Rus ve Rumen saldırılarına karşı üç büyük püskürtme. Tüm dünya  askerlik uzmanlarını şaşırtan bir savunma! 5.000 ölü 15 000 yaralı  40 000 esir. Siviller dahil. Rus ordusu 60 000  ölü ve yaralı. Rumen ordusu 10 000 ölü ve yaralı.
      Bu savunma tarihe bir zafer olarak geçse de aslında Osman Paşa’ nın yaralanması, destek gücün gelmemesi, çaresizliğin getirdiği acı bir yenilgi…

Düşman komutanının esir aldığı OSMAN PAŞA’ NIN ÖNÜNDE, SAYGIYLA EĞİLDİĞİ, SİLAHINI ELİNDEN ALMADIĞI  UNUTULMAZ SON!
        BİZ ÇOK KARANLIK TÜNELLERDEN, KILDAN İNCE  KILIÇTAN KESKİN TÜNELLERDEN GEÇEREK  LAİK, DEMOKRATİK, TÜRKİYE CUMHURİYETİ VATANDAŞI OLDUK… KIYMETİNİ BİLELİM!
        Bu tarihi gerçeği, önümüzdeki yıllarda da hatırlayalım. Hatırlamakla kalmayalım.  Kime , ne kadar güveneceğimizi  iyi hesaplayalım. 2025 yılı bütün sorunların çözüldüğü, bozulanların onarıldığı, kayıpların bulunduğu, soruların doğru cevaplandığı,  başta devletimiz olarak, tüm vatandaşlarımızın ve dünyanın, barış ve güven içinde yaşayacağı , geleceğin güncesi bir yıl olsun!
                                            31-12-2024 /BANDIRMA / ULVİYE KARA AKCOŞ

227
A+
A-
REKLAM ALANI