BAZI YOLDAŞLAR, DAHA ÖNCE DE DEFALARCA ANLATMAMA KARŞIN, HALA KANIT GÖSTERMEDEN; YOK 500 TON ALTIN, YOK 207 BİN LİRA; SPEKÜLASYONLARINA DEVAM EDİYORLAR! BEN TEKRAR UZUN ZAMAN SONRA YAZACAĞIM KİTAPTAN BİR BELGESEL AKTARAYIM VE TARTIŞMACILARI CİDDİYETE DAVET EDEYİM…..
Yok 207 bin lira, yok 500 ton altın; hangi belgeden çıktı, bilemem! Ama çeşitli belgelerde Türkiye İş Bankası, 1923 İzmir İktisat Kongresi kararlarına göre Deutsche Bank’ta özel eğitim almış İttihatçı “Gavur Hoca” lakabı ile tanınan 33 derece mason komitacı Celal Bayar’ın örgütlemesi ile kurulmuş, kendisi de ilk Genel Müdür olmuştur. Bankanın nominal değeri 1 milyon lira gözükmesine karşın; YEGANE NAKİT PARA Gazi M.Kemal’in BAĞIŞLADIĞI 250 bin Osmanlı lirası-kayme ile karşılanmıştır. Çünkü TC Merkez Bankası da ancak Hollandalı uzmanların yürütmeleri ile 3 Ekim 1931 yılında kurulmuştur.
Afganistan, Hindistan’dan gönderilmiş; abartılı rakkamlarla sırf Sovyet yardımından daha yüksek olduğu kanıtlamak dangalaklıklarının yansıması olarak şişirilmiş meblağlar zaten İstiklal Savaşı süresince erimiştir -o savaş sadece SSCB gelen yardımla yürütülmedi. Ama Sovyetlerden kalanlar kaymeye çevrilerek TBMM, Başkomutan, Reisicumhur olarak Gazi M.Kemal’in iradesinden o zaman merkez bankası da işlevi görecek olan İş Bankasına devredilmiştir. Buradaki belli hisse CHP’sine miras bırakılacaktır. Ayrıca krediler kullanılarak Ankara Gazi Örnek Tarım Çiftliği kurulmuş başta traktör ve biçerdöver olmak üzere bazen Gazi M.Kemal’in kişisel zorlamaları ile ithal edilmiştir. Bunlar o zaman devletin tepesinde olan çeşitli düşüncelere sahip insanlar tarafından anılarında samimi olarak anlatılıp, yazılmış, kayıt ile belgelenmiş olduklarından kanıt olarak kabul edilmişlerdir.
G.M.Kemal’in yaşamı boyunca tek kapitalist patronluk girişimi GAZİ ÇİFTLİK BİRALARI FABRİKASI’nı İnönü ile ortak kurmasıdır. İttihatçı İsmet, Gazi’ye kazık atarak gizlice İstanbul Bomanti Bira Fabrikası ile ortak olduğun için Gazi M.Kemal iflas etmiştir. MAH’tan ancak bir, bir-buçuk yıl sonra gerçeği öğrenebilen Gazi M.Kemal’de “diktator”yal karizmatik otoritesini belki de ilk defa kişisellik olarak kullanarak İsmet’i Başbakanlıktan atmış, yerine çiftlikte bir öğle yemeğinde parmakla gösterip suratına “tarih ileride etrafında hep pezevenkler vardı” diyecek dediği Celal Bayar’ı Başbakanlığa atamıştır.
Ayrıca Sovyetlerin kurduğu tarıma dayalı sanayi büyük kentlere değil Anadolu’ya yayılmıştır. Velhasılı Gazi vefat edince TDK dahil mirasını akrabaları aracılığıyla “iç etme”miş devlet kapitalisti korporasyonlara bırakmıştır. O şartlardaki birey için makul sayılacak kişisel mirasını ancak akrabalarına bırakmıştır. Zaten abartılacak bir özel mirasta kalmamıştır. Bugüne kadar bunun tersini ispatlayan da çıkmamıştır… Yok bunlar palavra ise o zaman benim gösterdiğim gibi belge sunulmak zorundadır. Bundan sonra bu gibi spekülatif iddiaları tartışmayacağım. Çünkü geçmişe dair çok daha ciddi siyasi konular vardır. Resmi Tarihi başka bir Gayri-Resmi Tarih “uydurarak” (özellikle İslamcı kesimin pek sevdiği biçimdir bu) alt edemeyiz. Ancak bilimsel nesnel gerçek kanıtlar örnek verilerek sorgulanabilir.
(Not: Sayfamdaki metine yorum yazan Armağan Yılmaz ‘ın konuyu tamamlayan çok önemli belgesel açıklamasını lütfen okuyunuz…)
Armagan Yilmaz : Bir ekleme yapayim. Bira fabrikasini da Ataturk kendi istegiyle degil inonu`nun istegiyle kurmustur. Ataturk fabrikadan tek kurus gelir elde etmemis butun geliri calisanlara birakmistir. Atatürk, bütün çiftlikleriyle birlikte AOÇ ve içerisinde bulunan bira fabrikalarını da 1937 yılı içerisinde Hazine’ye bağışlamıştır. Bira fabrikası 6.7.1939 yılında 3697 sayılı Kanun ile; bira fabrikası bina ve arsası, fabrika dâhilinde biraya ve binadan başka imalata mahsus bütün tesisat, bira fabrikasına ait memur, müstahdem, ve işçilerine ait fabrika dahilinde ve haricindeki demirbaş eşya, alet ve mallar TEKEL Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir.