Neyse ne, korkmuyorum! Yolun sonu çok belli.
Kalan olmuş mudur ki? Bu dünyada temelli.
Kesin zaman gelince, nazlanmadan çıkıp gel.
Bir görünüp , kaybolup delirtme sen de beni!
Bu dediğim; ne isyan, ne direniş, ne de naz…
Biliyorum; meleksin, bense aciz bir insan!
Sen yapınca işini, ben kesin uyacağım.
Böyle emreylemiş bak, hepimizi yaradan.
Güzel günler kaldıysa, alacağım ucundan.
Daha zor günler varsa, kaçmalıyım buradan.
Yiğitliğin yarısı kaçmaktır biliyorsun.
Sen aç doğru yolları, ben gelirim arkandan .
Üstünde ak ferace , elinde var bir orak.
Yüzünü resmetmemiş, kaçmışlar köşe bucak.
Faydası yok bilirim, bu konuda korkunun.
Ben çizerim yüzünü, çok yakından bakarak.
Her fırsatta yazarım, anlatırım halimi.
Kalemim konuşsun ki; ben tutayım dilimi
Yine akşam oldu bak, sonra sabah olacak.
Beraber yürüyelim, uzattım bak elimi.
Nerede eşek ölse, odun ormanda kalır.
Ya da; öküz ölürse; ekin, harman dağılır .
Gör bunu, anla beni, biraz zaman ver bana!
Ben aniden ölürsem, yükü kim taşıyacak?
Pencereyi tıklatıp, kapıyı çalıyorsun.
Bilmez miyim sen de O Yüce’ nin kulusun.
Kitap oku, resim yap! Beni biraz örnek al.
Adaletsiz dünyayı, kime anlatıyorsun?
Haddimi aştı isem, lütfen bağışla beni.
Neyim ben bilmiyorum , akıllı mı deli mi?
Azraille muhabbet pek keyifli olmuyor.
Sana sonsuz saygım var,ben bulayım dengimi.
Cennetin köşesine, yerleştir hakkım varsa.
Cehennem ateşinde, kavur günahım çoksa.
İkide bir önüme, neden dikiliyorsun.
Git kötüleri korkut, bu ara işin yoksa.
Dürtme, sarsma beni, canımı yakıp durma!
Yap şimdi görevini, başkasına bırakma!
Kıyıdan köşelerden gözetleyip bakınca !
Sabır kalmıyor inan, ne dinde, ne imanda!
Sen nurdan yaratıldın, bense kara topraktan.
Çamurlaşabilirim, böyle zorlanacaksam,
Sen meleksin ben insan, pes ettim boyun eğdim.
Hazırım bekliyorum, gel al, ne alacaksan!
07-02-2024/BANDIRMA / ULVİYE KARA AKCOŞ