GAZETECİLER CEMİYETİ ve BANDIRMA DA, GAZETE-Cİ OLMAK !
Gerçek GAZETECİLERİ, basın özgürlüğünü halkın aydınlanmasına ışık olarak kullanan gazetecileri tenzih ederek yazıyorum bu yazımı !
Ve ben, GAZETE-Cİ Ramazan NARİN sıfatını kullanmam.. -ci Eki…Türkçe de, meslek adı türeten ek olarak bilinir. İsimden sıfat türeten ektir –ci eki. İsimlere eklenince, o ismi bir sıfata dönüştürür. Süt’ten SÜT-ÇÜ, Simit’ten SİMİT-Çİ gibi…
Gazeteci deyince de ; gazete satan çocuklar bu mesleğin adına ilham olmuşlardır ki, bir gazetenin para finansörü, patronu da maalesef gazeteci sayılıyor, gazetede telefona bakan sekreter de gazete-ci sayılıyor. Gazetenin mutfağında sayfa hazırlayan teknik eleman da, matbaasının baskısında çalışan da…dağıtan da, satan da gazete-ci. Fotoğraf makinesini boynuna asıp, haber toplayanlarda ,düğünlerde magazin çeken şipşakçılar da gazete-ci. O haberi yazan da, basan da, satan da hepsi gazete-ci…Çalışan gazeteciler .
Bir de ‘BASIN TOPLANTISI’ diye bir şey icat ettiler ya… O toplantılara çağrılan veya gazetelerden ‘ GİT BAK NE DİYOR ŞU ADAM ! ‘ diye gönderilenler, kahvaltılı, yemekli, ikramlı toplantılara fotoğraf makineleri ve kameralarıyla katılanların, akredite edilenlerin adıdır… GA-ZE-TE-Cİ !
Akreditasyon verilmeyenler, TV lere çağrılıp görüşlerine başvurulmayanlar, röportaja muhatap olmayanlar v.s zaten, gazete-ci sayılmayanlardır !
Haaa, para kazanmak için bu mesleğe soyunan, başta patronlar ve her gün paranın peşinde koşanların da adıdır, GAZETE-Cİ…
Haaa gazetelerdeki köşelerinde, köşe-fikir yazısı yazanlar mı ? Ehhh onlar da –Cİ… Ama gazeteden, gazete patronundan maaş alıyorsa –ci… Ya Maaş almıyorsa ? Ya Sigortası yoksa ? O zaman o köşe yazarı, gazete-ci falan değil ! O, kendine sadece ; ‘BEN YAZARIM’ falan diyebilir.
**
Şimdi, Bandırma da GAZETECİLER CEMİYETİ diye bilinen bir cemiyet, ve o cemiyetin başında da, yönetimini bilmediğimiz şekilde oturan, pas bıyıklı BAŞKAN diye de biri var.
Adı ; Cemal Vural ATABEY…
Şimdi biriniz gidin ona ve sorun bakalım… GAZETECİ NE DEMEKTİR ? Bilemez ! Bilemez çünkü ; aynaya bakıp ta cevap verecektir. Ehhh ayna da ; bakanı, bakan cemali (suratı) gösterir değil mi ? Cemal, aynada CEMAL VURAL ATABEY in cemalini görecek ya orada ve ancak, icazetini gizleyerek, kendisini tarif edebilecektir… GA-ZE-TE-Cİ diye ! Öyle ya, gazete-ci olmayan birinin cemiyet başkanı olması, mümkün mü ?
Ama bu kişi ; haddini aşarak, GAZETE-Cİ KİMDİR ? Sorusunun cevabını kendisinin belirlediğini iddia edebiliyor ve bu konuda akil adam olma iddiasını, biraz da cüretle, ukelaca gösterebiliyor…
Oysa gazeteci ; rütbesini – ünvanını ondan bundan alan, icazet alan bir kişi değildir. İcazet alanların, sadece verilen görevleri yapabildiklerini ve dışına taşamadıklarını, hepimiz biliyoruz.
GOOGLE amcaya sordum, GAZETECİ KİM diye de… ; “ Gazetecilik, bir gazete veya derginin hazırlanmasında ve çıkarılmasında görev alan kişilerdir…dedi önce. Gazetecinin bu görevini yapabilmesi için habere, olaya, olguya, belgeye ve bilgiye dayalı yazılar yazması gerekir. Bunun için de gazetecinin güvenilir kişi (emin) olması zorunludur. Gerektiğinde ; hükümetlere ve güç odaklarına karşı savaşmayı göze alan ÖZGÜR insan, gazetecidir.
Gazetecilik, anlamının içine ; imtiyaz sahibi, muhabir, editör, redaktör, grafikçi, foto muhabiri, yazı işleri müdürü, sorumlu yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni gibi unvan (lı) ları alır. Televizyonlarda da haber programları yapabilir, gazete ve dergilerde de çalışabilirler. Gazetecilik ruhsatına sahip kişiler bu işin okulunu (ama alaylı ama mektepli) okumuş kişilerdir. Bunun dışında, meslekte yeterli olmayan, kendilerini meslektaş-gazete-ci gibi gösteren kişilere de rastlamak mümkündür.” DEDİ !
**
Şimdi BEN ; bir gazetede maaşlı-sigortalı çalışmıyorum, ayak işleri yapmıyorum, mutfakta soğan doğrayıp yemek yapmıyor ,çay demlemiyor bulaşık ta yıkamıyorum.
Ama 35-40 yıldır, yazma imkanı bulduğum her yerde, fıkra-makale türlerinde ( İlk Haber Gazetesi- Genç Bayrak Gazetesi- Son Kurşun Gazetesi v.d ve sosyal medyadaki siteler…) NOGAYTÜRK Mahlaslı, köşe yazılarını yazmaya çalışıyorum. Yazmamın tek gayesi de, yaşadığım toplumu – bana göre – aydınlatmak adına ; bilgimi-görgümü-tecrübelerimi paylaşmak, soruşturmacı, sorgulayıcı, eleştirici, irdeleyici, araştırmacı… haddim olan yerlerde de, olması gerekeni belirtici, çözümcü bir tarzım ve bir üslubum var.
CEMAL VURAL ATABEY – ENGİN ARICAN ve RAMAZAN NARİN…
Bandırma’da daha önce, GÜNEY MARMARA GAZETECİLER CEMİYETİ (GMGC) vardı ve başkanlığını da, SON KURŞUN Gazetesinin sahibi-yazarı (Allah için eli kalem tutuyor) Engin ARICAN yapıyordu. Ben de, Bandırma’ da İLKHABER ve GENÇ BAYRAK Gazetelerinde başladığım yazı hayatıma, bir süre de SON KURŞUN Gazetesinde devam etmiştim de, Engin ARICAN’ın himmetiyle olacak, GMGC ye üye olmuştum. Çünkü cemiyet başkanının himmeti üfürmesi yoksa üye falan olamıyorsunuz böyle kurumlara. Ortada bir cemiyet var ama üye olmanız için başkan denilen zatla yalakalık yakınlığınız olmanız lazım. Ama, Bandırmada ki VELUTSAN Hadisesindeki yazılarım, YALAKA BASIN ! yazılarım dolayısıyle de, önce SON KURŞUN ‘da yazı hayatım, akabinde de GMGC üyeliğim, sen misin bize ‘YALAKA’ diyen denilerek, İHRAÇ ile son bulmuştu. Cemiyetleri kendi rant çiftliğine döndürme içindekileride kendine tabi köleleri olarak görme geleneği bu arkadaştan mirastır. Cemal Atabey’de kendine örnek aldığı kişiyi zamanında eleştirdiği konu buydu şimdi geldiği yer orası.
Engin ARICAN, gazete sahibi olmasını ve GMGC Başkanı ünvanını iyi kullanmış olmalı ki, AKP’ li patronlarının isteğiyle olacak, önce eski devrimci komünist fikir hayatını sonlandırdı ve cemiyeti (GMGC) dağıttı akabinde de ; yoldaşlarını ortada bırakarak, AKP’li Balıkesir B. Şehir Belediye Başkanı A. Edip UĞUR’un, maaşlı basın danışmanı oluverdi. Danışmanlığın ötesinde gazetesini de emrine verdi.
Haaa ; daha önce denizi kirletiyor, SU ÇÜRÜDÜ falan diye, aleyhinde kitap ve aleyhinde yazılar yazdığı BAGFAŞ (Bandırma Gübre Fab. A.Ş Patronu Y.Kemal GENCER ) ile de el sıkışınca, çevrecilik tarafını da bitirivermişti bu muhterem… Belki BAGFAŞ ın da basın danışmanlığını yapıyordur veya oradan da maaş alıyordur, bilemem ! Allah, yolunu/yollarını rast getirsin !
GMGC kapanınca ; birileri Cemal VURAL ATABEY’i önce gazeteci gibi yaptılar ve ona Bandırmada ki gazetecilerin cemiyet açığını kapatması konusunda görev verdiler veya icazetini de vermiş olmalılar ki, CEMAL, iş bu son cemiyeti ( Bandırma Gazeteciler Cemiyeti) kurdu veya kurmuş !
Kendisini, gazete-cilik konusunda YETKİN sanan bu kişiye, BAŞKAN’a bir gün ; cemiyete üye olmak istediğimi söylemiştim de….
Ne dese, beğenirsiniz ?
Gerçi sıkıysa yapsın… Abileri ve ona talimat verenler, onu rahat bırakırlar mı ? Çünkü Ramazan NARİN önce herşeye muhalif bir yazar… Bandırma da YALAKA BASIN yazısını isim isim nedenlerini belirterek yazan birisi. Herkes kafasını toprağa gömmüşken bak kral çıplak diyen birisi . Hür general ! 35-40 senedir de binlerce Bandırma Balıkesir ve genel konularda düşünce yazıya imza atmış, Türkçe öğretmenliğinden ve siyasetten geliyor üstelik, kendisine ÜLKÜCÜ KOMÜNİSTİM, 10. Köyün Genel başkanıyım diyen de birisi… Sıkı mı böyle birine cemiyet üyesi diye ünvan vermek !
Neticede… Gazete-ci ünvanını alamadım arkadaşlar. Üye de olamadım yani…
Şimdi BANDIRMA GAZETECİLER CEMİYETİ, körler sağırlar birbirini ağırlar misali, AHBAP-ÇAVUŞ ilişkisi içinde, hep birlikte katıldıkları, yemekli – ikramlı toplantılarında birbirlerine aşina olarak, birbirlerini de ödüllendiriyorlar sık sık.
Hepsinin evinde bi ton PLAKET birikmiştir vallahi…
Öyle ya Bandırmada yılın gazetecisi, habercisi, fotoğrafçısı, yılın gazetesi v.s…Üç otuz kuruşa reklamcılarda istediğiniz kadar yaptırabiildiğiniz plakete bunları yazmak yazdırma gayet kolay da. . İş bu ödüllendirdikleri, bedava kahvaltı yemek arkadaşlarını, sözde başarılı gazete-cileri kim belirliyor ?
ÖDÜL alacak kişiyi, gazeteyi kim veya kimler belirliyor ?
Bu konuda, cemiyetin bir komisyonu mu var ? Varsa kimlerden teşkildir. Koskoca Türkiye G.C. seçici kurulunu açıklarda bizimkiler neden saklar.. Kaymakamlık mı, Belediye mi böyle bir komisyon kurmuş? Var ise ; biz neden bu komisyonu bilmiyoruz ! Öyle ya, bilelim de işbu komisyonu, belki biz de gider yalakalık yapar, yalanırız haşmetmaaplarına ?? yanlarında ve onları pohpohlayarak belki biz de kendimize bir plaket yazdırırız !! Çünkü ödül ve plaket alan gazete-cilerin, yol ve yolunu bulması daha kolaymış diyorlar ! Bazı genç kardeşlerimizde çok sever etiketi. Bak annecim babacım ödül aldım artık yolum açık diye sevineceklerdir.
Bırakın, ödül veren ve alan uydurma, kağıttan matruşka bebekleri… Bandırma da gazete-cilere itibar eden ve yemeklerine ve kahvaltılarına sürekli davet eden, hediyeler sunan Belediye Başkanı, işadamı, siyasetçi ve bürokratlar…Partiler, STK lar…Arkadaş siz GAZETE-CİLERİ hangi kaynaktan hangi kriterden öğreniyor ve çağırıyorsunuz ki Allah aşkına ? GAZETE-Cİ Kimdir ? Sorusunu ukelaca cevaplayan ve gazete-cileri belirleyen ve o hakkı kendisinde gören CEMAL VURAL ATABEY’in keyfi mi belirliyor adayları da ona mi soruyorsunuz sadece, BANDIRMA GAZETECİLERİ KİMLER… diye ? Ve verdiğiniz vereceğiniz ödüllerin adaleti içinize siniyor mu? Eğer öyle yapıyorsanız beyler ; klavuzu karga olanın…….derim ben de ki, haklı olarak derim. (Burada sadece SAYİM ALKAZAK ağabeyi ve onun yanında birkaç kişiyi tenzih ediyorum.) Haaa ; size şak şak yapıyorlardır, sizi göğe çıkarıyorlardır, ehhh yalakalıkta sınır tanımayanlar için, onların sıfatları için, ben artık bişey demeyeyim… Onlarla cemiyet kurun-kurdurun, onlarla yazdırıp çizdirin ve kullandığınız kadar da, karşılıklarını verin, ne diyeyim !
Belki sayelerinde milletvekili, belki sayelerinde başkan, müdür falan olursunuz !
Bandırma Üniversitesine teklifimdir… GAZETECİLİK ve GAZETECİ KİMDİR ? Konusunda, BASIN AHLAK ve MESLEK İLKELERİ konularında, bir bilimsel çalışma üretin, bir bilimsel panel yapın ve bu konuda sözü olabilecek yetkinleri konuşturun Üniversite olarak siz belirleyin, siz davet edin ve Bandırmada bir bilimsel geleneği başlatın… Partneriniz Bandırma Gazeteciler Cemiyeti olabilir. En azından, ileride bu mesleğe yönelecek olanlara, gençlere ve öğrencilerinize dürüst kişilkili nasıl olunurun önderi olursunuz ve teşvik ettiğiniz gazetecilik, üniversitenin adına yakışır özgürlükle özdeşleşir !
Borçlular, icazet alanlar, korkaklar, bağımsız ve tarafsız olamayanlar, beyinleri ve cepleri özgür olmayanlar ve yalakalar… GAZETE-Cİ olamaz !
11.01.2016 NOGAYTÜRK