Bandırma'da Tarım Paneli

BANDIRMADA TARIM PANELİ! 

19 Şubat 2020 günü “BANDIRMA ONYEDİ EYLÜL” Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Sn. Mehmet Emin ERÇAKAR’ın moderatörlüğünde, Bandırma Ticaret Borsası Konferans salonunda, 9. TARIM PANELİ adı altında bir Tarım Paneli düzenlendi..

Panelistler, yani konuşmacılar çok değerli bilim insanlarından oluşmuş olduğunu görüyorum..

Lakin, her biri devlet kurumlarında görevli olduklarından, köylünün, çiftçinin ürettiği ürünün yüksek maliyetlerine karşın para etmediğini bu nedenle ekonomik sıkıntı içinde bulunduğunu çok iyi bilseler bile gerçeği dile getiremezler, ancak kendi branşları üzerinden zevahiri kurtarmak için konuşabildiklerini düşünüyorum.

Sanırım, Çanakkale 18 Mart Üniversitesinin öğretim üyelerinden Prof. Dr. Sn. Harun BAYTEKİN, kaba yem üretimi ve hayvansal üretim konusunda...

Bandırma İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü adına da Ziraat Mühendisi sayın Hülya IŞIK, ve Veteriner Hekim sayın Özgür Ozan DEMİRCİ, Gübre ve gübreleme teknikleri ve süt ve sağım hijyeni konularında katılımcıları bilgilendirmiş, bundan hiç kuşkum yok.

Ancak teklif almama rağmen bu kez gidemediğim bu panel üzerine  düşündüğümde; panelde konuşan bilim insanları üreten çiftçilerimize, "Çağdaş Tarım, Hayvancılık ve Hijyen" konusunda olması gerekenleri bilimsel olarak görüntü eşliğinde dos doğru anlatmışlardır ancak, bunun pratikte  yansıması  "Tarıma ve Hayvancılığa" ne kadar yararı olacaktır ya da olacakmıdır!  Düşünmeden de edemedim.

Nitekim bu panel 9.uncusu . 8 den ne fayda gördük diyesi geliyor insanın.

Çünkü;

Hepimiz ülkemizde uygulanan tarım ve hayvancılık politikalarından üreticilerin pek de memnun olmadığını görüyor duyuyor izliyor,biliyoruz.

Biliyoruz ki;geniş arazilere sahip toprak ağaları kentlere göçtüAğalar  tarıma verilen teşvik primlerini kendi ceplerine indirirken tarlalarını ya yarıcıya ya da icara verip rahatlarına bakıyorlar.

 Lakin yarıcı da ,icar’cı da son yıllarda ektiğinin ve emeğinin karşılığını alamaz olduğundan artık yarıcılık ve İcar’cılık yapmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Köyden Kentlere hızlanan GÖÇ bunun kanıtıdır.

Ülke genelinde de sanırım durum aynıdır.

Naçizane fikrime göre, tarımı arttırmanın ve göçü önlemenin en sağlıklı yolu tarıma ve hayvancılığa teşvik primi dağıtmakla değil, girdi giderlerinin (Gübre, Mazot, İlaç, Tohum, Yem vs. gibi) fiyatlarını çok aşağılara çekmekle ,bilimsel sübvansiyonla mümkündür.

Bu tür bir uygulamaya gidilse belki tarımda üretim verim artışı olabilir ama yerli tohumlarımızı kaybettiğimizden dolayı tarım ürünlerinde, sebze ve meyvede eski tat ve lezzeti bulmakta maalesef  asla mümkün olmayacaktır.

Çünkü Tohumun her türlüsünde dış ülkelere bağımlıyız ve çoğunun genetiği de değiştirilmiş, yani G.D.O.ürünü, yazık.

Ama yine de büyükler iyi bilir, biz biliriz bir iki, onlar bilir on iki, ne de olsa onlar "Böyyükler."

Bizim bölgemizde ise 1/ 100,000 ölçekli  planı gereği Çanakkale’den ERDEK Körfezine kadar olan bölgede ağır sanayi yapılaşması gündeme gelince, verimli tarım alanlarındaki araziler çok para etmeye başladı, Köylüler de Atalarından ter temiz aldıkları Doğal Çevreyi gelecek kuşaklara temiz bırakmamak için adeta ant içmişçesine sanayicilerin cazip fiyat tekliflerine dayanamayarak  bir an evvel  tarlalarını satma yarışına girdiler.

Şimdi o verimli tarım alanları beton yığınlarının altında kalacak ve bizler her sabah uyandığımızda (tabii uyanabilirsek) sanayi kuruluşlarının bacalarından çıkan karbon monoksit gazlarını ciğerlerimize çekerek nefes alacağız ve sanayi kirliliği ile kahvaltı edeceğiz ne güzel değil mi?.

Eğer bu kahvaltımıza özenmişseniz üzülmeyin tarifini veriyorum.

KAHVALTILIK,sanayi kirliliği Tarifi:

"Önce genişçe bir arazi (pardon) kap içerisine “Ergene deresinden akan ağır sanayi atığının renk ve kıvamındaki koyu atıktan üç su bardağı ana malzemeye, Yarım fincan asit, bir tutam kezzap, iki ölçek metal talaşı tozu, bir tutam tuz ruhu, bir paket abartma tozu, bunları kulak memesi yumuşaklığına gelinceye kadar güzelce karıştırıp yoğurun ve beklemeye alın, ocağa koyduğunuz krep tavanızı yanık motor yağı ile yağlayıp beklemeye aldığınız hamurdan Ayva büyüklüğünde parçalar koparıp incelterek kızartın, inceltmeden kızartırsanız AYVAYI yersiniz, sıcak sıcak servis etmeden önce ister yemek masanızın orta yerine isterseniz OCAĞINIZIN Üzerine, çiçek yerine incir ağacı dikmeyi de unutmayın afiyet olsun"… Esen kalınız….

20-02-20207FİKRET ÇAĞIN/BANDIRMA