Trakya’dan Bandırma’ya gelen Görener ailesinin 1968 yılından itibaren dişiyle tırnağıyla kurduğu Banvit’in kanatlı sektöründeki başarısı yüksek okullarda ders olarak okutulacak bir öyküdür. Bugün de başta Bandırma’dan ve çevresinden binlerce çalışanına ekmek kapısıdır. Banvit bugün kalitesiyle ve üretim gücüyle Türkiye’nin bir numarası olmanın yanısıra Avrupa`nın önde gelen gıda tedarik şirketlerinden biri olma yolunda emin adımlarla ilerliyen bir şirketimizdir.
1994 yılında Görener ailesinin özel ilgisiyle Banvitspor adıyla basketbol sporuna el atıldı. 2004 yılında kulüp 1.lige çıktı ve bir anda salonlarda fırtına gibi esmeye başladı. Türkiye’nin geleneksel büyük takımları taraftarlarıyla geldikleri Bandırma’dan çoğu kez başları önde ezik gitmek zorunda kaldılar. Bir anda gururmuz oldu Banvit. Bandırma’da Avrupa çapında bir Basketbol efsanesi doğdu.Dörtlü finallerde şampyonluklar şanssızlıkla kaçtı.
Banvit Türkiye Basketbol liginde sürekli üst sıraları zorlayan ekip olarak giderek Bandırmalıların gönlünde Taraftar olarak taht kurmaya başladı. Bir anda küçük kentimizin uygun yerlerine basket sahaları kuruldu. Seyircisi taraftaraı Bandırma’nın markası Bandırmaspor’u geçti. Banvit ismi zincir marketlerde satılan bir tavuk ürünü markası değil basbayağı aidiyet hissetikleri yaşadıkları kentinin markasıydı. Hep dolu trübünlerle birlikte mücadele ettiler.Her aile çocuklarını basketbol okullarına kamplarına kayıt yarışına girdi İlgi o kadar büyüktü ki ikinci bir ekip kuruldu. Banvit’te Bandırmalı hocalarla yetişen gençlerle Bandırma Kırmızı adıyla 2.ligde yer aldı. EuroCup 2014-15 sezonu çeyrek final rövanş mücadelesinde yarı finale yükseldi.. Bakın bu öyle böyle bir başarı değildir. Bir ilçe takımının kitabı yazılacak muhteşem öyküsüdür. Bandırma’nın markası olarak övündüğümüz Bandırmaspor maçlarında 500 taraftar trübünlerde yer alırken salona sığmayan 3000 Banvit seyircisi Kara Ali Acar Salonundan Bandırmayı inletti.. Bandırmalı aileler hafta sonu hafta arası demeden eşiyle çocuğuyla el ele Banvit maçlarında gönül verdikleri özdeşleştikleri takımlarıyla gururlanmak için salonları tıka basa doldurdular. Maçlardan ziyade çoğu kez trübünlerdeki coşkuyu görmek için izlemeye gittim. Basketbol yazarlarımız oluştu.Duayen gazetecimiz Erdem Özcan’ın maç yazılarını ilgiyle takip ettim. Atkılar formalar çocukların yataklarının başucuna asıldı. Devlet tarafından Bandırma’nın tek kapalı Spor Salonu sadece Banvit’in spor aktivitelerine tahsis edildi. Salonda Bandırma’dan çoğunlukla olmak üzere her yaş grbuna hitap eden gruplarda 300- 500 çocuk – genç basketbol sporu eğitimi alırken geleceğin basketbolcuları da burada yetişmeye başladı.
Derken bir gün, küçük bir haber portalımıza düştü. Banvit Satılıyor.
Ne oluyor neden oluyor demeden baktık ki KAP’tan açıklama. Devredilmiş. Bandırma’ya her zaman sessiz sedasız büyük destekleri olan Görener Ailesi benden bu kadar demiş. Ne sıkıntılar çektirilkleri daha sonralar ele alınabilecek bir konu. Bu yazının konusu değil.
Yeni sahipleri Katar Brezilya ortaklığı uluslararası bir şirket yönetimi devraldı. Bu haber düşer düşmez içim cız etti. Dedim kendi kendime bu adamların sporla “mıporla” işi olmaz, bizim çocukların hayalleri dertleri hiç olmaz. Bunlar kulübü kapatır işlerine bakar,çocuklarmış gençlermiş umurlarında olmaz asıl amaçları ne kadar kar edeyim ne kadar götüreyim olur dedim.Sonuçta borsada binlerce ortağı olan şirketin alacağı kararlar kendilerinin bileceği iş .
Dediğim çıktı. Mızıkçılık gecikmedi. Basketbol kulübüyle organik ilişki kesildi. Sponsor desteği çekildi. Devamını biliyorsunuz. Kısa süreliğine Gönenli süt firması Teksüt bu ekolü sürdürmek istedi ama kulüp yönetimi şirket ilişkilerinde yönetimsel ön plana çıkınca bir de baktık ki kepenkler kapanmış Salondaki alet edevat halıdan malzemelere kadar paketlenip İzmir’e uçurulmuş.
Burada işin profesyonel yönetim çıkar çatışmaları beni ilgilendirmiyor. Ben salona yıllarca ebeveynlerinin ellerine tutunup yıllarca salona gelen, Banvit Baketbol’le birlikte büyüyen o çocukların hayallerini süsleyen bir gün pota altında bende olabilirim heyecanıyla atkıları formaları ile rüyalara yatan çocukların hayallerini çalanlara duyduğu sessiz çığlığı duyuyorum hala . Bu satırlar romantizm değil realist gözlemlerimdir.
Nitekim Banvit’in mirasını yürütmek adına amatör kulüpler kuruldu. Ellerinden geldiğince çaba gösteriyorlar . Bakın; Balıkesir Büyükşehir sponsorluğunda Bandırma Cumhuriyet Meydanında basket sahası hazırlandı .Trübün kuruldu. Jedi Osman markasıyla basketbol ruhu devam ettirilmek isteniyor. Amaç Bandırma’da var olan Basket sevgisini canlı tutumak bu sağlklı nesil yetiştirmek için ideal sporların başında gelen sporu sevdirmeyi, ilgi görmesini devam ettirmek. Bu çaba içinde olanları kutluyorum. Bandırma çocuklarını yarınlara sağlıklı taşımak için taşın altına elini koyan özverili çabaları izliyorum umarım manevi hazla karşılığını görürler diyorum çünkü…
Çocukların hayallerini işte böyle çaldılar. Vahşi kapitalizmin para hırsı daha çok para, daha fazla kar hırsı, o güzelim sistemi ,muhteşem geleneği bir anda yerle bir etti. O salonda çalışan eğitim alan şimdi sağa sola savrulan ,köşesine çekilen yüzlerce çocuğun günahı vebali başınızdadır. Banvit’in paradan başka bir şey görmeyen yeni efendileri.
Bugün yok şöyle büyüğüz yok böyle üretim yapıyoruz diye boşuna şişinmeyin , boşuna sahte gülücüklerinizi paylaşmayın.Satamadığınz ürünleri de hediye vermeyin..
Önce o çocuklara kendinizi affettirin nasıl olacaksa. O çocukların hayallerini çaldınız.
Hırsızsınız.
not. Bu yazıyı dün gece spontane yazdım..Bugün Bandırma Cumhuriyet Meydanında Büyükşehir Belediyesinin Basketbol etkinliği için kurduğu trübünü soğuk havaya rağmen hınca hınç dolduran kalabalığı ve meydanda kurulan potalarda şov yapan usta ağabeylerini seyretmek için gelen çocukları gençleri görünce içim bir daha acıdı ve haklıymışım dedim.
01-10-2021- BANDIRMA – MEHMET LEVENTOĞLU
Mehmet Leventoğlu