Çin Komunist Partisi Kuruluşunun 100. Yılında Çin’i Dünyanın Lideri Nasıl Yaptı?
Dünyanın varlığını devam ettiren en kadim devleti Çin’i binlerce yıl sonra dünyanın 1 numaralı güçlü devleti yapan Çin Komunist Partisi’nin 100. yılı kutlamaları geçtiğimiz günlerde kutlandı.
Kurucu Mao Zedung ve arkadaşları dünyanın en yoksul ve en kalabalık ülkesinin özgürlüğünü çok büyük acılar çekilerek verilen mücadelerle kazandı. Hem işgalci Japonlardan,İngiliz , Amerikan ,Fransızlardan, hemde batı şirketlerinin kompradoru yerel işbirlikçi zengin eşrafın oluşturduğu paralı ordularına karşı mücadelede zafere giderken ilham aldıkları lider sakın fantezi sanmayın Mustafa Kemal Atatürk’tü.
Çünkü ilk kez batılı sömürgen ve ırkçı emperyalistlere karşı zafer kazanan kişi o olmuştu. Ama Mustafa Kemal o anda ülkesi için tercih edebileceği yol olarak Sosyalizm’i -komunizmi- tercih etmedi. O şartlarda nesmel koşullarda batı tipi Burjuva Cumhuriyeti yerine Sosyalist Halk Cumhuriyeti pekala kurulabilirdi ama ilkeli ama aydınlıkçı yol ile yürümeyi tecih etti. Nedenleri , gerekçeleri vardı veya yoktu. Bu başka bir tartışma konusu.
Bu yazının sorusu ise şu.
Çin Komunist Partisi Kuruluşunun 100. Yılında Çin’i Dünyanın Lideri Nasıl Yaptı?
İşte çok merak edilen sorunun yanıtı büyük stratejist ekonomik deha DENG XİAOPİNG’in yaşamında yatıyor.
1979’d dünyanın görece en fakir ülkesi iken 2021 de dünyanın en zengin ülkesi haline gelen ÇİN bunu nasıl başardı.
Tabii ki; “ÜRETİM”le.
1,5 Milyar insan ile küresel sermayenin girişimci ruhuyla donanmış gücünü buluşturup sosyalizmle bu iş nasıl başarılır mucizesinin mimarı DENG XİAOPİNG’dir.
Çin’in efsane kurucu lideri MAO ZEDUNG’un mücadele ve yol arkadaşı.
Binlerce yıldır bizim Güneydoğumuzdaki ağalara benzer kemikleşmiş feodal beylere , kasabalardaki kölelik düzeninin sahibi yerel eşraf ve komprador hakimiyetinin hepsinin eline kazmayı sapanı verip tarlaya sürerek köküne kibrit suyu ektiren Mao ‘dan sonra Çin’i dünya ekonomik lideri yapan büyük akıl.
Tüm dünyaya akla hayale gelmeyecek çeşitte ticari mal üreterek Çin ekonomisini şaha kaldıran XİAOPİNG 1997 yılında nöbeti kendisinden sonra devam ettirecek CHİN PİNG’e (Jin Pin) (ya da affınıza sığınarak Xİ CİNBİNG) bırakırken dünyanın bir numaralı ekonomisi ABD yi ikinci sıraya düşürmenin mütevazi gururuyla hayat veda ediyordu.
“Biyografisi ve Görüşleriyle” birlikte Çin’in emperyalistlerden kurtuluş ve sosyalizmin kuruluş yılları öyküsünün yer aldığı DENG XİAOPİNG ÇAĞDAŞ ÇİN’İN MİMARI kitabında başarıya giden yolu tüm çıplaklığıyla ÇKP tutanakları ile belgelerle anlatılıyor.
Bugün benim gibi kafamızda oluşmuş klasik sosyalzme giden yolun şablonlarla önyargılarla dolu olduğu ortodoks sosyalistlerce ” işte liberalizme kaydı,kapitalist oldu, sosyalist reformcu , restorasyoncu” gibi boş suçlamalarla eleştirilse de ortada apaçık bir PRAXİS var. Bir kıta kadar büyük coğrafya alanı kaplayan ÇİN’de bugün TAPU yok. Her şey hala devletinse önyargıları bırakıp incelemek gerek..
Mao’nun felsefesinden asla ayrılmadığını Merkez Komite Toplantıları sonrası açıklamalarında defalarca tekrarlayan XİAOPİNG , “Mao’nun felsefi düşüncesinin asıl özü,hakikati gerçeği olgulardan arayıp çıkarmaktır” diyerek yazdığı bir yazının başlığına koyduğu cümleyle özetlenebilir. ” Praxis (pratik)Doğrunun Sınanmasında Asıl Kriterdir” Biraz açarsak sosyalizme giden doğru yolu bulmak için pratik olgulardan deneysel hamlelerden yararlanacağız doğruyu teoriden ziyade olgularla bulacağız” (s.570).
**
Sanırım Türkiye’de Çin’e özel ilgisi olanların dışında bu ismi duyan çok çok azdır. Çin denince bizde ucuz taklit ticari mal üreten ve bunları Alibaba ,Aliexpress ve diğer benzeri internet platformlarında satan bir ülke sanıyorsanız büyük yanılgı içindesiniz. Çin Mars’a gitti. İşte bu küçük muhteşem adamın müthiş hayat hikayesinde Çin’in başarı öyküsü var. .
Tek başına yeni ÇİN’İN TARİHİ ONUN HAYAT HİKAYESİNDE. Çin’in emperyalist işgalcilerden kurtuluş savaşlarında ön cephede MAO ZEDUNG’la birlikte aktif olarak yer alan XİAOPİNG 1960 – 1970 yılları arasında sosyalist ilkelerden sapma iddiasıyla başlatılıp sert yöntemlerle uygulanan şimdi “milli felaket” olarak nitelendirilen baskı ve şiddet döneminin sürgünlerinden biriydi.. 1966’da Çin Komünist Partisi lideri Mao Zedung ‘içerdeki dinamiklerin etkisiyle Çin’de köşe başlarında oluşmaya başladığı iddia edilen kapitalizmin etkilerini tamamen silmek’ için “Kültür Devrimi’ni başlatmıştı. 10 yıl sürebilen hareket Çin tarihinine tutuklama ve infazların en çok yaşandığı dönemlerden biri olarak hafızalara kazındı. İşte o yıllarda tüm görevlerinden alınıp hatta asılsız suçlamalarla aşağılanıp ailesiyle uzak kırsal köylerde tarla kazmaya gönderilen DENG asla müevaziliğinden sapmamış ve geri dönüşü muhteşem olmuştu. Ve ÇKP Merkez Komitesi tarafından genel sekreterlik görevine getirildiği andan itibaren aldığı radikal kararlarla Çin’i dünyanın ekonomik lideri olmasının yolunu açacak cesur hamleleri yaptı ve sosyalist ilkelerden sapmadan başardı.
Ve bu ilginç küçük adam Çin halkına kısa sürede öyle bir çağ atlattı ki Çin Komünist Partisi’nin 19. Kongre raporlarındaki iddiaya göre 2023 de Çin’de hiç yoksul kalmayacak!. 1997 hayata veda eden DENG XİAOPİNG ‘in yerine geçen ve aynı ekonomik sistemi başarıyı üstüne koyarak devam ettiren Genel Sekreter Xi Jinping mucizeyi dünyaya anlatmak için kitap yazdı. .1980’lerde Genel Sekreterliğe getirilen Deng Xiaoping’in uygulamaya konduğu düşünceleri aynı zamanda, Çin gibi geri kalmış ülkelerde sosyalizmin nasıl inşa edileceğine dair bir takım çözülmemiş sorunları çözmüştür.Bu süreç Hong Kong modelini Çin coğrafyasına aktarmanın yöntemi serbest bölgeler oluşturarak komunist parti ilklerini zayıflatmadan giderek büyütülen serbest bölgeler modeli olmuştur. Batının sermaye ve teknoloji gücü ucuz işçilik ve hammaddeye ulaşma avantajlarıyla kısa sürede üretim patlaması yaratmış tüm dünyaya ihraç ürünleri üreten dev bir fabrikaya dönüşmüştür.
**
Çin gibi 1,4 milyar nüfuslu ve Avrupa kıtası büyüklüğünde çok geniş bir ülkenin nasıl yönetildiği büyük bir merak konusu. İnsanlar çok sayıda büyük sorunları aşmak için çalışan Çin’in halkını nasıl mutlu edebildiği, gerçekten mutlu edebildi mi, nasıl suç oranlarında en düşük ülke olduğu, toplumsal memnuniyeti ve istikrarı nasıl sağlayabildiğini merak ediyor. Bir sosyalist ülke dünyada nasıl 1 numara olur.? Dünya jandarmalığına odaklanarak ülkesindeki yüksek standart yaşamları sürdürmek isteyen ABD ‘nin aksine Çin asker ve ideoloji ihraç etmeden dünyanın hemen her yerinde yaptığı yatırımlarla geleceğe attığı temelleri güçlendiriyor.
Çin’de en küçük birim olarak mahallelerde yaşayanlar yerel olarak kendi içinden mahalle komitelerini seçiyor ve yukarıya doğru ilçe il komiteleri seçiliyor. İl komiteleri eyalet komitelerini, en son da eyalet ya da tek tek İl komiteleri de merkez komiteyi seçiyor. Bu komitelerde yer alanların hepsi kol işçisi değil, erkek kadın fark etmez liyakatine göre, öğretmen doktor farklı meslek sahibi de olabilir bu komitelerde yer alanlar özel fazladan bir maaş almıyorlar sadece kendi işlerinden aldıkları ücret dışında gönüllülük esas gelir..
Çin’de bildiğimiz bir Başkanlık sıfatı yok, yani bildiğimiz başkan olmak için çok adaylı yapılan bir genel seçim yok . Tabandan tavana zincir hiyerarşınin getirdiği tepede “genel sekreterlik” var. Yani Çin devlet Başkanı yok ama Genel Sekreter var. Komitenin sözcüsü gibi. Bizdeki konsey benzeri Merkez Komite var. Toplantılarda ortak kararlar alınır. Genel Sekreter parti sözcüsü halk adına devlet adına alınan kararları halka ulaştırır ya da ilan eder.
Seçilen komiteler genel sekreter olabilecek adaylar arasında oylama yapıyor kim uygun görülürse o Genel Sekreter oluyor. Mao Zedung da bir genel sekreterdi bugün ise partinin genel sekreteri Xi Jinping. Köylerde illerde sorunlar yatırımlar yerel komitelerce çözülür. Merkez Komite ise genellikle daha makro sorunlar uluslararası ilişkiler ,iç güvenlik ve savunma ile ilgili durumlar ile ilgilenir. Yalnız komiteler, merkez komite ve genel sekreter komünist partide olan organlar. Bir de buna paralel olarak ülkenin “sovyet”leri, eski dilde “şura”ları ,meclisleri var.
**
1960’larda oluşmaya başlayan yeni küreselleşme kapitalizmin üstünlüklerini giderek daha güçlü bir ekonomi-politik ideoloji haline getirdi….Sosyalist odaklar Sakallı Adam’ın bilimsel öngörüsü olan Kapitalizm içinden doğacak sosyalizm toplumsal inşa modelini yenileme de tıkanıklığa girdiler. Bunu yaşadık gördük. Ve diğer etkenlerle birlikte büyük bir tarihsel yenilgi ortaya çıktı. Ben buna yenilgi asla demedim çünkü diyalektik sürer. Ve bu gelişme Marx’ın kapitalizm teorisinin özü olan buluşunu geçersiz kılmamıştı. Marx’ın, kapitalizmde var olan üretici güçlerin diyalektik olarak kendi içinde sosyalizmin öğelerini ve önkoşullarını ürettiği ve sonuçta var olma hamleleri tükendiğinde yerini sosyalizme bırakacağı düşüncesi budur. Ve bu düşünce aşılmamıştır.
Kapitalizm, feodalizmin bağrında doğduğu gibi, sosyalizm de kapitalizmin bağrında gelişmekte. Son korona projesiyle hızlı geçiş yapılan yeni ekonomik düzene küresel sosyalizme en hazır olan ülke Çin. Bu apaçık izleniyor.
Kısa bir sosyalist tarih notlarını tekrar edersek.
Bilimsel sosyalist akımın ilk deneyi 1847’de kurulan Uluslararası Komünistler Birliği ile başladı.. 1864’te 1. Enternasyonal, 1889’da 2. Enternasyonal ve 1919’da 3. Enternasyonal (Komünist Enternasyonal) kuruldu. Ulusal düzeyde kurulan ilk sosyalist parti ise sanıldığı gibi Rusya da değil 1869 yılında Almanya’da kuruldu.. Praxis sosyalist süreçte komunizme ulaşmak için teoriden pratiğe doğru yöntemleri bulmak için yapılacak deneysel hamlelerdir. Çin bunu da yapıyor. Paris Komünü, Ekim Devrimi, Sovyetler Birliği deneyimi sosyalizm tarihi sürecinin köşe taşlarıdır . Konuyla ilgili olan genç kardeşlerimizin sosyalist teori ve praxis bağlamını yapabilmeleri için Marx, Engels, Kautsky, Liebneckt, R.Luxemburg, Lenin, Martov, Dimitrov, Stalin, W. Ulbricht, Ho Şi Minh, Mao Zedung, Kim İl Sung, Fidel Castro, Tetsuzo Fuwa, Deng Xiaoping’in yaşamları ve düşünceleri teori ve pratiklerin yaşanmış örnekleridir.
**
Çin eskiden olduğu gibi bugün de dünyanın en kalabalık ülkesi bence bu kadar insanı besleyebilmek yaşam kalitesini yükseltmek için böyle bir hamle kaçınılmazdı. Yoksullukta eşitliğin kutsanmasına son verildi. Çin öncelikle İngilizlerin idaresinde olan şimdilerde kendi toprağı olan küresel sermayenin doğu merkezi Hong Kong ekonomi modelini kendi eyaletlerinde oluşturduğu serbest bölgelerde yatırıma izin vererek başlattı. Makao böyle doğdu. Önce küçük çapta deneyerek kontrollü bir şekilde diğer eyaletlere de yaygınlaştırarak bizdeki serbest bölgeler modelini geliştirdi ve kırsalda atıl bekleyen milyonlarca kitleleri üretime dahil etti mucizeyi gerçekleştirdi. Yüksek teknolojiye sahip küresel sermayeyi sosyalist ilkelerden taviz vermeyerek gayet akıllıca bir politika ile harmanladı , bilgi tecrübe edindi ve parayı buldu. Şimdi işin sosyalist etik kısmına biraz değinelim.
Her sanayileşme işçinin ve emekçilerin artı değeriyle yaratılır. Artı değer üreten işçilere kardan ödenmeyen paydır. Kapitalizmde bizim gibi ülkelerde artı değerin “gasp edilmesi” sermayedarların zenginleşmesine sınıf farklarına yol açar. Çin’de sermayedarların yerini devlet alınca zenginleşen devlet oldu. Çin’in yükselişi işte bu artı değer gaspıdır. Sovyetler Birliği Komunist Partisi de bunu yaptı ama üretim hamlesini başaramadı.. Başka türlü sanayileşme birikimi ve toplumu ilerletme mümkün değildir. Marx Kapital’de de bunu anlatır. Artık değere el koymadan sanayileşmek mümkün değildir. Burada fark artık değerin patronlara değil halka ayrımsız hizmet verecek devlete gitmesidir. Keza “Sakallı Adam” Gotha ve Erfurt programlarının eleştirisinde de açıkça sosyalist toplumda sömürünün devlet adına varolacağını söyler. Ama bu sömürü kapitalizmde ki gibi değildir. Kapitalizm artık değeri özel kişilere verir. Sosyalist devlet ise üretilenlerden elde edilen artık değeri alır en başta işçi sınıfı ve üreten köylü ve emekçi halk için kullanır. Çin Devleti de özellikle 19. Kongre raporlarından sonra elde edilen sermaye birikimini emekçi halk için kullanacağını açıkladı. Bu nedenle eleştirilen Çin için evet feodalizmi tamamamen tasfiye ederek tarihsel bir adım attı ama modern bir kölelik düzeni pahasına… deniyor.
Daha çok Kemalist ekonomiye benzeyen modelle başlayan Çin DENG XİAOPİNG ile kontrollü olarak küresel sermayeyi Çin’de serbest bölgelerde ucuz işçi vaadiyle yatırıma davet ederek başarılı oldu. Bunda tüm dünyaya hitap eden pazarlama tekniklerinin büyük rolü var. Sanayi ve tüketim yatırımlarını Çin’e çekerek işsiz milyonlarca kitleyi üretime sokan Çin bu arada kendi teknolojisini geliştirdi yetişmiş eğitimli insan gücüyle ibreyi kendi lehine çevirdi. Ülkedeki fakirliği önledi ve Karl Marx’ın işaret ettiği hedef sosyalizme doğru son aşama komunizme geçiş sürecinde büyük avantaj sağladı…Marx’a göre kapitalizmin bir üst aşaması Sosyalizmdir. Kapitalizm yaşanmadan sosyalizme geçilemez. Praxis anlamda pek çok kez bunu yaşayarak izledik. Şimdi Çin Komünist Partisi Genel Sekreteri ve Devlet Başkanı olan Xi Jinping’in Çin ile ilgili yaptığı son ifadelerine bakalım.
Çin’in bugünkü lideri Xi Jinping şöyle diyor “Çin’in ekonomi politiğinin temeli yalnızca Marksist’dir ve diğer ekonomik sistemlere dayanamaz Marksist ekonomi, geleceğin inşasında temel politikamız olarak kalacak. Kamu mülkiyetinin hakim konumu sarsılamaz. Bazı insanlar, Marksist politik ekonominin ve Kapital’in modası geçmiş olduğuna inanıyor. Bu yargı keyfi ve yanlıştır”
**
Çin kuşkusuz yükselen yeni dünya düzeni trendinin baş aktörü. ABD’nin dünya hakimiyeti yöntemi olan kaos, asker ihracı ve vesayet savaşları yerine sessiz ve derinden sadece yatırım yaparak daha şimdiden dünyanın hemen her köşesinde tüm limanların işletmesini satın alarak mega projelere imza atarak geliyor. Tabiidirki yerleşmiş küresel sömürü çarkı seyretmeyecek ve gelecek sancılarla gelecek.
Çin bunu dünya sermayesini korkmadan ülkesine davet ederek başardı. Bu başarıdaki ayrıntılar tartışmaya değer. Çin’de demokrasi yoktur, Sendikalar yoktur, işçiler kafasına göre maaşımız az ,daha çok ücret istiyoruz diyemez kısaca Çin totaliter bir yapıdır. Rakibi ABD sözde olsa da bir demokrasiden söz edilebilir. Çin’de tapu yoktur. Tapu dairesi diye bir kavram yoktur,çünkü Çin’de kişisel mülkiyet hakkı yoktur ve tüm Çin coğrafyası Çin halkı adına Çin devletine aittir.
Son söz olarak bana göre bir yanda yeni dünya düzeni projeleriyle, bir yanda sınırların kalktığı ve küresel sosyalizm için pandemi üretilerek insanlığın çiplenmeye başlatıldığı diğer yanda dünya ekonomik liderliğini ele geçiren Çin giderek ulusun yüceltildiği nasyonal sosyalisme göz kırpan kendine özgü modelle, sonuçta sapmalar olsa da; her yol sosyalizme ve komünizme çıkacak. Diyalektik süreç bilimseldir ,ertelenebilir ama engellenemez.
24-08-2021/MEHMET LEVENTOĞLU/BANDIRMA