Çok bilinen bir olaydır.
Süleyman Nazif, kendisine “Seviyesiz,” diyen Muallim Naci’ye:
‘‘Seviyesizlik de bir seviyedir. Sen seviye bile değilsin, çukursun’’ demiş.
**
Gören göz, duyan kulak için her şey apaçık ortada.
‘Şöyle yaptık, böyle ettik,’ diyenlere aldırmam, ‘güneş balçıkla sıvanmaz!’
Yıkılan binalar, ‘Çocuklarımı çıkarın!’ diye bağıran annenin feryadı, göçük başında battaniyeye sarınıp uyumaya çalışan insanlar…
Seyyar tuvalet azlığı, hijyen malzemeye ulaşımdaki zorluklar, ilaç azlığı, barınma ve ısınma problemleri, cenazelerin göçükten çıkarılması ve gömülmesinde yaşanan dramlar… Unutulmaz!
‘Yüzyılın felaketi, kader planı’ falan… Acıları Hafifletmez!
Gülüşüp eğleşerek dolaşmalar… Affedilmez!
**
Bal tutan parmağını yalar…
Türkiye çağ atladı…
Memur işini bilir…
Gemisini kurtaran kaptandır…
Köşe dönmecilik marifettir…
Su akarken testi doldurulmalıdır…
Yetmez, ama evet…
Hatta:
“Çalıyor ama çalışıyor,” diyenleri hatırlıyor olmalısınız.
Vicdanlar böyle böyle köreltildi, kapitalizmin azgın kâr hırsı böyle örtülmeye çalışıldı.
Yanlışlar topluma böyle sunuldu.
**
Depremde ölen, yaralanan; evini işini kaybeden binlerce insandan sorumlu olduğu halde “vicdanım rahat”, “her şeyi usulünle yaptım” diyebilenler,
İmar rantiyecileri,
Zemin etüdü uygulama kurallarını hiçe sayanlar,
Betondan, demirden çalan hırsızlar,
Yapı denetim şirketlerine diplomasını kiralayanlar,
Afetlerde, “Fırsat bu fırsat,” deyip zam üstüne zam yapanlar,
Siz: “Seviyesiz değil çukursunuz,” ÇUKUR!
16-02-2023