Cumhur Başkanımıza Teklifimdir

Cumhur Başkanımıza TEKLİFİMDİR...

TBMM Başkanına, Siyasi Partilere, Milletvekillerine, Seçmen Milletine !T E K L İ F İ M D İ R !

Avrupa’ya falan özenen biri değilim de, BATILILAŞMAK hedefimiz muvacenesinde ; Rejimimizi direk ilgilendiren şekilde Medeni Kanunumuz dahil (İsviçre’den)...pekçok kanunu (Ceza Kanunumuz İtalya’dan, Roma Hukukundan) ve pekçok Anayasa maddesini, Avrupalılardan aldığımızı biliyorum. Haa, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanları, sizde burda hemen, Cumhuriyeti ve Atatürk ü sorgulamaya kalkmayın da, BATILILAŞMA hedefi Osmanlı’nında hedefiydi ve o yüzden LALE Devrini, o yüzden TANZİMAT’ıda yaşadık !

Bu akşam, İSVİÇRE de yaşayan bir hukukçu arkadaşım, İsviçre de 29 Kasımda, posta yoluyla gerçekleşecek bir Referandumdan ‘ Holdinglerin başka ülkelerde yarattığı doğa kıyımına ve yaptıkları inşaatlardan sorumlu tutulmalarına dair...’ bahsetti de... Oylamanın sebebi, holdinglerin ülkede ve ülke dışındaki aktivitelerinde, özellikle sebep oldukları çevre kirliliği ve yaşamsal tehdit oluşturan sonuçlarından sorumlu tutulup, tutulmamaları... Biliyoruz ki, yurtdışından gelen firmalar kendi mahkemelerini ve uluslararası tahkimi şart koşuyorlar ve çevre ve canlı hayatına, doğaya verdikleri zararlarından sorumlu tutulamıyorlar. Bu bilginin üzerine, halk oylaması gelişmesinin, nasıl doğduğunu sordum. Aldığım cevap karşısında, Türkiye deki YASAMA ve YÜRÜTME yi, sorguladım ister istemez !

Arkadaş ; TBMM’nde, 600 milletvekilinden 134 tanesi Hukuk Fakültesi mezunu ve 123 tane avukat milletvekili var. AKP'de 68, CHP'de 34, HDP'de 13, MHP'de 5, İYİ Parti'de ise 3 avukat milletvekili bulunuyormuş ya ; TBMM nin başkanı Mustafa ŞENTOP ise bir Anayasa Profesörü...ve AKP de toplam 75 milletvekili hu-kuk-çu ! CHP de 36 milletvekili hu-kuk-çu, MHP de 6 milletvekili hu-kuk-çu, HDP de 14 tane milletvekili hu-kuk-çu, İYİ Partide 3 milletvekili hu-kuk-çu ! Eski meclisler de, aşağı yukarı aynıydı tabii...

Rahmetli eski C.Başkanımız Süleyman DEMİREL’i de saygıyla anarak konuya başlayacağım ister istemez. Süleyman DEMİREL ; Gazeteci Rahmi TURAN a anlattığı bir fıkrasında ; ‘ANANI ÖPEN KADI İSE....?’ demişti de...

İSVİÇRE ANAYASASI nda demokrasi ! Md: 89

İsviçre ANAYASASI Md. 89

1. Bütün kanun ve kanun hükmündeki kararnameler, eyalet temsilciler meclisinin ve genel meclisinin, her ikisinin de onayı ile geçerlidir.

2. Her iki meclisin de onayladığı bütün kanun ve kanun hükmündeki kararnameler, 50.000 seçmen imzası ile kabul ve red için, halk oylamasına sunulur. 3. Fıkra 2 a) süresiz ve iptal edilemez uluslararası anlaşmalar için ve b) uluslararası kuruluşlara katılmak/ üye olmak için de geçerlidir

4. Her iki temsilciler meclisinin karar ile başka uluslararası anlaşmalar da 2. madde kapsamına alınabilinir.

5. Ortak güvenlik ile ilgili İnternational, ya da birden fazla ortaklı kuruluşlara üyelik, her iki meclisin oyuna ve halk oylamasına sunulur.

Ne diyor ? Seçmen milleti İsviçre vatandaşlarının kanun yapma güçleri yok ama ; yasama organları meclisten geçen, tehlikeli buldukları veya beğenmedikleri veya karşı çıkmak istedikleri bir yasa maddesi hakkında, 50.000 kişilik bir imzayla, yasa maddesini referanduma-halk oyuna tekrar götürebiliyorlar ! Gönüllü seçmenler oy kullanıyor, gönülsüzler kullanmayabiliyor yani. Yani çoğunluk isterse o yasa maddesi iptal ettirilebiliyor. Arkadaş, biz bu yasa maddesini istemiyoruz, meclisin kabulü yetmez, sadece bu maddenin... topyekün halka, yani seçmen milletine yeniden sorulmasını istiyoruz ! Diyebiliyorlar ! Ne müthiş ve ne demokratik bir hak yarabbi ! Duyunca, beynim yandı ! Ne yalan söyleyeyim, kıskandım !

İsviçre’de ; Meclisin yapacağı bir Anayasa değişikliği için, obligatorisch (zorunlu) denilen referandum gerekiyormuş. Referandum zorunluluğuna, hukuk literatüründe buna ; direkte demokrasi deniliyormuş. İsviçre de, İsviçre vatandaşları Türkiye ile kendilerini kıyaslarken, bizde DİREKTE DEMOKRASİ var, sizde ise ; DİREK RECEPRASİ var diyorlarmış ! Desinler...!

Yetti mi ? İsviçre Yasalarındaki bu hakların dışında, aynı seçmen milleti, Anayasa değişikliklerinde de, aynı şeyi... bu defa 100.000 imzayla yapabiliyorlar arkadaş ! Hatta, 100.000 imza ile, yeni bir Anayasa Maddesini önerip, bunu oylatabiliyorlar. Veya bir Anayasa maddesini ortadan kaldırabiliyorlar. İsviçre nin nüfusu, İstanbul kadar bile değil, 8,5 milyon, bilemediniz 9 milyon arkadaş ! Seçmen yeterliliğini taşıyan rüfusu ise ; 5,5 milyon veya şimdi 6 milyon olmuştur. Bu nüfus ve seçmen yapısına göre; 50.000-100.000 rakamları ciddi rakamlardır. Zorlaştırmak mı istiyorsunuz, vatandaşın bu karşı çıkış hakkını... Türkiye, İsviçrenin 10 katı olsa, bu rakamları en fazla 10 ile çarparsınız, olur biter ! Ben razıyım ! 10 ile çarpın ve bu hakkı bize de verin !

Peki, Türkiye de kuvvetler ayrılığını yok eden Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen bir (ucube-anlaşılmaz) sisteme geçtik 2017 16 Nisan Referandumu ile, biliyorsunuz! Bu sistem ile, Meclis devre dışı bırakıldı, onu da biliyorsunuz. Ülkemiz, uzun süre Cumhurbaşkanlığı Kararnameleriyle idare edildi ve hala ediliyoruz. Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin kanun sayılarını tam bilmiyorum da, yüzlerce olmuştur muhtemelen !

Eskiden, yasama görevi üstlenen meclisin haricinde, Bakanlar Kurulunda vardı bu hak. Bakanlar Kurulu Kararnameleri kanun kuvvetinde kararnameler olurdu da, seçimde oy isterken halktan korktukları için Bakanlar kurulu bu hakkını çok nadir kullanırdı. Bu sistemde artık Kanun denilen şey, meclisin yetkisinde değil sadece, SARAY dediğimiz Külliyeden TEK İMZA ile kanun gücünde kararnameler ile idare ediliyoruz ! Bakanlar kurulunun artık ehemmiyeti yok çünkü bakanlar siyasi değil meclise gelme zorunlulukları yok ve sadece Cumhurbaşkanının emir ve talimatları ve denetimine bağlı çalışıyorlar.

16 Nisan Referandumunda, TBMM in güya hazırladığı... 18 madde birden, Cumhurbaşkanı onayıyla, Referanduma (Halk oylamasına) sunuldu değil mi ? Maddeleri ayrıştırma hakkı, 18 maddeden şunu şunu istemiyorum gibi bir hak, biz seçmen milletinde yoktu. Ya 18 ine birden EVET diyecektik, ya da hayır. Halkoylamasında ; Evet 25.157.463 Ad. %51,41, Hayır 23.779.141 Ad. % 48,59 16 Ve rejimimiz değişti ! Ben, ‘HAYIR’ dedim.

Anayasa Referandumunda, AKP+MHP Milletvekilleri, nasıl 18 maddeyi birden oylatmışlarsa bize, mecliste de bunu sağlamak için TORBA KANUN Kavramını getirdiler ve artık kanunlar... tek tek çıkmaktan ziyade, çuvalın içine atılarak, torba torba çıkarılıyorlar ki, torbadaki 10-20-30 kanunu, ordaki milletvekillerinin tek tek anlayıp incelemeleri, zaten mümkün değil. Torbayı hazırlayanların emri, ‘EVET’ olduğu için, iktidar milletvekillerinin yeter sayısı daima EVET diyor, muhalefet partileri de napsın, onlar da ‘HAYIR’ diyor ama kanunlar (çatır-çatır) çıkıyor arkadaş ! Çıkıyor ve ertesi gün Resmi Gazetede yayınlanıp, yürürlüğe giriveriyor. Burda, yasalar ve kararnamelen hakkında Anayasa Mahkemesine gitme hakkı, sadece ana muhalefet partisinde olduğu için, onlarda... TORBA İPTALİNİ bile isteyemiyorlar, aralarında güzel kanunlar var diyorlar ve vatandaş çaresiz uyma durumunda bırakılıyor. TEK ADAM yönetimini benimsedi mi bu halk ? Ama, muhalefet benimsedi !

İşbu 18 madde içinde, neler vardı diye sorsak bir vatandaşa, 1 maddesini bile hatırlayan çıkmaz ! Oysa bu Referandumda ; milletvekili sayısı 600 a çıktı mesela, Bakanları denetleme, gensoru yetkisi meclisten alındı ve sadece C.Başkanına verildi mesela... HSYK, HSK oldu ve bu referandumla... Anayasanın pekçok maddesi de, değiştirildi aslında !

Biliyorsunuz, yasaları beğenmeyebiliriz bu demokratik hak olarak, sadece söylem bazında bize verilmiş. Ama yasalara uymak durumundayız mı ? Aynen, seve seve uyacağız !

TEKLİFİM ne ola ki ?

Biz seçmen milletini oluşturan vatandaşlara nutuk atan beyler...Meclisin çoğunluğunu HUKUKÇUYUZ diye işgal eden beyler...Çıkardığınız ve çıkarttığınız kanunlardan veya bazılarından, rahatsızız arkadaş. Hukukçu olarak oraya gidiyorsunuz, ama orda hukuka aykırı, gayri adil davranıyorsunuz ? AİHM ve AYM Kararlarına baktığımızda bile, siz hukukçuların çıkardıkları, iptal edilen veya ceza aldığımız kanunlar yüzünden, HUKUKSUZLUĞA mahkum ediliyoruz, öyle değil mi ? Danıştay ve Yargıtayda bozulan, HAKİM Kararlarını söylemiyorum daha !

Bizi yönetin, yasamayı haledip kanunlar çıkarın, veya yürütmeyi sağlayın, devleti ayakta tutun diye size verdiğimiz onay, sizin bizim geleceğimizi göz göre göre yok etmenize izin veremez, vermemeli. En son çıkaracağınız torba kanunların içine sıkıştırdığınız maddelerle mesela, çocuklarımızın-torunlarımızın gelecekte EMEKLİ olmalarını bile engelliyorsunuz ? Bu hakkı, kim verdi size ? Devlet benim diyemezsiniz, çünkü biz de devletiz! Millet yoksa, devlet de yoktur !

Beğenmediğimiz ve ülkemizin ve milletimizin geleceğini tehlikeye atan, sadece yandaşların refahına dönük kanunlara karşı, biz seçmen milletinin de seçimlerde oy atmanın dışında, yapabileceği birşeyler, itiraz hakkmız, olmalı arkadaş !

Türkiye Cumhuriyeti Devletinde ilk yapılacak Anayasa Değişikliği faaliyetinde ; Meclisin çıkardığı KANUNLARIN, Cumhurbaşkanlığının çıkardığı kanun kuvvetindeki Cumhurbaşkanlığı KARARNAMELERİNİN ve hatta Anayasa maddelerinin değiştirilebilmesi için, biz seçmen milletine, yukarıda sunduğum örnek gibi, belli sayıda şart koyarak itiraz ve değiştirme hakkını vermelisiniz. Türkler de İsviçreliler kadar insan haklarına sahip olmalıdır.

Kanunlar için biz de tamam 50.000 imza toplamayalım ama 500.000 imza toplarsak, lütfen o kanunu İPTAL veya DEVAM için, seçmen milletinin onayına sununuz ! Anayasa içinde, zorlaştırın bizi fark etmez, 1 Milyon imza şartı koyun mesela ! Razıyım ben ! Yeter ki, vatandaşlara beğenmedikleri yasalar hakkında söz hakkı veriniz. Bize zorla kanunları sevdirmeyiniz, kanunlar yüce ve değişmez değildir ! Eleştirilmez, hiç değildir !

Bu hakkı bize verdiniz mesela...Biz de, bir kanunun iptali için imza kampanyasına kalkıştık ve yeterli imzayı bulamadık mesela... O zaman, tepe tepe kullanırsınız kanunu ve o kanundan dolayı, kimsenin daha sonradan ağlanma sızlanma hakkı kalmaz ! Size de yarar yani!

Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, Cumhuriyet ile... ümmet olmaktan kurtulup, BİREY olma hakkı kazanmışlardır. BİREYLER de, gerekirse şartları oluşturup, yasaları koyabilirler, yasaları değiştirebilirler veya yasaları iptal ettirebilirler. İnsan haklarımız ve demokrasi haklarımız, bunu gerektirir.

KABOTAJ Kanunumuz var mesela, 1926 tarihli...Uymuyorsunuz arkadaş, bu kanuna göre yaptığınız, bir tek icraat var mı tarihte ? Veya, ŞAPKA Kanunumuz var mesela, ona da uymuyorsunuz mesela... TÜRK adını, TÜRKİYE adını bile kaldırıyorsunuz kanun ve kararnamelerle ve vatandaş olarak biz, birşey yapamıyoruz ! Birşey yapmaktan vazgeçtim, yasalarla ilgili itiraz ve fikir bile serd edemiyoruz. Yasaları, sevmeyi dayatıyorsunuz bize ! Peki 600 vekil ve Cumhurbaşkanımız bu kanunları neden revize etmez, neden çağa uygun güncelleştirmez ? Sizler yapmıyorsanız, yapmayacaksanız, seçimden seçime 3600 ek gösterge falan diye bizi aldatacaksanız...vaz geçin bundan da, bize de İsviçre Vatandaşının sahip olduğu o hakları verin, hak verin, istemediğimz yasalara direnme hakkı verin ! Biz yapalım veya yapamayalım, ama bize o hakkı verin ve demokratik olun ! Hak erilmez alınır derseniz, siz bilirsiniz !

DİREK DEMOKRASİ bizde de olsun.

08/11/2020 - RAMAZAN NARİN - BANDIRMA -NOGAYTÜRK