Malumunuz, Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıkan Korona virüs (COVİD 19) belası, yani çıplak gözle görülemeyen zerre boyutlu bir mikrop, şu koca Dünyayı teyakkuza ve hazırola geçirdi.
Adeta, Dünyaya rest çekiyor, herkes ve her devlet haddini, hudutunu, sınır’ını bilecek, yediğine içtiğine dikkat edecek. İnsani ve Ticari ilişkilerde çok dürüst, Ahlaklı ve samimi olacak, aksi halde geliyorum, almadan gitmem diyor meret.
Şaka bir yana değerli okurlar, bu mikrop’un şakası yok, dikkatli olup bildirilen öneri ve kurallara harfiyen uyacağız.
Bu konuda ulusal medyanın tüm yazarları ve ülkemizin pek çok bilim insanları yeterince yazıp, TV lerde konuştular ve konuşacaklar, o nedenle bu konuda yazmak benim boyumu çok aşar.
Ancak bugün ben, her an kontrolünüzde olan sosyal medyada, bir çok hayati konularda, ya kasıtla ya da bilgisizlikle ve cehaletle paylaşım yapanlara ders ve uyarı niteliğinde bir başka Sosyal medya paylaşımını, Önemine binaen bu sütunlarda paylaşmak istedim.
“İTALYA’DAN BİR TÜRK’ÜN ÇIĞLIĞI”
İtalya’da yaşayan bir TÜRK, dehşet verici karantinanın ortasında yalnızca çaresizliğini değil, çığlığını da sosyal medya üzerinden duyururken, anlattıkları tüm İnsanlık için hem dikkat çekici hem de çok ürkütücü…
Ve bu anlatımlar sadece İtalya’yı değil, tüm dünyayı ve hatta ülkemizi de bekleyen daha büyük bir tehlikenin olasılığını ve bizlere yaşatabileceklerini duyurmaya yetiyor…
İşte, bir günde 250 kişinin yaşamını yitirdiği İtalya’da yaşayan Gözde isimli Türk kadın Avukatın sosyal medya üzerinden yazdıkları;
“(Korona virüsü, bir kişide pozitifti.. 11 Mart 2020 tarihi itibariyle 10 bini aştı.. İlk hasta 38 yaşında bir erkek. Şubat başında Çin’den gelen arkadaşı ile yemek yedikten bir hafta sonra hastalanıyor. Acilde zatürre teşhisi konulup antibiyotik veriliyor. 5 gün sonra solunum zorluğu nedeniyle yeniden Acile başvurduğunda virüs çoktan ilerlemiş oluyor.
Bugün tüm İtalya’yı, neredeyse tüm Avrupa’yı sardı. Çabuk ilerliyor, alınan önlemlerden çok daha hızlı. Virüse karşı elimizden gelen tek şey sosyal hayatı kesmek. Gıda ve ilaca erişimimiz var, sadece zorunlu bir neden olmadıkça dışarı çıkmamamız şiddetle tavsiye ediliyor. Tabii ki çok üzülüyorum.
Oğlumu yuvaya, Müzik kursuna, parka götürememek, arkadaşlarımızla buluşamamak, her gün gittiğim marketteki personeli maskeli görmek. Sokakta herkesin birbirinden kaçması ve herkesin birbirine şüpheyle yaklaşması. Barları, Restoranları kapalı cıvıl cıvıl İtalya sokaklarını bomboş görmek. Parklarda çocuk sesi duyamamak.
Evet, çok zor. Alışkın olduğumuz bir durum değil. Neslimiz savaş görmedi. Ama bu bulaşıcı hastalığı başında hiç ciddiye almadım, almadık. Cumartesi gününe kadar herkes partilerde veya arkadaşı ile gezmelerdeydi.
Bugün gördüğüm tablo, İnsanın içine dokunuyor. Ülkem ile yollar kapalı, her şey bir anda oldu. Çin’le direkt uçuşların iptal edilmesi, sadece okulların kapatılması gibi acele alınan önlemler bizi bugünlere getirdi.
Biyologların tahminlerine göre, sosyal hayatı ve İnsan hareketlerini durdurmayı başarabilirsek en iyi ihtimalle 3 ay sonra azalma göreceğiz. Endişe ile beklerken, savaş içinde doğmadığıma ve savaşı yaşamadığıma şükrediyorum. Oğlumun güzel günler içinde yaşayabilmesi tek arzum…
Kendinize iyi bakın lafını hiç sevmem ama hiç bu kadar anlamlı da olmamıştı…
“Türkiye geç mi kaldı”
İtalya’da yaşayan Türk Avukatın yukarıdaki anlatımları sadece bir ülkenin içinde bulunduğu kaosu ve oradaki insanların çaresizliğini dışa vurmuyor, Virüsün ne kadar büyük bir tehdit ve tehlike olduğunu yeni anlamaya başlayan ve sınırlarını tam olarak kapatmayan ve henüz kapatmaya çalışan Ülkelere de uyarılar içeriyor.
Acaba, vaka sayısının iki üç gün arayla 1 den 6 ya çıktığı Ülkemizde, alınan önlemlerin yetersiz olduğunu da mı deşifre ediyor bu anlatımlar,
Başta Sağlık Bakanımızın ve diğer ilgili Bakanlarımızın bu konudaki çok yoğun ve üstün çalışmalarını görüyor, ilgi ve takdirle izliyoruz amenna.
Ancak Iraktan uçak gelip Ankara’ya inebiliyor, Umreden binlerce insan geldi evlerine gitti şimdi binlercesi yeni geldi ve gelmeye devam ediyor, bunlar karantinaya alınıyor, ama önce gelenlere Haydi evlerinize gidin ziyaretçi kabul etmeyin demek Virüse karşı ne derece bir önlemdir?. (malum yeni gelende bir pozitif vaka görüldü).
Uzmanların, “çok kişiye test yapılamadığı için Ülkemizde vaka sayısı net olarak belirlenemiyor” şeklindeki paylaşımlarının gerçeklik payı ne kadardır?. Diye akıllara gelen öncelikli sorulardır, sonrası ise ekonomik sıkıntılar cenderesi.
Bu mikroptan en kısa sürede kurtulmamız ümidiyle, Esen kalınız…
Fikret Çağın /Bandırma/15-03-2020