Din Adamlarına Saygı

DİN ADAMLARINA SAYGI

Birkaç densiz; din adına saçma sapan açıklamalarda bulundu , bazı siyasi gruplar oy adına dini kullandılar, farklı görüşlerde olanlar dışlandı, aşağılandı, çocuklarımıza, hatta bize bazı inanç formları zorla enjekte edilmeye çalışıyor diye gerçeklerin üzerine bir çizgi çekilemez. Dünyada islamiyeti kabullenmiş binlerce insan var. Dünyanın üçte birisi İSLAM coğrafyasında yaşıyor. Bu insanlar bütün dinlerde olduğu gibi; kendi doğrularını yaymak, taraflarına çekmek istiyorlar. Bunun için çalışan yüzlerce görevli görevsiz çalışan var. Ülkemiz de bu yoğunluğun içinde yer alıyor. İslamiyet kendi içinde mezheplere ,tarikatlara ayrılmış. Bu dini kabul etmiş insanlar, dinin istediği tarafına, istediği kadarına inanıyor. Kendine göre yorum yapanlar var. Olan kurallara kendi görüşlerini katanlar var. İslam dünyası kendi içinde bir kaos yaşıyor. Ülkemizde yaşayan insanlar bu görüşün içinde ya da dışında olabilirler. Kimse düşüncesinden ve inancından ötürü suçlanamaz. Ülkenin birlik ve beraberliğine zarar vermemek koşulu ile. Ateist, deist, budist, isevi, musevi olabiliriz. DİN Allah' la kul arasındaki bağdır. Kimsenin inancı kimseyi ilgilendirmez, bu konuda kimse kimseye baskı yapamaz. Yapmamalıdır. Bir dindar , dini inancı olmayana nasıl baskı yapamaz, onu aşalıyamazsa, inançsız kişi de dindarı hor göremez. Sosyal medyada din adamları hakkında yapılan genellemeler çok çirkinleşti.

Ülkemizde farklı görüşler uyum içinde yıllarca yaşadılar. Siyasiler dini kullanmaya başlayınca inanç farklılıkları göze batmaya başladı. Yıllardır en masum şekilde ibadetini yapan insanlar değişmeye başladılar. Kimi gericilikle suçlandı, kimine bu konuda özel kimlik verildi. Konu, eğitim başta olmak üzere kurumların dokusuna sızdı. Din görevlisi ve ibadet yerlerinin sayısı arttı da artdı. Kişi başına on din görevlisi, her üç yüz kişiye bir ibadet yeri düşünce, para kaynakları buralara transfer edilince; bu gidişten hoşlanmayan, zarar gören insanların sesi farklı çıkmaya başladı. İnsanlar taraf olmaya zorlandılar.

İnsanı rahatsız eden bir atmosfer oluştu,. Durumdan kimse memnun değil. Çünkü denge bozuldu. Her mesleğin çalışanı ülkenin ihtiyacını karşılayacak kadar olmalı.

İmamın görevi nedir? Namaz kıldırmak, hutbe hazırlamak ve okumak, vaaz ve dini bilgiler vermek, isteyenlere kur'an okumayı öğretmek. Camiyi ibadete hazır bulundurmak gün boyu açık tutmak, dini konuların yer aldığı programlar hazırlayıp müftülüğün onayından sonra uygulamak. Resmi nikahtan sonra isteyenlere dini nikah kıymak. Belediye tarafında cenaze hizmeti verilmeyen yerlerde; cenaze namazını kıldırıp defin işerini yapmak. İnsanlar arasında sevgi, yardımlaşma ve işbirliğine öncülük etmek, dini vakıf ve derneklere yardımcı olmak. gerektiğinde müezziinin görevlerini yapmak ve köylerde Köy İhtiyar Meclisi'nin tabii üyesi olmak.......... Muska yazmak, üfürükçülük yapmak, şifa dağıtmak, siyaset yapmak, insanlar üzerinde baskı yaratmak yok. Evet, hiçbir din görevlisinin üstüne vazife olmayan işlere karışması doğru değil. İnanan, inanmayan herkes de din görevlilerine hak ettiği saygıyı göstermek zorunda. Onların hepsini ayni kefeye koymayalım. Yobazlıkla, irtica ile suçlamayalım bilim ve fen düşmanı olarak görmeyelim. Gönül ister ki; onlar kendi içlerinde dini istismar edenleri tek tek ayıklasınlar. Toplum ve devlet doğru çizgide yerini alsın.

Türkiye de yaşayan hemen hemen her müslümanın yolu, bir şekilde camiye düşer. İbadet için olmasa bile ölen tanıdıklarımızın cenazesine katılmayı görev biliriz. Kısmetimizde varsa, o musalla taşında bir namazlık saltanatımızı süreriz. İşini doğru yapan, siyasete alet olmayan, her inanca saygı duyan, doğru kaynaklardan doğru bilgi aktaran, sınırlarını bilen, dini; hurafelerden koruyan , davranışlarıyla örnek alabileceğimiz kişilerin bu görevi yapmaları islam ülkelerinde gereklidir.

Aslında hak ettikleri ücreti devletten değil hizmet verdiği din mensuplarından almaları gerekir. Birçok ülkede din adamlarının ve ibadet yerlerinin giderleri böyle karşılanır.

Din görevlilerini suçlamak, hakarete varan sözler söylemek, insanların inancını eleştirmek kimseyi entelektüel, moden, ve aydın insan yapmaz. Dinin yozlaşması, dini siyasete alet edenlerin suçudur. Kurumlara din yoluyla sızanların suçudur. Atatürk çizgisi aşıp kendilerini çıkmaz labiretlerde kaybedenlerin suçudur. Oy uğruna, devletin kaynaklarını ihtiyaç olan yerlerden kesip kafalarına uygun din adamları besleyenlerin suçudur. İnsanların masum inançlarını kullanarak devasa ibadet mekanlarına trilyonlar harcayanların suçudur.

İslam dininde yeryüzü mescit kılınmıştır. Yüce Yaradan ; KİMDEN VE NEREDEN GELİRSE GELSİN, HER DUAYI DUYAR VE DEĞERLENDİRİR.( Haddimi aştım ise af ola!)

ULVİYE KARA AKCOŞ/BANDIRMA/27-03-2020- illüstrasyon: Hanri Benazus-Milli Mücadelede Din Adamları