Başbakan, Rusya ve İsrail ile ilişkilerin normale döndüğünü anlatmıştı.
Eklemişti:
Mısır, Suriye ve Irak ile de, ilişkilerimizi normale döndüreceğiz.
İyi de,
Rusya ve İsrail ile ilişkileri ne kadar normale döndürdük ki,
Mısır ve Irak ile normalleşme gerçekleşsin.
Rus turistlerin geliyor olması, ticaret kotalarının esnemesi, normalleşme mi?
Mavi Marmara’nın Aşot limanından Gazze’ye gitmesi durumunda ölümler olmazdı,
‘Leydi Leyla’ nın Aşot limanından Gazze’ye gitmesi normale dönüş mü oldu?
Cevap, elbette:
HAYIR!..
*
‘Müslüman Kardeşler’ i desteklemeyi bırakmadığımız sürece,
Mısır ile normalleşme gerçekleşir mi?
İstediğimiz kadar toprak bütünlüklerini istiyoruz diyelim;
Barzani ile ‘aynı yatağı’ paylaştığımız sürece,
Peşmerge ile PKK’nın sürtüşmesini bekleyerek,
Musul masasında yer bulabilir miyiz?
PKK’nın ileri gelenlerini istediğimizde:
“Size bir Kürt kedisi bile vermeyiz” diyen Talabani ile anlaşabilir miyiz?
ÖSÖ ile ortak harekât yaptığımız sürece,
Suriye ile normalleşmeden bahsedilebilir mi?
Cevap, elbette:
HAYIR!..
*
Daha önce ele almıştık, yine soralım:
-Bayram tatilini “öldürülme korkusundan” kaçtığı Suriye’de geçiren;
-Kendi ülkesini ‘unutup’, konserler düzenleyip eğlenen;
-Üniversiteye sınavsız giren;
-Kira yardımı ve ücretsiz sağlık hizmeti alan;
-Aldığı arabaya taşıt vergisi ödemeyenlere
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vermek doğru mu?
-‘Bodrum katta yaşamasınlar’ diye TOKİ’den ev verilmeli mi?
Cevap, elbette:
HAYIR!..
*
-Habur’da mahkeme kurarak;
-Oslo’da terör örgütü ile görüşerek;
-Meydanlarda Öcalan mesajı okutarak;
-İlçelere hendekler kazılıp, bombalar döşendiğinde görmezden gelinerek;
-Dolmabahçe’de mutabakat yaparak;
-İŞİD elemanlarının Gaziantep’i mesken tutmalarına göz yumarak;
-2004 Milli Güvenlik Kurulu kararlarını “yok hükmünde” sayarak;
Terör yok edilebildi mi?
Cevap, elbette:
HAYIR!..
*
Devlet Bahçeli,
‘Başkanlık sisteminin karşısındayım ama halka soralım veya soralım mı?’ diyor.
Seçmenleri Devlet Bey’e:
“PKK ile mücadele devam ediyor,
Suriye’de, Irak’ta savaşıyor, her gün şehit acısı yaşıyoruz.
Ekonomi almış başını gidiyor, dolar üç lirayı aşmış,
Siz, başkanlık diyor; sistemin kilitlendiğini söylüyorsunuz.
‘Başkanlık’ tartışmasının zamanı mı?
Sistemin neden kilitlendiğini göremiyor musunuz?
“Fiili durum” yasal değilse:
Anayasa, yasal olmayan fiili duruma neden dönüştürülsün?” diye sormaz mı?
*
Bu hafta, çok şeye rağmen Cumhuriyet Bayramını KUTLAYACAĞIZ!!
Belki de,
Atatürk ve silah arkadaşlarının yedi düvele karşı verdiği savaşın sonunda,
binlerce şehidin kanı ve gazinin fedakârlığı üzerine kurdukları CUMHURİYET,
bildiğimiz şekliyle son defa anılacak.
Ve bundan sonraki 29 Ekimler bayram olarak kutlanacak mı?
Bilemiyoruz…
Ama göreceğiz:
Seçmenin gözünde dört HAYIR, bir EVET edecek mi?