Dünya Sahnesi -Güncel-

Sahne, en basit tanımıyla; oyuncuların üzerinde rol yapmaları için özel yapılmıs, izleyicilerin oyuncuları görmeleri için yerden bir ölçüde yükseltilmiş yer. Ama aslında konu, bu kadar basit değil. Sürekli değişen, gelişen dünyada ne sahneler yapılmış, ne oyunlar kurgulanmış. Sahnenin önüne perde, arkasında ne kulisler var. Konserlere , konferanslara da ev sahipliği yapıyor sahneler. Bale, opera, cimnastik gösterilerine de…Arena sahneleri vardır, platform sahneler, prosenyum sahneler, ileri çıkıntılı sahneler. Sahne sözcüğünün, bir gösteri alanı olmanın dışında; tanık olunan bir olay, bir kare, alan, görüntü, bir bölüm olarak da anlamı var. Kimi sanatçılara ve bilge kişilere göre; dünya planeti bir sahne! Bizler de hem oyuncu , hem seyirci!
Dünya sahnesinde perde hiç kapanmıyor. Oyuncular geliyor, her biri üzerine düşeni yapıp sahneden çekiliyor. Yerine ve zamanına göre; her seyirci bir oyuncu, her oyuncu bir seyirci oluyor. Bu bakış açısına göre bizler; hem seyirciyiz hem oyuncu.
Oyuncu olarak, kiminin ağzından bal damlıyor. Her taraf pespembe; çiçekler açıyor, kuşlar cıvıldıyor, gözler ışık saçıyor! Kimi ağzını açtığında; ana lağım patladı sanıyoruz. Her kelimede pislik saçılıyor etrafa. Kimini karalıyor, kimini kovalıyor, kimini azarlıyor, kimini tehdit ediyor. Bütün oyuncular yetenekli. Rollerini öyle güzel ve inandırıcı yapıyorlar ki; oyunun büyüsüne kapılmamak , alkışlamamak mümkün değil! Rolü bitti sandığımız oyuncular bakıyorsunuz; yine sahneye dönme hevesindeler. Alkışlayan olur mu? Neden olmasın? Seyirciler de çeşit şeşit… Akıllısı var, akılsızı var. Cahili var bilgilisi var. Ahlaksızı var, ahlaksızı var. Fedakarı var, rantcısı var… Var, var, var!
Söz sırası gelmiş birine. (Efendime söylüyüm!) diye başlıyor söze. Her üç cümlede bir tekrarlıyor sözünü.( Efendime söylüyüm!) Efendisi kim? Gerçekten efendisine gidip söylese ya! Niye biz dinlemek zorundayız!
Ah bu dünya sahnesi! Gidenler gidecek, gelenler gelecek… Belli ki; gözler kapanacak, perde kapanmayacak!
Bugün 15 Mart doktorların grevi devam ediyor. Keşke bu noktaya gelimeseydi, ama sürüklendi. Bir meslek grubunun feryadı duyulmuyorsa, dikkate alınmıyorsa işte bu noktalara gelinir. İktidar bizim seçimimiz. Ben oy vermedim diyebilirsiniz ama, koltuklara oturulduğu andan itibaren kaderimiz kısmen bu iktidara bağlanmıştır. O bize sahip çıkacak, biz ona saygı duyacağız. Gerektiğinde demokratik haklar kullanılacak, yasalar çerçevesinde kararlar alınacaktır. Günlerdir devlet hastanelerinden randevu alınamıyor. En acil hastalıklarda bile aylar sonrasına randevu veriliyor. Doktor hastasına gereken ilacı yazamıyor. MS hastaları ölüyor. Sağlık bakanlığının açıklamalarına insanlarımız güvenemiyor. Sağlık çalışanları buldukları her platformda yaşadıkları sıkıntıları anlatıyorlar. Onlarca sağlık çalışanını pandemi sırasında kaybettik. İlliyet bağı bir türlü aşılamadı. Sağlık sektörüne daha büyük bir fon ayrılması gerektiği gün gibi ortada. Bir uzman doktorun bir profösörün yetişmesi yıllar alıyor. Bugün; araba tamir merkezlerinde usta tamirciler işi bıraksa, araba tamirlerini çıraklar yapmaya başlasa; kim arabasını gönül rahatlığıyla çırağa teslim eder? Arabamızı çırağa teslim edemezken, canımızı nasıl asistan hekimlere emanet edelim? Onların da yetişip uzman olmaları başlarındaki doçentlere, profösörlere bağl.ıBugün, karaciğer, kalp veya başka bir organ nakli yapabilen kaç uzman hekimimiz var? Bir doktora kaç hasta düşüyor?
( Eee bu kadar, zordayken hekimlerimiz niye grev yapıyor?) diyenler olacaktır. Haklılar tabii! Hasta hakları var sonuçta!

Peki ya sağlık çalışanlarının hakkı yok mu? Sağlık konusunda çığır açmışız da; Tabipler Birliği bu başarıya gölge düşürüyormuş. muş muş muş…

Sivil toplum kuruluşlarından, hak arayan hangi kuruluşa hak verildi? Bir de ona bakalım. (Hepsi mi suçlu? Hepsi mi haksız?) diye sorarlar adama. En gözde üniversitemiz günlerdir kan ağlıyor. Bilim yolunda ilerlemeye çalışan gençlerimizin derdi zoru ne? Grevler; toplumsal sorunlara dikkat çekmek, çözüm bulmak için yapılır. Sağlık sektöründe yapılacak her iyileştirme, hepimiz içindir. Bu grev süresince; doktorlarımızın hastaları mağdur etmemeye büyük özen gösterdiklerine emin olalım.

Acil çözüm; hastane acillerinde değil! Saygıdeğer devlet yetkililerinde !
ULVİYE KARA AKCOŞ/15-03-2022

Yayınlama: 16.03.2022
0
A+
A-
REKLAM ALANI