Hasta Nefes Aldıkça Umut Vardır..

Aegroto dum anima est, spes est.

Aegroto dum anima est, spes est..”Hasta nefes aldıkça umut vardır” anlamında Erasmus’tan nakledilen latince bir deyiştir.
Doktorlar eğitimlerinin her sürecinde sık sık bu aforizmayı duyarlar.
Bu anlamda Bandırma için de umutluyuz. Sağlıklı bir nefes için hala Poyraz tanrısına şükrediyoruz ki..
Essin, hiç kesmesin. Şükür ki esiyor…Aksi halde kentte hatırı sayılır bir doğalgaz yapılanması olduğu halde durgun havalarda kentin çanağına çöken kirli havayı solumak toplu intihar seansı gibi bir şey.Kentin üç yanında ölüm saçan bacalar tütüyor. Bu nedenle kentte oksijen üreten her ağaca karşı hassas olmamız bundan.

**
Bandırma Üniversitesi kampüs alanında yurt inşaatı için ağaçlar kesilmiş. Kesim işi pazar günü ve soğuk havada gerçekleştirilince dikkat çekmiş tabi.. Ama acar muhabirler yakalamış. Malum Gezi Olayları ağaç kesimiyle başlamıştı. Toplumsal hassasiyetler zaten tavanda.Kurumlar arası alt düzeyde bir diyalogla amaç kolayca sorunsuz gerçekleştirilebilirdi. Her açıdan bir vurdumduymazlık ve ben yaptım oldu zihniyeti.
Oysa ben farklı yere bakıyorum. Kesilen ağaçlar yeni dikilmiş genç fidanlar alırsın başka yere daha yetişmişini daha çok sayıda dikersin,sonra işe koyulursun boş yere yaygara da çıkmaz. Ama Bandırma yeşile muhtaç, duyarlı.
Yurt projesi benim daha çok ilgimi çekti. 1000 yataklı erkek yurdu!.Sayısı her yıl artan öğrencilerin barınma sorunu için gelecek yıllar için gerekli bir proje. Nitekim Cemal Öztaylan ın kişisel çabasıyla yapılan kampüs alanı ve şehir girişinde yer alan Kız yurtları büyük bir boşluğu doldurdu. Bir değil 2 yurt var büyük kapasiteli. Erkek öğrenciler için devlet yurdu eksikliği var.
Var ama Kentte de bir sürü son derece sıkı yasal prosedürleri tamamlamış “boş bekleyen” özel yurtlar da var. Fiyatlar pahalı diyeceksiniz .Hayır. Öğrencilerin sosyal alanları sıfır,donatı desen hiç yok, kuş uçmaz üniversite kampüsünden her gün kente inerek harcadıkları zaman ve harcamalarını dikkate alırsan özel yurt fiyatları kurum yurtlarına nazaran ucuz. Ama bu iktidarın politikaları baştan beri öğrencileri kent merkezlerinden soyutlamak gibi bir misyonu var. Bu niyetlerde dile getiriliyor zaten


Durum bu haldeyken Üniversitenin hemen bitişiğindeki Bandırma Devlet Hastanesi Türkiye çapında birincilikler kazanan rekor sayıda kişiye limitleri zorlayan hizmet vermekle boğuşurken doktor ve klinik eksikliğiyle hastalar hala Bursa Balıkesir hatta Helikopterle metropollere aktarılma durumu ortadayken . Coğrafi olarak Güney Marmara nın merkezinde bulunan geleceğin sanayi kenti programı yürürlüğe sokulmuşken, orada o kampüste acil yatırım ihtiyacı sizce nedir?
Eğitim,Araştırma ve Uygulama Hastanesi nin acil projelendirilip hayata geçirilmesi.
Kıt kamu kaynaklarının rantabl optimum kullanılması.
İşte sınıfta kaldığımız yer burası.
Duyarsızlık noktası bu.


Tıp Fakültesi için geçmiş yıllardan beri Üniversite rektörlüğünün çabası var,yok değil..ama kuruluşundan bu yana göstermelik değilse neden hayata geçirilemiyor.. İktidar milletvekilleri davet edilip uygun arsalar yerler gösterildi ,izah edildi karşılıklı olumlu demeçler verildi bir gelişme ortalıkta yok. Sadece sosyal bilimler bölümlerinden ibaret bir üniversiteden geleceğin metropol üniversitesi olma yolunda sıkı adım atacak yürekli adımları kimden bekleyelim bilmiyorum. Büyükşehir desek hani meşhur Şehir Hastaneleri zincirinden hiç umut yok hatta komik olur. Ama bu ciddi konuda öncelikle siyasi makam sahiplerinin özverili mesai vermesi gerekiyor. Boş gevezeliklerle bölge milletvekillerinin medya manşetlerini meşgul etmeleri halk gına getirdi. Öte yandan sadece rektörlerin işi takip etmeleri de gerekiyor ancak kesin netice değil..

**
Fotoğrafa baktığınızda arkada bomboş alanlar görüyorsunuz. Bu alan “Merinos Çiftliği” denilen Koyun Araştırma Enstitüsü. Eski adı Tekfur Çiftliği. Dramatik bir tarihi var . Kurtuluş Savaşı yıllarına kadar bir Yahudi aileye ait olan arazi kuruluştan sonra türlü baskılarla bezdirilmiş sonunda devlete intikal ettirilmiş günahlı bir arazi. Aile öylesine yıldırılmış ki ;çiftlik adeta gasp edilmiş. Bu günahların bedeli ancak bu arazi üzerinde şimdi tüm insanlığa hitap edecek kamu yararı yüksek sosyal yatırımlarla toplumsal vicdanımızda affedilebilir.
Ama sanki devletin bir kurumundan diğer bir kurumuna arazinin kısmen de olsa halkın yararına devredilmesine gizli eller var inadına engel oluyor. Kamu kurumları arasında hep var olan gizli çekememezlik geleneği mi desem kıskançlık bencillik mi hepsi var. Bandırma Üniversitesi uluslararası yarışmayla projelendirdi modern kampüs alanı böylesine ilkel sosyal donatıdan yosun bir halde bırakılıyorsa nedenlerinden biri budur..Şimdi..
Güya yatırım diye erkek yurdu yapılarak göz boyanıyor. Belki törenle temel de atacaklar.
Ne diyeyim memlekette becerikli idealist yöneticilik tercihi rafa kalkmış durumda.
Ve bizler şükür yaşıyoruz.

Nefes aldıkça umut vardır diye..

27
A+
A-
REKLAM ALANI