Kavanozda Osuruk

KAVANOZDA OSURUK

Arkadaşları, internet fenomeni Stephanie Matto’ya,

“Sutyenlerini, pantolonlarını ve duş suyunu satmalısın…” diye ısrar etmişler.

Stephanie de; bağırsak gazlarını kavanoza doldurup satmanın farklı olacağını düşünerek, osuruk satmaya başlamış.

Satışlar iyi olunca üretimi artırmak için nohuttu, kuru fasulyeydi gibi lifli yiyeceklere yüklenmiş.

Rivayet o ki, “Hem eğlenceli hem de özel bir şey…” olarak tanımladığı bu işten haftada 70 bin dolar kazanır olmuş.

Lakin:

Ikınmalar ve kokunun değişik aromalarda olmasını sağlamak için yaptığı diyet nedeniyle hastalanmış. İyi para kazandığı işini değiştirmek zorunda kalmış ve osuruk satmak isteyenlere öğretmenlik yapmaya, işin püf noktalarını öğretmeye başlamış.

**

Nereden çıktı bu garip işi yazmak diyorsanız, gündeme dönelim.

**

Herkes gibi ben de merak ediyorum,

Merkez Bankası politika faizini düşürüp, reel faizleri sabitleyip, enflasyonu gerçek değerinden az gibi gösterince:

Ekonomide beklenen canlanma olur mu?

Ekonomiden anlayanlar:

“Yaraya merhem olacak sonuçlar ortaya çıkmaz, beklenen canlanma olmaz!

Daha çok harcama,

daha çok yatırım,

daha çok istihdam için tek yol, üretimi artırmaktır,” diyorlar.

Yapılması gerekeni de:

“Üreticiyi desteklemek;

Büyük ve küçükbaş yerli ırklarda verimliliği sağlamak;

Ata tohumu kullanımını özendirmek, taban fiyatları artırmak,” olarak özetliyorlar.

Hadi ben de,

“Sanatsal ve kültürel üretimin önündeki yasakçı yaklaşımları sonlandırmak,” şartını ekleyeyim.

Kendi adıma:

Üretmenin, kalkınma ve halkı zenginleştirmenin yolu olduğuna,

Üretmeden tüketmenin, BEKA meselesi haline geleceğine,

Ve

Üretirken, çevreye zarar vermeyen yöntemler seçilmesi gerektiğine inanırım.

Gerçekleşmesi müphem müjdelerin-vaatlerin ve girişimlerin; hayat pahallılığı, elektrik ve doğal gaz faturalarından kaynaklanan sancıları gidermek için “toplumun gazını almak” olduğunu düşünürüm.

İnandıklarımı, düşündüklerimi; dün yaptığım, bugün yapıyor olduğum, yarın yapacağım gibi söyler ve yazarım.

Ancak,

Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta:

“Toplum içinde gaz çıkarmak bütün kültürlerde ayıp sayılır. Oysa gaz çıkarmak tıpkı hapşırmak, hıçkırmak, geğirmek gibi fizyolojik ve kaçınılmaz bir olaydır ve ayıp olamaz. Çünkü bağırsak gazında bulunan Hidrojen Sülfit, hücrelerin mitokondri adı verilen enerji santrallerinin DNA'larının korunmasında son derece önemli bir etkiye sahiptir. Kadınların çıkardığı gazda daha fazla Hidrojen Sülfit bulunduğu için de bunların koklanmasının sağlığa faydaları daha fazladır. Hayır, şaka yapmıyorum. Bağırsak gazı koklamanın kanser, felç, kalp krizi, diyabet, artrit ve bunamayı önleyebileceğine dair bilimsel araştırmalar vardır. Bilime güvenin,” diyor.

Öyleyse,

2023 yılında devreye girecek ‘doğal gaz rezervi’ gibi müjdelerin-vaatlerin ve dar gelirli için ‘sosyal konut’ gibi girişimlerin, seçimlerde oy oranlarına etkisini merak etmemek; Stephanie Matto’yu, yaratıcı girişimciliğinden ötürü tebrik etmemek olmaz.

Not:

Müphem: Açık seçik olmayan, belirsiz.

27-09-2022/SÜHA ORAL