Değerli okurlar, siyasetle ilgili birkaç kelam etmek, naçizane benim haddime değildir ama seçimlerden sonra herkes bir şeyler söylüyor, herkes kucağındaki taşları uluorta etrafa döküp saçıyor ya, bende bundan cesaretle Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerini CHP ve ortak akıl, yani Millet ittifakı bu 14- 28 Mayıs seçimleri neden ve nasıl kaybedildi gibi aklımı kurcalayan bazı olumsuzluklardan söz etmenin kimseye yarar sağlamayacağını bile bile bir şeyler karalamak istedim..Aslında, “Geçti borun pazarı, Sür eşeği Niğde’ye” hesabı, ya da, “Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti ” diyebilirsiniz, lakin yakında ülkemizde yerel – belediye- seçimleri var ve bu seçimler de nasıl kaybedilir diye şimdiden kafa yormak gerekiyor diye düşünüyorum.
Malumunuz, ülkemiz siyasetinde özellikle muhalefette seçim kaybetmek için akla gelmeyecek çeşitli saçmalıklar ve kendi ayağına sıkmalar, yani halkın sempatisini kazanmak yerine halkı kendinden soğutmak, uzaklaştırmak için ne gerekiyorsa yapmak “Seçim Stratejisi” olarak kabul görüyor ya, işte öyle bir şey.
Bakınız, ülkemizin hiçbir kurum ve kuruluşunun başında AKP den liyakatli değil ama icazetli olmayan bir bürokrat yoktur, TÜİK. AA. KIZILAY, ve benzeri kurumların başındaki bürokratları ALO BEN KEMAL GELİYORUM diyerek tehdit edeceksiniz, İç savaş ve açlık belasından kaçarak ülkemize gelen Suriye’li ve Afganlı sığınmacıları İki yıl içinde ülkelerine göndereceğim diye avaz avaz bağıracaksınız halbuki o sığınmacıların çoğuna Türk vatandaşlığı verildiği söyleniyor, ayrıca bu insanları üç otuz paraya yani boğazı tokluğuna çalıştıran anlı şanlı vatansever(!) İş verenlerimiz var, bunlar bedavaya yakın çalışan işçisinden olmak istemezler ucuza çalışan sığınmacılar ise memleketlerinde, burada buldukları yaşantıyı, özgürlüğü bulamayacaklarını çok iyi biliyorlar, şimdi bu insanlar size neden oy versin, sayın Millet ittifakı.
Seçim kaybına neden olan asıl ve en önemli faktörü ise Cumhuriyet gazetesinin yazarı Barış TERKOĞLU nun konu ile ilgili bir yazısından birkaç satır alıntıyla örneklemek isterim ki bu çok doğru bir tanımlamadır, ya da en azından ben öyle olduğuna inanıyorum. Yazar devam ediyor, TARİKATLARI BUYUR ETTİLER, Cehalet bilgisizlikten beslenir, Örgütlü eyleminin kaynağı ise sınırsız biattır.
Siyasetçiler uyarılıyordu, Din’i örgütlenmenin bürokraside yapılanmalarının önüne geçilmelidir. Bu tür söylemlerin o kadar çok örneği var ki, Diyanet bile bu uyarılara katıldı.
Sonradan sahiplenmese de ayrıntılı bir Tarikat raporu yazdı, Cemaat ve Tarikatların peşinden gidenleri uyardı.
Hiçbir aidiyeti, liyakatin ve ehliyetin önüne geçirerek kendimiz ve yakınlarımız lehine tercih sebebi yapmayalım.
Diyanet ayrıca şeyhinizi değil aklınızı dinleyin diyordu, ama tarikatlar yeniden sahnedeydi, çünkü, şeyhlerle siyasetçilerin bir ortak noktası var, parmaklarıyla göğü gösterirken bu dünyanın nimetlerinin ve çıkarlarının üstünde oturuyorlardı.
Hani 15 Temmuz’dan ders alınmıştı, yoğurt üflenerek yenecekti, hatta sütten ağzınız yanmıştı da yoğurt bile yenilmeyecekti.
Bir daha cemaatlerin siyasallaşmasına müsaade edilmeyecekti, Seçimden önce olanlara dikkat ettiniz mi? Menzil Dergahı tarafını erkenden açıkladı, hem C. Başkanlığı, hem de M. Vekilliği seçimlerinde Cumhur ittifakını destekliyoruz derken 2. Turda da aynı tavrını sürdürdü.
İsmailağa cemaatinden Nurcuların Yazıcı koluna kadar bir çok Tarikat ve Cemaatler C. ittifakı ve sayın Erdoğan’a destek açıklamaları yapmak için sıraya girdiler. Müritleri Şeyh ile aynı oyu vermeye zorlanıyordu, Nisa suresine atıfla Tayyib olanı Habis olanla değiştirmeyiniz diyen mi, Ebced hesabı yapan mı, Şifre çözen mi ararsınız, Cemaat mensuplarına oy kullanırken ENFAL Suresinin 17. Ayetinin okunması tavsiyesinde bulunan mı ararsınız, attığın zaman sen atmadın sen yapmadın haşa ALLAH(cc) yaptırdı gibi saçmalayanlar, Mayıs seçimlerini Bedir Savaşına benzetenler, İsmailağa’nın başına atanan HASAN Efendiyi seçime iki gün kala ziyaret edip kazanmak için okunacak DUA soranlara yaşlılıktan dudaklarını oynatmakta zorlanan Şeyh,EY GİZLİ LÜTUFLARIN SAHİBİ Korktuklarımızdan bizi kurtar duasının Arapçasını söyledi onlara.
İsmail ağacılar geceleri teheccüt namazları kılarken, Nurcular,CEVŞEN Evradı Kutsiye okuyarak seçime hazırlandılar ve kazandılar, sizler ister inanın ister inanmayın ama durum bu.
Herkes bir ölçüde karşılığını aldı.
Seçime yakın NUR Medreselerini ziyaret eden Diyanet işleri başkanı Nurculara Sait Nursi’nin risaleleri Diyanet tarafından yeniden bastırılacak müjdesini veriyordu, Kılıçtaroğlu ise AKP’nin eskileriyle ittifak kuruyordu .Aslında İnsanları, tüm kesimleri ile bir araya getirmek çok akılcı ve demokrat bir davranıştı ama gelin görün ki bizim toplumumuzun DEMOKRASİ, HAK, HUKUK, ADALET anlayışı bu kadar, Eldeki un bu, bu undan bu ekmek oluyor, yerseniz. Mutfak yangını daha da artacak yazık bu millet bu sıkıntıları hak etmiyor ama arayan bulur diyorum…
Esen Kalınız…..-
09-06-2023/FİKRET ÇAĞIN /BANDIRMA
Fikret Çağın